[16]

831 83 36
                                    

İyi okumalar dilerim

"

Dostların gelmese olmaz mı?" diye sordu koltuğa iyice gömülerek. O kadar uykusu vardı ki, gözlerini zor açık tutuyordu. Göz kapakları sanki birkaç kilo taşıyormuş gibi ağırlaşarak , açık tutmasını bir hayli zorlaştırıyordu. Uykusuzluk, tüm vücudu ele geçirmişken, sadece onun kollarına bırakmıştı kendini.

Levi de farksız değildi. İkisi de dün gece olanları düşünmekten pek uyuyamamış, ancak ikisi de bir onuç çıkarmamıştı.
Şimdi ise Hanji ve Erwin'i evine çağırmış, Eren ile tanıştırmak istemişti. Fazla bir sorun çıkmaması için dua ederken, bunun ne kadar imkânsız olduğuna kaanat getirmişti.

Hanji eve gelecek, sorun çıkmayacak. İçinden kahkaha attı. Ne de güzel olurdu demeyi de unutmadı.
Kapının çalması ile ayaklanırken, Eren Levi'nin duyacağı şekilde oflamıştı.
Kapıyı açınca her zamanki manzara. Ful ağız sırıtan bir manyak, deve gibi bir adam.

"Ahh Merhaba Levi, görüşmeyeli uzamışsın." dedi Erwin minik bir eda ile, elini onun başına koyarak boyunu ölçüyor gibiydi. Hanji ise kadınlığı, ah pardon insanlığı bir kenara bırakıp koca bir kahkada boğuluyordu. Sevgilisini koruyan yiğit(!) kadın.

"Senin de kaşların büyümüş" dedi aynı ifade ile. İşaret parmağını onun kas bitimindeki yere koyarak. Gel gör ki Hanji buna da gülüyordu.

"İçeri girmek için izin beklediğini söyleme" diyerek Hanji'e baktı. O kadın daima içeri dalar, Levi'ı sinir edeceğini bildiği için etrafı dağıtır, koltuğa oturup 'açım ulan' diye haykırırdı. Levi'ı deli etmeyi sevdiği için en arsız halini alıyordu.

"Hahaha, emin ol onu asla yapmıycam" diyerek bir elini omzuna attı. Erwin, Hanji'e ters bir bakış attıktan sonra

"Az önce hastaneden aradılar da, ayak üstü görelim dedik. Akşam daha iyi tanışırız minikle" diye cevap verdi.

"Akşam?" diye sorunca Erwin direk Hanji'e döndü. Durumu anlayan Levi'da ona bakarken, Hanji iki göz arasında ezildiği anlayıp

"Lunaparka gidiyoruz. Bu arada Eren nerde?" diyerek içeri daldı. Hanji Erwin'e 'Levi den onay aldım' diye kandırmıştı.

"Kusura bakma dostum ben de engel olamadım" diyerek Levi'a doğru konuştu mahcup bir eda ile. İçeri ayakkabısı ile dalan kadının arkasından bakıp derin bir nefes verdi Levi.

"Kaş, sevgilin bir manyak biliyorsun değil mi?" diye Eren'den kaptığı tek kaşını kaldırarak baktı. Erwin küçük bir kıkırtıyı dudaklarından dökerken, Hanji'nin sesi ile ikisi de kulaklarını kapadı.

"ERWİN ŞUNUN HALİNE BAKAR MISIN?" yarı uyanık vaziyette koltukta uzanan çocuğu hızla kucağına almış, sıkabildiği kadar sıkıyordu.

"Aaaa bırak beni" diyerek onu iteklemeye çalışıyordu ancak, kadında hiçbir hareket olmuyordu.

"Tanrım çok şirinmiş" diyerek işaret parmağını çocuğun yanağına götürdü Erwin. Eren parmağı direk ısırmak için yeltenirken, Levi'nin tehditkar bakışlarını hissederek durdu. Köpek yavrusu gibi sevilmeyi sevmiyordu ve şu an tam o noktadaydı.

"Yaa ne demeszin" dedi Levi iç çekerek. Gözlerinde 'dışı seni içi beni' bakışı vardı.

"Uykulu sanırım, neyse akşam görüşürüz minik şey" diyerek Levi'nın kucağına verdi. Eren bir an derin bir nefes vererek Levi'nin kucağına adeta zıpladı. Hanji sonunda insafa gelip çocuğu boğmayı kesmişti.
Kısa süreli misafirlerini yolcu ederken Erwin ona seslendi.

"Bu arada arabayı beğendim" levi başı ile onaylayıp kapıyı kaparken, kuçağında uyuya kalmış miniğe baktı.
Onun sayesinde diye geçirdi.

Sabah olalı daha birkaç saat bile olsa, ikisi de son derece yorgundu.
Akşam 4'e alarm kurarak, koltuğa bıraktığı miniği tekrar kucağına alarak daha hazırlanması yeni bitmiş odasına çıkardı.
Onu uyuması için uygun ortamı hazırlayıp kendi odasına yöneldi.
O da Eren kadar yorgundu.. Şimdi ise sadece lunapark maceralarını düşünüyor içine anlam veremediği duygular yüklüyordu. Hanji var ise bu gezi kesinlikle sorunlu geçecekti.

Ya ben ayakta durmaktan bacaklarımı kullanamaz olacağım.
Ya Hanji ortada manyak gibi gezerek bizi rezil edecek.
Ya Hanjiye birkaç sarhoş laf atacak, Erwin kavga başlatıp işimiz karokolda bitecek.
Ya Eren kaybolacak.
Ya da herhangi başka bir karmaşa.

Yatağında 90° dönerek ellerini iki yana açıp tavana baktı. Derin bir nefes alıp "gel bakalım belalı kaderim" diyerek uykunun kollarına bıraktı kendini..

.
.
.

Küçük Ve Masum -RiRen-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin