[24]

620 62 35
                                    

İyi okumalar dilerim^

Sinirden ayaklarını tekrar yere vurdu. Gözleri arada kapıyı teğet geçerken, sinirleri gittikçe arttı. Yaklaşık 2 saattir, Erwin'in Eren ile beraber gelmesini ve suratına sabahtan beri sıkmaktan içi hilal seklinde kızarmış yumruğunu suratına indirmeyi bekliyordu.
...

Ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini bıraktı. Hava kararmış, mahalle ateşi yakılmış ve kyojin etkinliği için hazırlanan çoğu çocuk sokakağa dökülmüştü. Erwin'in kutlama saatinde orada olacaklarını, mahallenin en yaşlısı olan pixes'ın alışveriş gibi gerekli malzemeleri onun üzerine yıkması sonucu Eren de onunla gelmiş ve kutlama saatinde burda olmalarını bekliyordu. Çok az bir zaman kaldı...

Birkaç dakika sonra sarışının şık siyah arabası mahallenin girişinde göründü. Yanlarına doğru yaklaştığı süre boyunca Levi arabanın içinde gözleri ile Eren'in aradı sadece. Fazla mı özlemişti? Hayır, sadece habersiz gidişine fazla kızgın-kırgındı. Araba yanlarına park edince Erwin önce Levi'a göz kırptı ve arabadan inerek bagaja doğru ilerledi. Elinde koca koca poşetler ile çıkarken, arka taraftan Eren neşe saçar bir hal ile ona doğru koştu. Levi'nin gözleri ışıldamaya başlarken ve yüzüne Eren'in ki gibi bir tebessüm otururken bunu fark eden sadece Erwin vardı. Onlara bakıp tebessüm ederek acı acı mahalle meydanına doğru ilerledi.

Eren zıplayarak Levi'nin yanına geldi, Levi de dizilerini üzerine çökerek onunla direk göz teması kurdu. Eren kıkırdayıp kollarını kaldırdı, "Nasıl?" diye sorup 360° döndü. Levi o sıra çocuğun kıyafetine ve saçlarına bakabildi.

Üzerinde; gömlek , pantolon , pantolonun üst kısmında ve gömleğin eteklerini içine alan bel bağı ve bir kemer seti ile kılıç seti sol bacak ve sağ bacağı üzerinden kalçasında ki iplere bağlıydı. Kemer seti sırt ve göğsünde birleşim yerleri ile sahte bir sabitlemeye sahipti. Levi etrafta gördüğü çocuklardan ve Erwin'in ona attığı mesajdan araştırdığı kadarıyla kyojin etkinliği ile ilgili bilgi toplamıştı.

Kyojin etkinliği 2 grup halinde oluşturulan çocuklardan serbest oyun şeklinde kurdukları bir etkinliktir. Kyojin etkinliğinde ki birinci gurup askerler yani belli kemer ve kılıçlar ile donatılmış çocuklardır. Bunun dışında kalan grup ise kyojinler yani devlerdi. Onların kostüm, en tuhaflarindandi. Derinden ve tüm vücudu saran genellikle kan kırmızısı renginde bulunan deri kıyafet, ense kısmında su dolu bir balon ile tamamlanıyordu.

Bu etkinlik sırasında sadece yetişkinler çocukların kıyafetlerine karışır onun dışında tüm oyun çocukların kurması ile başlar.

Oyunun genel kısmı ise daha farklı bir hal almıştı. Devler rolünü oynayan çocuklar, askere 3-4 dokunuş sonunda oyundan atma hakkı kazanıyorlar ve isteğe bağlı olarak çıkarma yapabiliyorlardı. Asker rolünde ki çocuklar ise kalça kısımlarında ki ikişer kılıçlar ile dev rollü çocukları yenebiliyordu . kılıçların ucunda, devin sırtında ki balonun naylonunu inceltecek ama insana pek bir zararı olmayan köpük seklinde bir sıvı vardı. Asitliği fazla kuvvetli olmadığı gibi balona etkisi de kolay değildi. Ancak Devin hareketleri sonucunda yeterli düzeyde incelen balon, tamamiyle patlayarak deri kostümün içini, kendi sıvısı ile boğarak dev rolünde ki çocuğun oyun dışı olmasını sağlıyordu.
Oyun tamamiyle eğlence üzerine olduğu gibi, kazanana veya ilk kaybedene herhangi bir ödül veya ceza gibi bir kural da yoktu.

Ancak yine de tüm çocukların gözü ya grupsal ya da bireysel galibiyette idi.
Bu gün yapılan bir ekleme ile, galip grup kyojin etkinlik oyuncaklarindan ilk seçimleri kendileri yapacak ve geriye kalan oyuncaklar da mağlubiyet takıma bırakılacaktı.
Bu kimse için sorun değildi çünkü oyuncaklar arasında pek bir gösteriş farkı falan yoktu. Asıl istenilen ateşe galibiyet odunlarını atmaktı. Galibiyet odunu, ağaçların daha içerisinde bulunan ve daha iyi yanan kısmıydı. Bu ise oynayan çocukların kendi zevki-eğlencesiydi.

