chapter 8

594 98 181
                                    

richie, gözlerini devirerek penceresinden dışarıya doğru indi ve hızla parka doğru ilerledi.

gözleri eddie'yi ararken onu buldu ve yanına gitti. "evet, beni ne için buraya çağırdın?"

eddie gülümsedi. "seni özledim." richie, öfkeden deliye dönmek üzereydi, bu kadar rahat ve sinir bozucu olmasından nefret ediyordu. "nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

"benim rahat olduğum yok, sen çok sinirlisin." dedi eddie. kısa süre sonra gözleri doldu. "yoksa benden nefret mi ediyorsun?"

richie'nin ağzı yavaşça aralandı. bu kadar duygusal olmasına fazlasıyla şaşırmıştı. "sen, ağlıyor musun?"

eddie, kısa süre sonra kendini yerde bulmuş, ağlamaktan hıçkırıklara boğulmuştu. "sorun değil richie," dedi hüzünlü sesinin ardından. "herkes benden nefret eder. aptal eziğin tekiyim. hayatta tek sevdiğim insan bile beni sevmezken ne yapabilirim ki?" göz yaşlarını sildi ve ayağa kalktı.

"o halde neden sevilmiyorum?" dedi. "tatlı ve pürüzsüz bir yüzüm ve iyi bir kalbim var. sence de öyle değil mi?"

richie, güldü. "seni tanımadan bu gibi şeyler söyleyemem," dedi. "ancak şunu söyleyebilirim ki, sinir bozucusun."

eddie tekrardan üzülüp yere çöktüğünde, richie gözlerini devirdi ve o da yere çöktü. yavaşça kollarını eddie'ye sardı. "tamam, özür dilerim."

eddie o sırada titremeye başladı ve richie de korkmaya. hızlıca kendini ondan ayırdı. "ne oluyor?" diye sorduğunda eddie, sevinçten çığlık attı. "bana sarıldın!"

bu sevinçle richie'nin üzerine zıpladıktan sonra zemine düştüler. aralarında çok kısa bir mesafe kalmıştı.

ve o sırada eddie, her zaman hayalini kurduğu şeyi yaptı.

richie'yi öptü.

DAISY.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin