"gerçekten çok keyifli bir akşamdı. Her şey için teşekkür ederiz. Bize de bekleriz."
"rica ederiz Korhan. Biz de bir daha bekleriz. En kısa zamanda görüşelim."
Korhan Amca babam ve annemle tokalaşırken sıra bana geldiğinde benimle de tokalaştı ve
"iyi akşamlar güzel kızım" dedi. Başımı sallayıp gülümsedim ve 'sizede' diyerek karşılık verdim. Korhan Amca evin kapısına ilerlerken Mert annemle de tokalaştıktan sonra önüme geldi ve tokalaşmak için elini uzattı. Elini tuttum ve hafifçe sıktım tokalaşmak için.
Birden bana yaklaşması ile gözlerimi büyüttüm ve yutkundum. Bana sarıldığında karşılık veremedim. Annemler o an da Korhan Amca ile sözleşiyorlardı onların evine gitmemiz için. Mert sadece benim duyacağım şekilde kısık ses ile hala sarılırken konuşmaya başladı:
" bir gün bu kahvenin tuzlusunu, seni istemeye geldiğimde de içmek isterim."
Duyduklarım ile gözlerim kocaman açılırken yine donmuştum. Şuan beynim çalışmıyordu. Sadece kalbimin aşırı derecede hızlı attığını biliyordum.
Mert'in sırıttığını hissediyordum. Bunlar çok hızlı olmuştu ama ben ağır çekim görüyordum sanki. Mert son olarak yanağımın biraz üzerine öpücük bıraktıktan sonra çekildiğinde hiç bir şey duymuyordum. Kesin yine kıpkırmızıydım. Bunu Mert'in pis pis gülmesinden anlıyordum. Şuan yanaklarımı kapatmamak için üstün bir çaba sarf ediyorum. Kesinlikle odama çıktığımda yanaklarımı kapatarak uyuyacağım.
Mert göz kırpıp babasının peşinden arabaya gitti ve yerine oturdu. Annemler salona giderken ben kapının önünde dikildiğimi annemin sesi ile fark ettim:
"ne dedi sana o? Böyle kıpkırmızı oldun."
"'bir gün bu kahvenin tuzlusunu seni istemeye geldiğim de de içmek isterim'dedi. Bu ne demek oluyor? Çıkma teklifi mi etti? Anne! Ben hiç bir şey anlamadım. Beynim durdu. Beni mi isticek? Anne! Bir şey söyle. Vallahi kafayı yicem. Ya niye gülüyorsun?!"
"ay Selin bir dur! Tamam sakin ol. Düşün dur böyle. Ay gülmeye başladım. Selin tipini görmen lazımdı. Neyse ben içeri gidiyorum sen de odanda düşün"
"ama anne insan evladına bunu yapar mı? Sen anlarsın! Ne demek istedi?"
"banane be! Git kendin düşün. İşim var benim."
"öff anne yaa!"
Annem salona geçince ben de koşarak odama çıktım ve kapıyı kilitledim. Yatağa uzanıp tavana bakmaya başladım. bugün de düşünmekten beynim acicaktı işte. Ellerimi yanaklarıma koyup düşündüm. Beni seviyordu. Tamam. Sevgili olmak istiyordu. O da tamam. Benim onu sevdiğimi biliyordu. O da.. eh tamam. Ama beni istemek istemesi? Tuzlu kahve sadece isteme de içiliyorsa? ve onunda günlük hayatta tuzlu kahve içme gibi bir isteği yoksa? beni istemek istiyor oluyor. Ama neden hala sevgili değiliz? Offff elimde olsa beni böyle düşündürdüğü için derste saati sorup onu konuştururken hocaya " hıcam mert çok konuşuyor ders dinleyemiyorum!" diyesim var.. neyse kötü planları sonraya saklamalıyım. Ona sevgili olana kadar yüz vermicem. Aynen öyle! Evet! O sevgili olmadıysa ama sevgili gibi davranıyorsa bende ona sevgili gibi davranmam! Süper plan çok zekiyim.
Kendimi tebrik ettikten sonra kalkıp pijamamı giyindim ve yatağıma uzandım. Telefondan bildirim sesi gelince uzanıp telefonu komidinin üstünden aldım ve ekranı açtığım anda kalbim hızlandı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KUMRAL MELEK~
ChickLitbir insan bu kadar çok sever mi?.. Gökyüzüne dokunmayı hissedecek kadar, bulutlara ulaşmayı başaracak kadar çok sever mi?