Zifiri karanlık bir gecenin tam ortasında kalakaldı yüreğim.
Ve zaman yenik düştü umut dolu hayallerim.
Bir anlamı kalır mıydı o zaman yarın dediklerimin.
Ne derdin sana dert ne diye sorsam.
Aşk mı?
Yalnızlık mı?
Çaresizlik mi?
Yoksa,yaşadığını sandığın her an yavaş yavaş ölmek mi?
Söyle hadi neydi insanın canını en çok yakan.
Her kelime ayrı bir hüzün barındırırken içinde susmak mı tek bir kelime dahi etmek istemezcesine.
Korkmak mı etrafta milyonlarca insan varken yanlız kalmaktan.
Ya da yorgun düşmek mi daha yaşanacak çok yarın varken.
Bilmiyorum...
Belki de dedikleri gibi yanlış anlayınca güzeldi hayat.
Onu da bilmiyorum...
Ve ben kaydediyorum hayata dair ne varsa.
Silip atıyorum gönlümden hüzün dolu hatıraları.
Ve gidiyorum bu şehirden.
Yalnızlığıda alıp gidiyorum.
Sona yaklaşıyor yollar.
Sona yaklaşıyor umutlar.
Ve kalakalıyorum aniden çıkmaz bir sokağın en ücra köşesinde.
Gökyüzü durgun.
Gökyüzü suskun.
Sonra damla damla akıyor gözümden yaşlar.
Ağlıyorum.
Gülmeyi hayal ederken gözbebeklerim.
Ağlıyorum.
Yeter artık diye sitem ederken kelimelerim.
Ve ben ağlıyorum.
Küçücük bir çocuğun çaresizliği ile.
Kimsesiz kalmış bir yüreğin hüznü ile.
Sadece ağlıyorum.
Takı göz pınarlarım kuruyana dek.
Takı takatim kalmayana dek.
Ağlıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Șehr-i Hüzün
PoetryŞiir ve denemeler şahsıma aittir hiçbir şekilde alıntı yapılamaz...