4

216 22 7
                                    

Kate kafasını koltuğa yasladı. Hiçbir şey hisdetmiyordu. Duyguları bir an da körelmiş gibiydi ya da artık ne hissettiğini tanımlayamayacak kadar delirmişti.

Kafasını sağa çevirdi. Baygın ,uykulu gözlerle, kanepede oturan Lauren ve Carl'a baktı. İkiside, gözlerini kırpmadan ona bakıyordu sanki, gözlerini kapattıkları an Kate gidecekmiş gibi hissediyorlardı.

Uzun bir süre, konuşmadan birbirlerine baktılar.
Bu geçen dakikaların ardından Lauren cesaretini topladı. Aklından geçenleri Kate sunmadan önce derince bir nefes aldı. "Bugün seninle kalmak istiyor..." cümlesini tamamlayamadan olumsuz bir cevapla sustu.
"Kate? Ne değişti!" dedi bağırarak kız. Sonunda sabrı taşmıştı. Kate'in ona düşmanca davrandığını düşünüyordu.
"Yeter artık! Seninle konuşmak derdine çare bulmak istiyorum ama hiçbir şey anlatmıyorsun!" diye bağırdı tekrar.

Kate sinirle onlara baktı. Sertçe dişlerini sıkıyorsu. Kendisine günah keçisi arıyordu aslında. Birine suçu atıp, o kişi ölesiye yumruklamak istiyordu.

"Defolun gidin! Sizi evimde görmek istemiyorum! Yalnız bırakın beni!" diye bağırdı onlara.

Carl ve Lauren şaşkın ama sinirli bakışlarla Kate'e bakıyorlardı. İkisi de bir şey demedi. Sustular ve toparlanıp çıktılar.

Sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu ama zorlanıyordu. Birinin suçlu olduğunu biliyordu, bunun kendisi olmadığını düşünmek istiyordum.

Neden bunu hissettiğini düşündü. Sadece yardım etmek istiyorlardı. Lauren haklıydı izin vermiyordu. Kendini insanlardan soyutlamak istiyordu.

***

Carl ve Lauren gideli iki saat olmuştu. Kate ise aynı yerde aynı şekilde kıpırdamadan oturuyordu. Hiçbir şey düşünmüyordu. Karşısındaki aynadan kendini izliyordu.

Evin nerdeyse her yerinde ayna vardı. Nedenini bilmiyordu. Ayağa kalktı ve lambayı açtı. Yavaşça odasına ilerledi. Her zaman ki gibi elini duvara sürterek ilerlemeye başladı.

Odasının kapısını açtı ve girdi. Kendini yatağına attı. Kamerasını her zamanki yerine koydu eline kağıt ve kalem alarak takrardan onu çizmeye başladı.

Bir yandan onu çiziyordu bir an da resim çiziyordu. Resim çizmekten sıkılınca bilgisayarını aldı. Ve e-postalarına bakmaya başladı. Carl'dan üç saat içerisinde beş e-posta gelmişti. Rasgele birini açtı.

Hey, Kate. Biliyorum yaklaşık iki saat önce beraberdik. Ama artık senin için çok fazla endişeleniyorum. Ama ondan önce sana bir şey söylemeliyim. Nasıl başlasam bilemiyorum.
Biz seninle arkadaştan fazla bir şekilde büyüdük. Birer kardeş gibiydik. Ama büyüdükçe sana ola  duygularım da değişti...
Tanrım nasıl diğeceğimi bilmiyorum. Senden gerçekten yıllardır hoşlanıyorum.
Umarım bu hislerim aramızı bozmaz.

-CR

Kate şaşkınca ekrana baktı. Hiçbir şey düşünmüyordu. Baktı. Önce cevap vermek için Carl'ın e-postasını yazdı. Ama sonra pencereyi kapattım ellerini anlıda birleştirdi.
"Neden şimdi söylüyorsun?"dedi Kate kendi kendine.

Kate The Chaser ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin