5

182 19 4
                                    

Bu bölümden sonrası Slender The Arrival'le bağlantılıdır.
*Kate'in annesinin ölümünden 3 hafta sonra. *

Kamerasını çekmecesinin üzerine yerleştirdi ve düğmeye bastı. Yatağından kalkıp mutfağa gitti. Kendine bir sandiviç hazırlayıp su aldı. Sakin adımlarla odasına ilerledi.

Odasına geldiğinde, suuyu ve sandiviçini bir kenara bıraktı.
Üç haftadır sakindi. Ağlama krizlerine girmiyordu. Annesinin ölümünü kolaylıkla atlatmış gibi duruyordu. Onu görmüyordu ve kabuslarından çığırarak uyanmıyordu.

Ama tüm bunlar içindeki bir kaç duyguyu harekete geçiriyordu.

Merak,korku ve şüphe.

"Acaba beni bıraktı mı?" diyor şüphesi.

"Acaba nerede ve o şey ne?" diyor merakı.

"Benim için geri gelecek." diyor korkusu.

Onlara cevap veremiyordu çünkü onlar gerçeklikle besleniyordu ve onları başından atmak için onları tamamiyle reddediyordu.

"Sakin ol Kate. Sen iyisin. Sorun yok, kendi kendini zorlamayı bırak!" diye mırıldandı. Aklından geçenler, anında nabzını yükseltiyordu. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Üç haftadır hiçkimse ile iletişim kurmamıştı çünkü insanların onu "rahatlatmak, destek olmak" için kuracağı cümleler onu daha da derin bir boşluğa itecekti. Çekmecesine uzandı. Üstteki gözü açtı ve dizüstü bilgisayarını kucağına aldı.

Bilgisayarını açtı ve ilk olarak e-posta'sına bakmak için Google'a girdi.

Gelişi güzel bir şekilde kutusunu kontrol ederken, Lauren'den gelen bir mail olduğunu gördü. Açmak için tuşu hareket ettirdi fakat sonra vazgeçti. Açtığı tüm sekmeleri kapattı ve bilgisayarında bulunan müzik dosyasına girdi. Rasgele bir müziği açtı.

Yatağına uzanmadan önce, çalışma masasından kağıtlarını ve kurşun kalemlerini aldı. Uzun bir süre resim çizdi, aslında sadece birisine talimat verir gibi cümleler yazıp, o uzun adamı çizmişti. Bunu yapmaktan rahatsız olmaya başladığında ise kağıt.Sandiviçini ve kalemlerini bir kenara savurdu. Karnının acıktığını hissedince de, masasının üzerinden Sandiviçini aldı ve tekrar yatağa oturdu fakat oturduğu anda dona kalmasını sağlayan bir ses duydu. Kilitlediği bir kapının açıldığını.

Ne olduğunu kavrayamamasına rağmen,"O benim için geldi." diye mırıldandı. Elindekileri olduğu yere bıraktı.

Eline kamerasını aldı ve odasından dışarıya fırladı. Kendini ve evini koruması gerekiyordu. Merdivenlere gelince giriş kapısının açık olduğunu gördü. Kapı rüzgardan dolayı ileri geri hareket ediyordu. Merdivenleri hızla indi ve kapıyı sertçe kapatıp kilitledi. Sonra mutfağa girdi ve orada açık olan tüm pencereleri kapattı.

Pencerelerin hepsini kapattıktan sonra, alt katta kapatması gerek son kapıya doğru ilerlemeye koyuldu. Bacakları titriyordu fakat kapının önüne geldiğinde yapmaması gereken bir şeyi yaptı ve dışarıya baktı.

Ve, Onu gördü.

Çığlık attı. Ve kapıyı çarptı. Mutfaktan çıkmak için koştu ama o evinin içerisindeydi. Kaçacak yer arıyordu ama bu kapalı kutunun içerisinde nereye saklanabilirdi ki? Bir maraton koşar gibi odasına koştu. Titreyen bacakları onu zorluyordu. Odasına girdi, kapıyı kapattı ve hemen kilitledi.

Kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Kanın kulaklarına yaptığı basıncı hissedebiliyordu.

Birkaç saniyenin ardından kulakları çınlamaya, başı dönmeye başladı. Dengesini kaybetti için sağa sola yalpaladı.

Ve sonunda o, odaya ışınlandı! Kate, zorlukla kulaklarını tıkadı.

Ona bakmaya çalıştı. Ama yapamadı, boşta kalan elini hızla savurup el fenerini eline aldı.

Ve var gücüyle pencereden atladı...

Slender The Arrival'da bir flashbackte Kate'in saldırıya uğramadan önceki son görüntüleriyle bir bağlantı yapmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.

Kate The Chaser ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin