Tanışma

21 1 0
                                    

''Bu sefer gelecek.'' Yolun ortasında kendi kendime konuşuyor olmam birazdan yapacağımın yanında çokta garip olmasa gerek. Ardı ardına gelen arabaların kesilmesini bekledim. Benim yüzümden bir kaza zincirinin oluşması kötü olurdu değil mi? Uzaktan yalnız başına gelen kırmızı arabayı gözüme kestirdim. İçimden beşten geriye doğru saymaya başladım. ''5-4-3'' Olamaz, fazla saniye  tutmuşum, Allah kahretmesin bu araba neden bu kadar hızlı ki, kaçırdım fırsatı. Neyse ki arkasından gelen araba da yalnız. Ama olmaz ki bu da polis arabası. 

''Neden bu yoldan adam akıllı araba geçmiyor!'' Bir dakika, az önce ben bu cümleyi bağırarak mı söyledim. İnsanların bana bakmasına bakılırsa öyle yaptım. Kapşonumla yüzümü gizleyebildiğim kadar gizledim. ''Şu dilim beni hep rezil ediyor.'' Tabi kide söylenmeyi ihmal etmedim.

Bir kaç arabadan sonra sonunda beklediğim araba geldi, ama bu kamyon bana çarparsa yarayla kurtulamam ki. Neyse daha fazla beklemek istemediğim için yola atladım. Gözlerimi kapatıp 'S'i beklemeye başladım. Bir dakika zamanı donduruyorum şu an. Hey siz okurlar! Benim aklımı kaçırdığımı düşünüyorsunuz değil mi? Evet, biraz kaçırmış olabilirim, sonuçta sağıklı birinin yapmayacağı bir şey yapıyorum şu an. Ya aslında olay şöyle ki; S'in hayatımı kurtarmasını bekliyorum. S'in kim olduğunu soruyorsunuz biliyorum, siz henüz beni de tanımıyorsunuz, da şu an çok meşgulüm kamyonun bana çarpmasını bekliyorum, bunları daha sonra konuşalım. 

Her zaman dizilerde görürüz ya, çocuk kızın hayatını kurtarır ve aşkları başlar. S'i bulmak için bir sürü şey yaptım, ama aşkımızın başlayacağı o an bir türlü gelmiyor. Neyse zamanı devam ettirmem lazım, çünkü çok heyecanlıyım, bu sefer kesin gelecek. 

Kamyon siren çalmaya başladı, etraftaki insanların çığlıkları duyuluyordu bile. Gözlerimi kapattım, ''Çarpacaksa çarpsın, S gelmeden şuradan şuraya gitmiyorum.'' Tabi kide bunu dışımdan söylemedim, o kadar da değil- Bir dakika yine mi, yine mi dışımdan söyledim. Ve o el, evet beklediğim o el. Kolumdan tuttu ve beni yoldan çekti. Size söylemiştim değil mi, bu sefer işe yarayacağını söylemiştim. Ve şu an S'in kaslı kollarının arasındayım. Bir dakika ya bu kollar kaslı değil, neyse biraz spora ihtiyacı var ama olsun. 

''Kahramanıııım.'' deyip gözlerimi açmamla ''SEN KİMSİN?'' deyip çığlık atmam bir oldu. Bu S değildi. Şansımı seveyim. Milleti yakışıklı erkekler kurtarır, beni neden bu kılıbık kurtardı.

''Hangisi?''

''Ne hangisi?'' 

''Kaçtığın deliler hastanesi. Bakırköy'de mi yoksa Ümraniye'deki mi?''

''Sen yanlış anladın, ben hastane kaçkını değilim, ben hapishane kaçkınıyım.''

''NE? Suçun neydi?''

''Cinayet, böyle gereksiz yere beni kurtaran çirkini öldürdüm. İnanmayacaksın ama aynı sana benziyordu.''

''Bak Bakırköy'dekini öneririm, iyi bakıyorlar. Ben deneyimliyim bu konuda. Seni yönlendirebilirim.'' Çocuğun üzerine doğru yürüdüğümde kaçmaya başladı, bende peşi sıra koşarak bağırıyordum tabiki.

 ''Senin ne haddine beni kurtarmak. Senin yüzünden S'i kaçırdım ben aptal. Gel buraya, geberteceğim seni.''

''Kızım hastasın sen, insanlar teşekkür eder böyle durumda.'' Kaçarken bir yandan bana cevap veriyordu.

''Bak bir de üste çıkmaya çalışıyor, gel buraya seni geberteceğim. Senin yüzünden gelmedi S, duydun mu beni. Hepsi senin yüzünden.'' 

''İmdaaaat, kaçkın var peşimde, yardım ediiiiin.'' Yorulduğumda pes ettim. 

Kız Mevsimi; DİANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin