[10]

952 103 59
                                    

İyi okumalar dilerim

"Yaz bir bitsin."
"İlk işin okula başlamak Velet."
Oldukça sert bir kelime de olsa sesinde en ufak bir rahatsız edici melodi yoktu.
Eren ise hala şu Velet sözcüğüne takılmıştı.

Levi'nın aklına Eren için evi yeniden dizayn edeceği gelmişti. Alışverişden nefret ediyordu ancak bu gün yanında bu küçük şey vardı.

Alışveriş işini Hanji ve Erwin tatilden dönünce yapacaktı ancak, evinde ful enerji bir miniği daha nasıl sakinleştirebilirdi.

"Alışverişe ne dersin?" dediğinde Eren 90° dönerek, bir elini koltuktan aşağıya sarkıttı.

"Bana ağır poşet taşıtmayacaksan olur." ağır poşet ha? İyi de onlar taşımayacaklardı ki zaten. Levi sonradan anlamasıyla minik bir tebessüm etti.

"Hayır odan için." dediğinde Eren kucağından zıplayarak dikleşti ve neredeyse Levi'nın ağzına girecek şekilde tek kaşını kaldırarak baktı.

"Ne için?" Levi bu hal karşısında Eren'i en sevimli halini seçmişken, Minik hala bir cevap bekliyordu.

"Nerde uyumayı düşünüyordun Eren?" dedi Eren'in yüz ifadesini taklit etmeye çalışarak.

"Burda kalıcı mıyım?" diyerek başını eğdi. Gözleri her ne kadar parlak saçlarının altında kalsa da, yanaklarındaki küçük kırmızılıklar kendini belli ediyordu.

"Pff velet daha kaç kez cevap vercem şu soruya?"diyerek başını geri attı Levi. Orman gözlü onca şeyin hala gerçek olduğuna inanamıyordu.

Burdaydı..
Levi ile..
Birlikte kalacaklardı..

Olayı her zaman bölen iç sesi, artık susmuş ve yenilgiyi kabul etmiş gibiydi. Karnına minnacık elini koyarak gülümsemeye başladı.
Levii..
O bir melek.

...

"Sen benden de kararsızmışsın be" diyerek kendini son hız koltuğa attı Levi. Eren yardım eder diye düşünürken, iyice bir yormuştu. Levi iki nesnenin arasında kalıp ne zaman Eren'e sorsa, çocuk son hız etrafta koşup birkaç nesne daha eklerdi. İki tanenin arasında kalan Levi bu sefer daha fazla seçenek arasında boğuluyordu.
Neyseki alışverişi bitirip evlerine gelmişlerdi.

"Seni çok yordum mu?" dudak büzerek Levi'nin kucağına uzandı. Cevap verme gereksiniminde bulunmadan, miniğin ipek saçlarını okşadı.


Eren çoktan uyumuştu bile, Levi'da tam uykuya düşecekken telefonuna gelen mesaj ile irkildi. Atan kişiye büyük bir şokla bakarken, mesajı okurken daha da felç geçiriyordu.

Bankamatik: Bir düşündüm de Levi, orada arabaya ihdiyacın olacak. Galeriye uğra ve arabanı al. Bu arada Eren'e selam söyle, toplantıya gidiyorum arayamazdım.

Babasını bankamatik diye kaydetmişti. Çünkü hattına para yatırdım gibi bir mesaj, bir babadan çok bankadan gelirdi.

Yüzünde belli bir sırıtış doğarken, kucağında sesli nefes alan meleğe baktı.

Ona çok şey borçlusun Levi.

Kucağına alarak kendi odasına götürdü, Eren'in odası hala tam hazır değildi. Yatağa yavaşça bırakıp üstünü örterken bile, o sırıtış hala yüzündeydi. Son olarak güneşten rahatsız olacağını bildiği için perdeleri çekerek, kapıya yöneldi.
Tam çıkacakken durdu ve geri dönerek, o masum yüze baktı.

Sana çok şey borçluyum Eren. Diyerek yanına yaklaşıp çömeldi. Miniğin ipek saçlarındwn hafifçe öperken, Eren'in dudakları yukarı doğru kıvrılıp, hafifçe kızardı. Odadan ayrılırken ise Levi'nin aklında yine o cümleler geçiyordu.

Eren..

O benim mucizem.

O minik bu dünyanın insanı değildi. Hala küçük bile olsa, tamamiyle saf bir ruha sahipti. O bu dünyada yalnız başına çok üzülür, hatta yalnız başına yapamazdı.
Levi bu yüzden ona sahip çıkıyordu, bir masum'u koruma isteği.

Küçük Ve Masum -RiRen-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin