"Kızlar olacak."
Louis elindeki kahve bardağından minik bir yudum alıp konuşmaya başladığında ben başka bir şey düşünüyordum.
"Bazen ne zaman aşık olacağımı düşünüyorum."
Niye bilmiyorum ama kelimeler bir anda ağzımdan çıktığında içimden geçen her şeyi anlatmak istedim. Rahatlamak istedim.
Louis, alnını kırıştırarak bana doğru döndüğünde aklım hâlâ başka bir yerdeydi.
Başka birindeydi.
"Ve— ne?"
"Bazen ne zaman aşık olacağımı düşünüyorum." Gerçek düşüncelerim gerçekten bunlar mıydı? Aklımda dönüp dolaşan gerçek soru neydi?
Korkum, onları Louis ile paylaşmak mıydı yoksa sesli bir şekilde dile getirmek mi?
Yoksa düşüncelerimin hayat bulup beni öldüreceğinden mi korkuyordum?
"Öyle mi? Eskiden hiç düşünmezdin." Söylediğim şeylerin pek umrunda olduğunu sanmıyordum ama yine de sorarkan kaşları havaya kalkmıştı.
Ceketimin kollarını biraz aşağıya indirip deri kumaşı avuçlarımın arasına alıp konuşmaya devam ettim. "Düşünmez miydim? Bilmem, belki de bir anda aklıma gelivermiştir."
—Bilmem belki de biri aklıma sokuvermiştir.
"Peki— İçki de olacak."
Derin bir nefes verdim. "Asıl sorun aşık olabileceğim birini bulmakta sanırım."
Elini havada alayla salladıktan sonra omzunu silkti. "Okul güzel kız dolu. Herhangi birini seç ve aşık ol."
Kafamı iki yana salladım. "O kadar basit değil."
"Değil mi?"
"Hayır."
Ceketimin fermuarını iyice yukarıya doğru çektim ve çantamın kulplarına sıkı sıkı tutundum. "Şarap da bulabiliriz. Niall denen çocuğun ailesinin bodrumunda elli yıllık şaraplar varmış diye duydum."
"Aslında asıl sorun hiçbir kızın dikkatimi çekemiyor oluşu." Son günlerde içimi yiyip bitiren bir yerleri tekmeleme isteğim geri gelmişti.
"Ne?"
Ne söylediğimin farkına vardığımda aceleyle açıklamaya çalıştım. Beni yanlış anlamasını istemiyordum.
Beni olmadığım biri sanmasını istemiyordum.
"Yani— şu ana kadar hiç aradığım gibi bir kız bulamadım demek istedim."
"Ah, evet şu mesele. Akşamki partide güzel kızlar olacakmış. İrlandalı sever misin?" Liam muhtemelen İngilizdi. İrlandalı bir kişiyi dahi tanımıyordum— Peki ya Josh?
Onu bu kadar istenilen yapan şey neydi? Bu kadar arzu edilen ve mükemmel yapan o şey?
Japon genlerine sahip oluşu bir artı mıydı? Gözlerinin hafifçe çekik olması veya burnundaki hızması?
Saçlarını boyaması mı onu çekici yapan şeydi yoksa? Liam bu yüzden mi onu bu kadar çok seviyordu? Bu yüzden mi ona bu kadar aşkla bakıyordu?
Bir insanı ne mükemmel yapardı?
Peki ya bir erkek arkadaşı?
Bir iki sene sonra çok boyadığı için dökülecek olan saçları mı? Parlak bir gülümseme mi?
—Yoksa aşk insanı kör mü ederdi?
Liam'ın mükemmel bir gülüşe sahip olduğunu görebiliyordum. Ve de mükemmel gözlere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
McDonald's Amazing Boys ★ ZIAM MAYNE
FanfictionOkul sınırları içerisinde iki yabancı, ders çıkışlarında iki aşık.