Tony Stark 'çirkin' kulesinden karınca gibi gözüken insanları izlerken ne yapması gerektiğini gayet iyi biliyordu.
"Ne derler bilirsin Natasha; bir başını kesersen yerine yenileri gelir. Yenilerinin gelmemesi için ana başı kesmemiz gerekiyor."
Nat...
İşler gittikçe karışacak, doğrusu ben bile yeni bölümleri yazmak için çok heyecanlıyım. Bu arada Bucy'nin yeni görüntüsü aşağıdaki gibi. İyi okumalar. *Kocaman kalpler yollar.*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*****************************************
Steve ortadan kaybolalı 3 ay olmuştu. Tony'nin ölü gibi yaşadığı koskoca 3 ay...
İlk başlarda herkes Steve'i bulmak konusunda kararlıyken şimdi hepsi yavaş yavaş pes ediyordu çünkü Steve yer yarılmıştı da içine girmişti, arkasında ne bir iz bırakmıştı ne de sinyal. Onu bulma ümidi kalmadığı için çoğu kişi günlük hayatına devam etmeye başlamıştı. Diğerleri Steve için üzülse bile acıları Tony ve Bucky'nin acısı kadar ağır değildi.
İki yaralı düşman gün geçtikçe daha yakın olmuşlardı. Tony bazen Steve'in kendisini öldürdüğü kötü kabuslar görüyordu. Onun sesine uyanan Bucky ise acıdığı adamı sakinleştirmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
Tony her şey için Bucky'e minnettardı. O olmasaydı yaşıyor bile olmazdı, bu berbat şeyin üstesinden gelemezdi. Kaç kere intiharın eşiğinden dönmüştü.
"Hey adamım ne yapıyorsun?"
Tony gelen sesle aniden yerinden sıçradı. Tornavida terli ellerinin arasından sıyrılıp yere düştü. Metal ucun yuvarlanma sesi odayı doldururken Bucky 'tch tch' sesini çıkararak yanına yaklaştı ve yere düşen tornavidayı aldı.
"Her zaman böyle sakar mıydın?"
"Her zaman değil, Steve gittikten sonra böyle oldum. Elimde değil Barnes, bazen olanlara inanamıyorum."
Yaşadığı şeyler bir anda hatırlatılınca Bucky'nin yüzü bir anlığına kararmıştı.
İlk başlarda Steve'in hain olduğuna inanmamıştı. Hatta Stark'ın tuzağı sanıp cevap vermemekte direnmişti fakat o iğrenç videoları izlediğinde göğsüne kocaman bir sancı saplanmıştı. Her insanın hayatında cehennem kadar acı verici olaylar olurdu, Bucky'nin cehennemi ise hiç şüphesiz Hydra adındaki boktan örgüttü.
Tony, Bucky'nin daldığını fark edince bir an kendine kızdı. Bu olanları ona hatırlatmak zorunda değildi. Kendisi acı çekiyor diye başkalarına acı vermemeliydi. Ani bir hareketle diğerinin kolunu kavradı.
"Sana olanları hatırlattığım için özür dilerim Bucky, ben sadece... Bilirsin patavatsız zamparanın önde gideniyim."
Bucky karşısında ki adamı rahatlatmak adına kolunda ki parmakların üzerine elini koyup hafifçe sıktı ardından kendini bile şaşırtarak içten bir gülümseme yolladı esmer adama.
"Patavatsız olabilirsin ama zampara değilsin Anthony. Yaşadığın yıkım benimkinden bile fazlaydı o yüzden kendini suçlama."
Tony ne yapacağını bilemiyordu. Bir an gözleri Bucky'nin yeni kestiği kumral saçlarında dolaştı. Vücudunda Hydra'ya ait hiçbir kalıntı istemiyordu buna uzun siyah saçları bile dahildi. Şimdi ise kısa kesim saçlarıyla Tony'e yakışıklı bir modeli anımsatıyordu, yüzüne renk gelmişti.