~KUMRAL MELEK~

-AİLE DOSTU-

Sabah alarm ile gözlerimi açtım. Gözlerimin kapanmak istemesine lanetler yağdırmaya başladım. ama akşam geç uyusam da değerdi yani. Sonuçta mert'i düşünmüştüm. Ne olduğumuzu mesela...

Hala çalan alarma göz devirerek alarmda bile bir inadın olması saçmalığına bir kez daha göz devirdim. Merak ediyordum acaba çok göz devirince göz çıkar mıydı?

Odaya giren, pardon dalan Ali'ye de göz devirince yatağa atlayıp konuşmaya başladı:

"bir gün göz devirmekten gözün çıkacak. Hem sen alarmı niye kapatmıyorsun sabah sabah uyandım ya. Hem bak kaç defa dicem şu alarmı kapatıp dal hayallerine. Hani neyi düşünüyorsun bu kadar anlamıy-"

"Ali hala alarm çalıyor ablacım."

"kapat işte abla! Ne güzel yarım saat daha uyurdum ben uyandırdın zaten!"

"sanane ya istersem bütün gün açık kalır Allah Allah!"

"çocuklar! Kapatın şu alarmı artık ya! Tartışacağınıza kapatın!"

Babamın odaya dalması ile ikimizde susunca telefona uzatıp alarmı kapattım. Babamın odadan çıkması ile Ali ile birbirimize bakıp gülmeye başladık. Ben kalkıp hazırlanırken Ali de hazırlanmaya başlayınca ona soran gözlerle bakmaya başladım. o da göz devirip konuşmaya başladı

"Abla bugün bende seninle yüricem. Hem zaten uyuyamam bundan sonra."

"tamam da ben okula girdikten sonra 10 dakika daha yürümen gerekecek emin misin buna?"

"eminim eminim. Hem yolda yürürken simit de alırız. Herşey ablam ile bir sabah yürüyüşüne değer."

-----------------------

Abla bu ne! kıçım dondu!"

"Oblo bo no koçom dondo! Gelmeseydin paşam."

"ama bu kadar soğuk olduğunu söylemedin ki!"

"hirşey iblam ili bir sibih yiriyişini diğir"

"abla yapma şunu gıcık oluyorum."

"şikayet edeceksen ara babamı gelsin bıraksın seni okula."

"çıktık artık senin okulda bir simit yer öyle giderim."

"birlikte yeriz arı bokum"

"abla bunu demekten vazgeçmiceksin dimi?"

"hayır. Hem zaten bu kötü bişey değil ki? Arılar bal sıçar. Yani arının boku baldır. Yani balsın." "

"abla nasıl bir açıklama bu ya." Diyerek suratını buruşturdu.

"bence çok güzel bir açıklama"

Ali ile böyle tartışarak benim okuluma gelmiştik. Kantine gidip simit aldıktan sonra boş bir masaya oturup simitlerimizi yemeye başladık.

Kantine Mert'in girmesiyle kalp atışlarım hızlanırken boğazımda kalan simit ile öksürmeye başladım. nefes alamayıp öksürük krizine girmişken mert bizi fark etmişti. Ali hemen kalkıp konuşarak sırtıma vurmaya başladı

"ya abla boğazına bişey takılmasını gerektiricek yakışıklı çocukta yok!"

Ali'nin bu dediğine daha sesli bir şekilde öksürürken Mert sırıtarak yanıma koştu.