2 gündür sürekli uyumuştum. Dinlenmiştim. Ve bedenim çok yorgun düşmüştü. Sanki elimi kaldıramıyordum. Okul açılali 4 Gün olmuştu ve ben bugün okula gidicektim. Yeni arkadaşlar edinmek istiyordum. Eski arkadaşlarım artık değişik gelmeye başlamıştı. Artık yeni arkadaşlara ihtiyacım vardı.
Sabah gözlerimi açtım ve annemin "Selin kalk geç kaldın, saat yedi buçuk" diye söylenmelerini dinliyordum. Sonra en sonunda beynim yerine geldi hızla kalktım. Hemen üstümu giyindim ve dün gece ördürdüğüm saçlarımı açtım. Hafif parfüm sıkıp yola çıktım. Okul çok yakındı. Yürüyerek 5 dakikaydi. Okula vardığımda ise heryer boştu. Geç kaldığım için herkes dersteydi. Hemen sınıfıma doğru ilerledim. Herkes benim olayımi biliyordu. Çünkü babam öğretmene söylerken sınıfta herkes duymuş. Kapının önüne gelip kapıyı çaldım sonra beklemeden kapının kolunu çekerek içeri girdim. Hoca anında,
- hoşgeldin canım, sen hastanede yatan kız olmalısın.
-evet efendim.
- geçmiş olsun, geç otur boş bir yere.
- teşekkürler, pekiSonra sınıfa bir bakındim. Sadece en arkada bir erkeğin yani boştu sadece. Benim sudeden başka sadece kuzenim olan pelin yakınımdir. Başka kimse yoktur arkadaşım olarak. Çünkü çok içime kapanık bir kızdım. Ama bu yıl arkadaş edinmek istiyordum. Kafamdakileri bir kenara atıp, çocuğun yanına oturdum. Ona doğru döndüm ve incelemeye başladım. Benimki gibi kumral saçları, bala yakın rengi ile açık kahverengi gözleri, şirin gülümsemesi ve gamzeleri vardı. Yani yakışıklıydı. Ama şahsen ben benimle olabileceğine inanamadim. Bence hiç yanaşma kızım diye geçirdim içimden. Sonra sesi doldu kulaklarıma
"Daldın galiba. Ben Mert." Elini uzattı. Tanışma faslındaaydik sanırım. Ama ben o soyliyene kadar daldigimi fark etmemiştim. Bende aynı samimiyet ile
" Bende Selin." Dedim. Ve sesim titremisti. Ah Selin bir de bağırsaydin "heyecanlandım!!!" Diye. Mert elini hafifçe çekerken bende sonunda elini bırakmıştım. Yani biliyorum çok fesatım hemen çocuk için alıcı gözler ile baktım ama napim çocuk yakışıklı. Bir de sesi hoşuma gitmişti söylemedim galiba. Sesi huzur vericiydi. Ne çok inceydi nede çok kalındı. Güzeldi işte.Mert elini çekerken
"Tanıştığımıza memnun oldum." Dedi. Bende artık kendime gelip cevap verdim.
"Bende.." Mert bir süre beni inceledikten sonra gözlerime baktı. En derinlerine. Acaba ne düşünüyordu. Keşke özel yeteneğim olsa. Çok ihtiyacım var şuan. Ben utandığım için gözlerimi kaçırdım. Ama bu istemsizce olmuştu. O da önüne döndü. Ben niye bu kadar çabuk etkileniyordum ki?Anlaşılan hoca Türkçe hocasiydi ve sınıf öğretmenimizdi. Ders boyunca sustuk. Ben sıranın altındaki telefonuma her dakika bakıp saati sırada hesaplıyor ve kaç dakika kaldığını hesaplıyordum. Mert de beni izleyip kikirdiyordu. Neye bu kadar güldüğünü anlamamıştım. Demek ki gülmeyi seven bir çocuktu. Ama o gamzelerden sonra bende her zaman gülerdim yani.. sonunda zilin çaldığını duyup, ağzımdan yanlışlık ile hoca sınıftayken kocaman bir
" Şükürrrrr" kaçtı. Ben bu dediğim ile ağzımı kapatırken. Mert dahil bütün sınıf bana gülüyordu. En son bende dayanamayıp gülmeye başlamıştim. Sonunda gulmemi durdurduğumda, kafam istemsizce Mert e doğru çevrildi. Ve gülümseyerek beni izlediğini gördüm. Sonra yine aynı şekilde gözlerimi kaçırmıştım. Niye sürekli oluyordu ki bu!!. Sonra hızla yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kantine gitmem gerekiyordu. Sabahları bişey yiyemiyordum. Bu yüzden kahvaltı etmiyordum. Bu yüzden teneffüslerde hep aç oluyordum. Kapıdan çıktığım anda bir bedene toslamam bir oldu. Kafamı biraz yukarı kaldırdığımda tosladigim kişinin kerem olduğunu gördüm. E bu bizim okulda okumuyordu ki nasıl buraya gelmişti. Ben ona bakarken kapıdan
" Şey adın selindi galiba.." diyerek sınıftan mert çıktı. Devamı gelmemişti. Çünkü bizi görmüştü. Ah ne güzel ilk günden kaçırdım çocuğu. Kesin kerem i sevgilim sanicak. Suratının düşüşünü izledim bir süre sonra hemen hala göğsünde olduğum kerem e baktım ve hızla geri çekildim.
" Konuşucağiz." Deyip kolumu tuttu. Çekiştirmeye başladı. Ne olmuştu o beni alttan alttan seven efendi çocuğa. Arkamı döndüğümde Mert in ifadesizce bize baktığını gördüm. Sonra dönüp sınıfa girdi. Bende Kerem e döndüm. Hâlâ peşinde sürükleriniyordum. En sonunda
" Bırak kolumu!!"
Diye bağırdım. Ama beni takmıyordu. Benden kat kat güçlüydü. Bende direnmekten vazgeçtim. Beni okulun arkasına getirmişti. Arka kapıya doğru ilerlemeye başladı. Ben iyikide telefonumu yanıma almışım diyerek şükür ediyordum. Kapıdan çıkıp bir arabaya bindik. Abisinin arabasıydı. Ben bu kadar rahattım çünkü Kerem kimseyi incitmezdi. Tahminimce beni bir yere götürüp konuşurdu. Sanırım... Arabayı çalıştırıp bana baktı. Sonra yine yola döndü ve sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KUMRAL MELEK~
ChickLitbir insan bu kadar çok sever mi?.. Gökyüzüne dokunmayı hissedecek kadar, bulutlara ulaşmayı başaracak kadar çok sever mi?