Eren'in kostümün de onlardan farklı bir durum ise devlerde bulunan oyunda can olarak kullanılan sıvı dolu balonun onda çıkar tak şeklinde bir sistem olarak kılıç setinin üzerinde durmasıydı. Levi eline o balonu alıp incelerken Eren neşeyle bağırmaya başladı.
"Aaaa Bak Levi! O tek üretilen ürünmüş ve son müşteri olarak o benimmmmm. Yani hem dev hem asker olabiliyorumm" Levi çocuğun sevincine tebessüm ile karşılık verdi.

"Desene seni kimse yenemeyecek" çocuk elini göğsüne koyarak selam duruşu durunca Levi onun saçlarını karıştırdı. O sıra yanlarına bir çocuk yaklaştı. "Hey! Asker misin Dev mi?"

Eren neşe ile Gülümsedi "Her ikisi" çocuğun kaşları çatıldı. "Öyle bir şey yok, uydurma" Eren bu sefer kaşlarını çattı. "Var çalışan abi verdi." bu sefer çocuk ona yürüdü "Sen kimsin, ilk defa görüyorum?" Eren'in bakışları koyulaştı. "Birazdan seni yenecek ve rezil edecek kişiyim." ardından çocuğu sertçe iterek yere düşürdü "Beni ezberlesen iyi edersin" ve bacağına sertçe basmaya başladı.

...

"O nasıl bir tepkiydi Eren, çocuk sana kim olduğunu sordu sadece." Omuz silkti "beni tanıyor" Levi tek kaşını kaldırdı. "Tanımamazlığa veriyor, daha önce de kavga etmiştik." Levi kaslarını çattı.
"Neden?" Eren gözlerini kaçırdı cevap vermek istemedi. "Neden Eren!?" öfkesi artan ses tonuna karşı, nefesini verdi. Yerden alıp, Levi'a dikti gözlerini "hakaret etti." Cevaptan tatmin olmadı Levi, "Nasıl bir hakaret?" Eren yalvaran bakışlar atmaya başladı. Konu bariz bir şekilde geriyordu. Sonunda kaşlarını çatıp bakışlarını kaçırdı. "İbne dedi."

Levi'nin gözleri irilesti, ardından göz bebeklerinden çıkacak gibi hissetti. Eren bakışları diğer tarafta "Küçük bir kavga"diye bariz durumu düzeltmeye çabaladı. Levi tek kaşını kaldırdı "Ne kadar küçük?" Eren alt dudağını dişledi. Kaçışı olmadığını anlamıştı. "Burnu kanadı sadece" diye cevap verdi. Levi tekrar şaşırdı, az önce isminin Jean olduğunu öğrendiği çocuğa çevirdi başını. Onlara biraz uzakta bir direğe yaslanmış, Eren'e kötü kötü bakıyordu. Çocuk cüsse olarak Erenden fazlası ile iriydi. Bakışlarını Eren'e çevirince, onun da ayni şekil baktığını gördü, belki de daha pis. "Dön önüne, kavga yok bu gün" Levi çatık kaşlar ile Eren'e biraz daha yaklaştı. Kendine de tabure çekerek "ibnenin ne olduğunu nerden biliyorsun?" haklıydı, sonuçta Eren gerçekten küçük bir çocuktu ve yaşına oranla oldukça şey biliyordu.
"O söyledi" dedi iğrenir bakışları ile Jean'ı işaret ederken.

"Peki neden söyledi?" Eren bu sefer önce Levi'a baktı. Sonra bakışlarını kaçırdı. Yanakları kızarırken, bu kahramanın gözünden kaçmadı. Yoksa?
Hayır.. Olamaz değil mi?

"Armin" bakışları hala yerdeydi. Armin'i hatırlamaya çalıştı Levi. Evet, her gün Eren'i oyun oynamaya çağıran, her gün geç saatlere kadar beraber oyun oynayan ve Levi her akşam Eren'i çağırırken ikisinin de kızgın bakışlarını maruz kalmasına sebep olan sarışın, mavi gözlü çocuktu. Eren'in en samimi arkadaşı.
Eren'in tek arkadaşı. Gözleri tekrar irilesti, bu sefer daha farklıydı her şey.

Düşünceleri yoğunlaşırken, Eren kırmızı da mastır yapıyordu. Dualarının kabulü ise onu yanına çağıran ve etkinlik saatine yaklaşıldığını söyleyen Hanji olmuştu.

Levi ise hala ayni yöne bakarak, ayni düşüncelere mahkumdu. Armin... Armin...

Armin...

Küçük Ve Masum -RiRen-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin