Her zaman ki şeyler oluyordu yine. Kalk, uykun varken okula git. Ders, ders , ders.Bunları düşüne düşüne söylene söylene hazırlanmıştım. Saçımı açık bırakıp Ali'yi uyandırdım. Çok boşlamıştım zaten onu. Yarın yemeğe çıkmayı teklif ettim o da kabul etti. Zaten bu yaşta olmasına rağmen telefon ile kardeş ol gibisinden triplere giriyordu.
Evden çıkıp kulaklığımı taktım. Buray - sahiden şarkısını özel olarak açtım. En sevdiğim şarkıydı benim. Özel geliyordu sözleri. Nedenini bilmesemde.
Yanımda birinin varlığını hissettim ama tanıdık koku burnuma gelince gülümsedim. Çok güzeldi. Baya güzeldi. Mertin kokusu çok güzeldi.
Kulaklığımı çıkartıp ona döndüm hafifçe. Gülümsedi. Çok içten gülümsedi.
"Selam"
"Selam"
"Nasılsın?"
"İyi sen?"
"Bende iyi"
"Hazırladın mı bana yapacaklarını?"
"Daha düşünmedim." yandan bir sırıtış attım. Hafifçe kıkırdayarak yere baktı.
Hem ben zaten zorlayamazdım onu. Ben kıyamam ki kimseye.
" tamam düşününce haber ver "
"Vermez miyim?"
Sessizce ilerledik. Onun yanında dilim tutuluyordu. Bişey gelmiyordu aklıma. Diyecek bişey bulamıyordum. Acilen bu problemi çözmem gerekiyordu. Böyle konuşmayınca beni yanlış anlayabilirdi. Açıkçası bende öyleydim. Biri bana kısa cevaplar verdiğinde, benim ile sık konuşmadığında benden nefret ettiğini düşünürdüm. O öyle düşünüyor muydu bilmiyorum.
Sınıfa girmeden önce ayazlar ile karşılaştık. Bunlar hiç ayrılmaz mıydı? Sürekli beş kişilerdi. Hiç değişmezdi. Nasıl bir bağdı bu öyle.. Mert ile selamlaşırken ben de ayazlara selam verdim. Kısa bir konuşmak yaptık. İyimisinler falan. Hemen sınıfa girmem gerekiyordu. Belimdeki çanta belimi kopartıyordu sanki.
Sınıfa girdiğim anda ayşeyi gördüm. Telefonda bişeyler yapıyordu. Kesin yakışıklı çocuklara bakıyordu. Emindim.
Başını kaldırdığı gibi beni görünce çığlık atarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Birbirimizi çok seviyorduk. Birbirimizi anlıyorduk. Az önce ben ayazlara laf söylemiştim dimi.. Geri alıyorum. Bende de kopmaz bağlar vardı. Kopmaz bağlar deyince aklıma sude geldi. Çok basit bir nedenden küsmüştük. Hatta küsmemiştik. O sinirliydi bana. O da inatçıydı bende. Ama bizim aramızı düzeltmemiz gerekiyordu. Acilen. Kerem i de o olaydan sonra görmemiştim. O olay dediğim o pisliğin bana yaptıklarıydı. İsmini bile söylemek istemiyordum. Ama en kısa zamanda mertten onun kim olduğunu öğrenicektim. Neden onlara düşman olduğunu.
Ayşe ile birbirimizden ayrılıp sıraya oturduk. Ben mert ile oturmaya devam edecektim. Arada sırada ayşe ile de otururdum ama genelde mert ile oturucaktım. Ayşe heyecan ile konuşmaya başladı;
"Gökçe geldiii. Şuan müdürün odasında ailesi ile birlikte. Sınıfı bizim yan sınıfmış buraya aldırıyor kaydını"
"Ayhh çok sevindimmm!! Tamam o zaman sen gökçe ile.."
"Tamam ya ne kasıyorsun. Sen tabi ki mert ile oturucaksın. O taş çocuk varken benim ile oturamazsın "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KUMRAL MELEK~
ChickLitbir insan bu kadar çok sever mi?.. Gökyüzüne dokunmayı hissedecek kadar, bulutlara ulaşmayı başaracak kadar çok sever mi?