10.BÖLÜM

8 1 0
                                    

Başımın ağrısıyla gözlerimi açtım.

'Ah hala geçmedin mi ya?'diye kendi kendime söylendim.Saate bakmak için çekmecenin üzerinden telefonumu aldığımda saatin 4 olduğunu gördüm.Ama zaten ben daha 3'te uyumuştum.Sizlerde de oluyor mu bilmiyorum ama tam böyle uyumak için gözlerimi kapatıp güzel hayallere dalacağım sırada o görüntülerin,düşüncelerin aklıma gelmesiyle hayal dünyamdan gerçek dünyaya dönüş yapıyorum.Gerçek dünya çok acımasız.Senin ne olacağını,hangi rüzgar da savrulup gideceğini düşünmeden kendi kafasından yazdığı senaryoları oynuyor.Bu normal bir baş ağrısı değildi.Başım değil sanki beynim ağrıyordu.Birisi beynimin içinde inşaat yapıyordu sanki.Ve bu baş ağrısı ilaçla geçmiyor.Tek çözümü kafandaki başını-daha doğrusu beynini-ağrıtan düşünceleri bir kenara fırlatabilmek.Ama ne yazık ki bu olay bu kadar da kolay olmuyor.Düşüncelerimden kurtulmak için yeniden gözlerimi kapattım.Ama hala oradalar neden gitmiyorsunuz?Yatakta doğrularak oturmaya başladım.Beynimin içindeki düşünce kurtçukları beynimi yiyip bitiriyordu ve ben durduramıyordum.Neden her şeyi unutmuşken yeniden aklıma geldiniz ki?Neden?Bazen biz unutsak da beynimiz hafızamız unutmuyor demek ki.Boğazımda oluşan yumruyla bu düşüncelerin sonunun iyi olmadığını anladım.Hava almak için ayağa kalktığım sırada başımın ağrısı daha da şiddetlendi.Of of.Yavaş adımlarla balkona çıktım.Bugün gökyüzünde yıldız da yoktu.Eminim ki herkesin acıları,dertleri vardır.Belki benim yaşadıklarım bazı insanlar için çok kötü bir durumken bazıları bu duruma şükredecek halde.Kim ne yaşadı bilemeyiz.Ben ve yaşadıklarım.Yaşadıklarım.....

Hiç bir zaman tamamen anlatamadığım yaşadıklarım.Korkak birisiyim biliyorum.Anlatmaktan bile korkan biriyim.Yalnızlıktan korkan biriyim.Ölümden korkan biriyim.Karanlıktan korkan biriyim.Kısacası korkak biriyim.Her gece yatmadan önce sevdikleriyle her zaman beraber olmak, hayatının mutlu olması,başını ağrıtan düşüncelerin gitmesi için dua eden biriyim.Ne zaman mutlu olsam,sonrasında kötü bir şey olmasın diye dua eden biriyim.

Her zaman içimi kimseye tamamen açamayan biriyim.Çünkü içimi açabilmem için önce anlatmam lazım.Bazen tam işte cesaretim var anlatıyorum deyip konuşmak için ağzımı açtığımda yeniden çaresizce konuşamayıp kapayan biriyim.Boğazımda ki yumru kendini belli edercesine daha da büyüyünce eş zamanlı olarak midemde bulanıyordu.Sanki şuan aldığım nefesleri alamıyor gibi hissediyordum.Nefessiz kalmış gibi.Koca bir okyanustayım gibi.Derin derin nefes almaya çalışsam da geçmiyordu.Gözlerim bile dolmuyordu artık.Ağlamayı bile beceremeyen korkak bir kadın.Kalbi kırıklarla dolan biriyim.Ne kadar unuttum artık desem de kalbimde ki kırıklardan biri batınca kalbim yeniden kanamaya başlıyor.Ve bu kırıklar nasıl geçer hiç bir fikrim yok.Beynimde ki mahkemeler son hızla beynimi işgal etmeye devam ederken birde kalp kırıklıklarım da eklenince kendimi bir labirent de buluyorum.Bu labirentten çıktığımda işte o zaman her şey düzelecek.Bu labirent zor.Çok zor....

Ama biliyorum ki ben,sen,biz,hepimiz bir gün o labirentten kurtulacak ve acılarımızdan yeniden doğacağız.Belki 1 gün sonra belki 1 yıl sonra da olsa o labirentin çıkışında hepimiz bir gün  buluşacağız.İşte o zaman gerçek mutluluğu,huzuru öğreneceğiz.Biz acılarından yeniden doğan,yeni bir başlangıç yapan insanlar olacağız.

Hey sizler acılarımızdan yeniden doğmaya var mısınız?

***************

'Uyan.'diyen sesle beraber gözüme gelen güneş uyumamı engelliyordu.Ama benim perdelerim asla açık olmaz ki.Güneş de nerden çıktı?

'Ya uyanmıcam.'demeye çalıştım ama sadece bir kaç mırıltı halinde çıktı.Başka bir ses gelmediğinde yeniden uykuya dalacaktım ki yüzüme gelen suyla yerimden sıçradım.

'Noluyor be.'diye gözlerimi açtığımda karşımdaki Baha'ya şaşkın bir şekilde bakıyordum.

'Uyan artık öğlen oldu.'

GÜLÜŞÜMDEKİ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin