[17]

903 84 45
                                    

İyi okumalar dilerim

Dün bana cesaret veren insana teşekkür ederim. Kitaba sübyan diye baktığım için yazamıyordum. Ancak, subyani genel bir araştırmaya aldığımda; onun benim kurgum ile pek bir alakası olmadığını anladım. Burda şehvet değil, Şevkat var. Bu bölümden itibaren, kurguyu değiştiriyorum;) ve buraya da söz yazayım: Hiçbir yb bir haftadan uzun sürmeyecek. Ayrıca tüm medyayı ekledim. Ben babyeren'i yerim yaa. İsteyen bakabilir:3

Hava kararmış, sokak lambaları ışıklarını hafif hafif kaldırımlara salmış, gezen elli poşetli insan sıklığı azalmış; boş yollar, geceyi süsleyen yıldızlar gibi farları açık ve hiç telaşı veyahut ceza alma isteği olmayan, ağır arabalar ile süslenmişti..

Bu tür şehire kuytu bir köşe de bulunan bir mahalle, genellikle böyle güzel manzaralara sahip olmazdı. İşte o manzarayı yakalayan, yere en yakın bulunan camdan izleyen, hayatı şanssız ama kendisi masum çocuğa denk gelmişti. Bir eli ile perdeyi sabitleyip aynı anda gözlerini de manzara kilitlemişken, ruhu derin alemlerde geziyormuş ve bu birkaç yıldan ibaret olan hayatında sanki, en çok istediği şey buymuşcasına tüm vücudunu bir huzur çarşafı sarmış, tebessüm olmasa bile dudaklarında şu anlık durumunu sadece içinden yaşıyordu. Dalmıştı aslında, sonu belli olmayan ve daha kendisinin bile farketmediği alemlere dalmıştı. Yanan farları, geçen arabaları, yolda tek tük gezen insanları izliyordu..

Yanağını teğet geçen bir sıcak hava ile tebessümü büyüdü. Düşüncelerinden, daldığı alemden bu kadar hızlı gelip de irkilmemesinin tek sebebi; burnuna dolan, dolduğu yeri huzur kaplayan ılık süt konusuydu. Annesi ona daima süt içirir,  mızmızlanmasına asla izin vermezdi..

"Güzel manzara" Levi'nin sözleri ie bardağı elinden aldı ve sadece başı ile onaylayarak ilk yudumunu aldı. Arkasından gelen, hafif kahve kokusu ile Levi'nin ne içtiğini kestirdi. İkisi de, uzun bir süre sadece o nadir manzarayı izlediler.. İkisi de bu ani bölecek ne bir kelime, ne de bir hareket sergilediler.. Bardakda ki içecekleri, yavaşça dibe ulaşırken bile bu huzurlu anı bozmadılar.

Levi, bu tür bir rahatlamanın ardından; lunapark fikrinin pek de hoş kaçmayacağını düşündü. Arayıp iptal etmek için telefonunu aramaya başladı, ancak bu duruma kendisinin karar veremeyeceğini anladı. Sonuçta, bu Eren için düzenlenmişti.
(Her kitapta lunapark var mk, benimkinde çıkartmaycam valla). Arkasından gelen miniğin sesi ile yüzünde ki tebessüm büyüdü.

"Bu gece, sadece otursak olur mu?" Levi başı ile onayladı. Memnundu aslında, arayıp da o dalaşa giremezdi şimdi. Kaş dostunun ismine tıklayıp mesaj kısmına bastı. Biz gelmiyoruz, siz kumrular takılın. Yazdı, yolladı, telefonu uçuş moduna aldı, ardından sessize. İçine bir kurt düştü, konu Hanji'di sonuçta. Bu sefer telefonu kapayip kenara koydu. Bataryasını da çıkarsam mı diye düşünürken, Eren'in kıkırtısı doldurdu kulaklarını. Çocuk kendini koltuğa atarken.
"Sakin olsana, o kadar da gücü yoktur herhalde" dedi, Levi göz devirip
"Konu Hanji" dediğinde Eren  "Evet, ve o senin kapı komşun. İstese gelir zaten" dediğinde Levi bunun zekasına küfür etti içinden...

O gece ne mi oldu? Erwin veya Hanji ikisi de onlara ulaşmaya çalışmadılar. Bu süre içinde ikisi, sadece koltukta uzanıp, tavanı izleyip düşüncelerini dinlediler. Birkaç saat süren bu huzurlu anlar, uykunun selamı ile düşüncelerini rüyalara teslim ettiler.
İkisi içinde, bu gece en huzurlu anlarıydı onlar için..

Alevlenen yürekler, ilk defa farkedildi.
Artan kalp ritimleri, o gece duyuldu.
Yükselen vücut ısısı, o gece hissedildi.
Ve ilk defa o gece, burunlara dolan kokunun hoşluğu anlaşıldı.

Ancak, ikisi de inkar etti...,

Küçük Ve Masum -RiRen-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin