3

18 0 0
                                    


Kaan bileğimden tutarak beni de kendisiyle birlikte masanın arkasındaki dolabın arkasındaki boşluğa soktu. Bu küçücük deliğe ikimiz aynı anda nasıl sığdık gerçekten şaşırıyorum. Aslında çokta şaşırmamak lazım, sonuçta zayıf bir kızım, Kaan yüzünden biraz sıkışıyorduk tabi ki. 

''Nefesini yüzüme üflemez misin?'' 

''Biraz daha bağırırsan yakalanacağız.''

''Bilgisayarı da açık bıraktın ne yapacağız?''

''Odaya girdiği gibi bilgisayarın başına geçmeyecektir, o zamana kadar yüklenir virüs.''

''Varsayımlar hayatımızı kurtarır umarım.''

''Emin ol senin şu sesin daha da tehlikeli.'' Bana kıyasla daha sessiz konuşuyordu, ama ne yapabilirim ayda yılda bir maceraya girmişim. Heyecandan kalbim duracak gibi hissediyorum. 

S'ciğim, canım aşkım. Vallaha iş için, affet beni ne olur. Hayır yani, bir erkekle bu kadar yakın mesafede olmak S'i aldatıyormuş gibi hissetmeme neden oluyor. 

''Biraz geriye kayamaz mısın?''

''Kayabilirim ama keyfime böyle sıkışıyorum.'' 

''Kay o zaman.'' 

''Cins misin kızım sen.'' 

''Şu an tartışmak için belkide en saçma vakitti ha, ne dersin?''

''Şimdiye kadar ağzından çıkan en mantıklı şey bu.'' 

Sekreterin masaya doğru yöneldiğini gördüğümde ''Geliyor'' dedim heyecanla. 

''Kızım bir sessiz ol.''

''Bitmedi mi hâlâ?'' Telefonuna bakarak kontrol etti.

''Sadece bir kaç saniyesi var. Hadi kızım, hadi utandırma beni.'' 

''Kızın kim?''

''Virüs''

''Yuh, sen benden de değişiksin.'' dediğimde sırıttı. 

''Evvet'' dedi telefona bakarak. 

''Bitti mi?''

''Bitti''

''Tam vaktinde'' Sekreter masanın başına geçip oturdu. 

''Gitmeyecek mi bu?''

''Senin yaptığın plan da anca bu kadar olur. Daha fazla oyalayacak bir şey bulamadın mı?''

''Nefesin gıdıklıyor beni, yapma şunu.'' 

''Nefesimi mi tutayım, ne yapayım?''

''Tu-tut yoksa gülmeye başlayacağım.'' Dudağımı dişleyerek gelecek olan kahkahaya engel olmaya çalışıyordum. Fakat Kaan nefesini boynuma doğru vermeye devam ediyordu. 

''Kaan ke-kes şu-nu.'' Gülmemek için titreyen sesime engel olmaya çalıştım. 

''Ne yapayım, sık dişini.''

''Da-ha fazla sıkamıyorum.'' Evet olmuştu, sonunda tutmaya çalıştığım kahkaha öyle bir patladı ki kendimi durduramıyordum. Kaan eliyle ağzımı kapatırken bile gülüyordum. 

''Sussana'' Sekreter kalkıp etrafa bakınmaya başlayınca Kaan'a daha da yaklaştım. Ama gülmeme engel olamıyordum, neyse ki Kaan'ın eli bastırıyordu gülme sesimi. Sekreter masanın altına baktıktan sonra bizim olduğumuz tarafa döndü. Evet, bize doğru geliyordu. Hadi ama S'ler aşkına, bir şey olsun. Ve evet, beklenen kurtarıcı. Telefonu çalmaya başlamıştı. Ama neden bizim olduğumuz tarafa doğru gelmeye devam ediyor ki bu kadın. 

Kız Mevsimi; DİANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin