Her dökülen yaprak , her yağan yağmur kışı hatırlatıyordu bana. Ve dahada seviniyordum Kışın Gelmesine. Kış benim için , birlik ve beraberliği getiriyordu. Mesela aynı odada yatıyorduk eskiden ailecek. O sımsıcak tutan yer yatağı bile kışı hatırlatıyordu bana. Yaz'ın doğmama rağmen Kış bi sempatik gelirdi gözüme...Her yanan soba'da her yağan karda bi hasretlik çekerdim. Küçükken mahalledeki arkadaşlarla toplaşıp , evimizden getirdiğimiz çöp poşetlerin uçlarını kesip tutarak yukarki mahallleden aşşağıya kayardık. Üzerimize giydiğimiz süveterler bile içimizi ısıtıyordu... Yani lafın kısası Hoşgeldin kış.. Kafamı yavaşça koltuktan çektim ve gözlerimi öküze çevirdim.
Uyuya kalmıştı üstelik sabahtan beri aynı pozisyonda öylece uyuyordu. Kaşlarımı çatarak , koltuktan kalkıp yanına giderek diz çöktüm.
-şşt , uyan hadi. Beni evime götür!
Kereme söylerken , o ise beni takmıyor ve uyumaya devam ediyordu. Kaşlarımı dahada çatıp
- heyy sana diyorum , uyumayı biliyorsunda beni duymayı bi beceremedin heyy kerem
Kerem yerinde kımıldanarak uyumaya devam edecekken , tam kolunu dürtecekken, birden kolumdan tutup çekmesi ile üzerine düşmüştüm. Gözlerimiz buluştuğunda hızla kendimi geriye çekmeye çalışsamda , kerem buna izin vermiyordu.
- b-bırakacak mısın ?
Kerem cıklayıp dudaklarıma doğru baktığında bu adamda bi art niyet sezmemle kaşlarımı çatarak elimi göğüsüne bastırdım. Kerem kaşlarını çatarak belimden kollarını çekerken ,bende hızla ayağa kalktım. Sinirle işaret parmağımı ona doğru sallayıp ,
- sakın! Sakın bir daha böyle bişey yapma! Belimden tutmak ne ya , sen kimsin be ! Bak Öztürk seni son kez uyarıyorum! Ben artık senin ne karınım ne de kölen! Gel demenle gelip git demenle gidemem! Benim önümde artık sadece...
Kerem yattığı yerde dikleşip , bacaklarını kendine doğru çektiğinde dar gömlek geniş omuzlarından dikişleri patlayacak gibiydi. Tövbe yarabbim!
Kerem kaşlarını kaldırıp ,
- ee sadece , sadece önünde kim var bakalım.
Kafamı dikleştirip gözlerimi kapatarak
- deniz var !
Gözlerimi açtığımda Kerem çenesi kasılmış sadece gülüyordu.
- demek şu amir var he! Komikmiş !
Kaşlarımı çatıp , bişey demedim. Kerem kaşlarını çatarak tam bişey diyecekken kapının çalması ile kerem ayağa kalkıp kapıyı açmaya gitmişti. Bense öylece fermanını bekleyen bi aciz kuldum. Kapıyı açması ile çağla topuklu ayakkabısının sesiyle görüş açıma geçmişti. Ve Ali😊... Ali gülerek yanıma doğru geldiğinde Kerem kuru bir uyarı öksürüğü sunması ile Ali gülmesini biraz daha kısıtlayarak
- naber yenge ? İyi gördüm seni 😉
Gözlerimi devirip
- ne demezsin baya bir iyiyim!
- tamam kesin ! ALİ Yüsra'yı yukarı odaya kilitle!
Kaşlarımı kaldırıp , şaşkın bir ifadeyle Kerem'in suratına bakıp
- ne ne , ne odası ? Beni evime götürecektin hani ?
Kerem kaşlarını çatarak sert ve keskin bir sesle
- ben öyle birşey demedim ! Çıkar şunu Ali !
- Ama abi?
- Çıkar !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜSRA
Spiritualİki zıt kutup . Yetim bir kız. Hayata annesi'nin dizlerinin dibinden bakan , sevgiye alışık ama küçük yaşta babasını kaybetmesiyle büyük bir acıyla sarsılmış babasının gidişiyle imtihan olmuştur . Herşeye rağmen deli dolu , ve birazda suratsız bir...