Multimedya; mert
Annemlerin pelin ile bizi öyle görmesinden sonra pek de takmadilar. Sonuçta ikimizde deliyiz.. sjsjsj cidden bazen kafamız atıyor, yapmicagimiz şey kalmıyor.. onun sırf inat için arıların arasına dalması gibi..
Şuan iyileşmiş, gayet iyi bir şekilde hazırlanıyorum. Hasta olduğumuz günün üstünden iki gün geçmiş, ve Mert ile bütün gün konuşmuştuk. Şimdi de onunla buluşmaya gidiyorum..
Altıma siyah dar pantolonum üstüne de beyaz sweatshirtümü giyip saçımı tepede topuz yaptım. Pelin bugün evi taşımakta ailesine yardım edecekti. Bende Mert ile bulusucaktim işte. Markete uğrayıp çikolata alıp yoluma devam ettim. Ne yani yarım saattir çikolata yemiyorum..
Evin yakınındaki sahile indim. Oturduğumuz kayaların orda onu görünce istemsizce gülümsedim. Ne yani onu sevmeye mı başlamıştım. Saçmalama Selin.. daha yeni tanıştın. Derdim ama bir ay oldu. Olsun bir ay kısa. Amann hoşlanıyorum işte. Ama içimde ona olan tuhaf bir yakınlık da var. Hani bir insan çeker ya seni. İşte ondan. Sanki kalbim onu çekiyor gibi. Biraz yaklaşsa mıknatıs harekete geçip, kalbimizi birleştiricek gibi.. ne var bilmiyorum. Ama normal şeyler yok onu biliyorum..
Yanına oturduğumda gözleri dolmuştu. Bir sorunu vardı bu çocuğun, anlayamadığim. Anlam veremediğim.. her beni yanına çağırdığında ağlıyordu. Bişey oluyordu muhtemelen..
Elimi elinin üstüne doğru hareket ettirdim. Elini tam kayanın üstüne koymuştu. Oturduğum tarafa. 'tut artık elimi!' 'buna ihtiyacım var!' dermişçesine bağırıyordu orda sanki. Elini tutmamin umuduyla beklermiş gibi.. elim eline temas ettiği anda kalbim titredi. Okurdum hep kitaplarda sevdiği insanı görünce kalbi titrermis, midesinde kelebekler uçarmış.. 'mış.' diyorum çünkü buna anlam veremezdim. Taki bu ana kadar. Evet, benimde kalbim titredi ve evet benim de midemde tuhaf bişeyler hareket ediyor. Evet ben heyecanlandım..
Elim eline temas edince onun da kalbi titredi. Sanki orkestranin başlangicindaki o ilk birlikte çalan davullar gibi. Birlikte attı kalbimiz. Hissettim. Bu çocukta bir şey vardı, ya benimle ilgili, ya ailesiyle ilgili, vardı işte bişeyler..
Gözleri hala dolu bir şekilde ellerimize bakıyordu. Kafasını kaldırıp sadece;
"Sana sarılabilir miyim?"
Dedi. Sanki annesinden bişey için izin ister gibi. Güçsüz görünüyordu. Bu benim canımı yakıyordu. Aramızdaki çözemedigim bağ beni şaşırtsa da benimde ona sarılma isteği belirdi içimde. 'ona sarılmak' diyince ve ya düşününce kalbim oynadı yerinden sanki..
Hafifçe başımı sallayınca, gözleri parladı sanki. Uzun zaman sevdiği şeyden ayrı kalmış da sonradan bulabilmiş gibi umutla baktı. Sonra yavaşça sanki beni incitmek istemezmis gibi yaklaştı yavaşça.. bir kolunu belime bir kolunu da omzuma sardı. Bende kollarımı ona dolayınca, kalbinin hızını hissettim. Evet sanki benim de kalbim aynı hızda atıyordu. Birlikte atıyordu. Çok hızlıydı. Saçımı kokladigini hissettim. Kokumu ezberlemek istermiş gibi çekti içine. Bu hoşuma mı gidiyor, yoksa tuhaf mı bilmiyorum ama sanırım hoşuma gidiyor. Bir çocuğun masumlugu var sanki. Tuhaf bir güven var ona karşı içimde. Neden bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Evet ben hayatımda ilk defa bir şeyi merak etmiyorum. Annem merak etmediğimi duysa inanmaz o derece. Ama öğrenmek istemiyorum. Hep bu soru işareti saf saf kalsın orada istiyorum.. Kokusunu çektim bende içime, vanilya gibi hoş bir kokusu vardı. Huzur vericiydi, büyüleyiciydi. Her nefes aldığımda onun kokusu doluyordu içime. Bu çok güzeldi..
Kaç dakika sarıldık bilmiyorum. Ama bizi ayıran çalan telefon oldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Film veya dizilerde bir telefon ayirirdi yakınlaşmalari hatta dizide falan gördüğümde o telefonu atıp sarılma bitince ortaya çıkartmak isterdim. Ama yapamam rezil olamam..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KUMRAL MELEK~
ChickLitbir insan bu kadar çok sever mi?.. Gökyüzüne dokunmayı hissedecek kadar, bulutlara ulaşmayı başaracak kadar çok sever mi?