Epilog 1

805 67 52
                                    

Cenaze karanlıktı...

Simsiyah renkler kapalı havayla uyum sağlarken Peter zar zor ayakta kalarak taziye mesajlarını kabul ediyordu. Yanında Pepper ve Happy olmasa ayakta kalamayıp yıkılacaktı, vücudunda ki titreme geçmiyordu. 

Tony Stark ölmüştü, arkasında öz oğlu gibi sevdiği Peter'ı bırakmıştı. Sevenleri kalmıştı, hala üzerinde çalıştığı zırhlar ve yönetilmesi gereken koca bir şirket vardı. Tony'nin gidişi zamansızdı, gözlerini cenazede gezdirdiğinde herkesin ağladığını veya suskun bir şekilde tabuta baktığını görebiliyordu. 

"Peter sen yemek yedin mi canım?" Pepper ağlamaktan şişmiş gözlerini Peter'ın üzerinde dolaştırdı. Çocuğun yanında güçlü kalmak uğruna kendini zorluyordu, Tony'nin en büyük emanetine iyi bakması gerekiyordu. Kolunu Peter'ın omzuna geçirdi. "Hasta olacaksın, bir haftadır ağzına bir lokma sokmadın."

"Canım istemiyor." dedi Peter kısık ve çatallı bir sesle, saçları darmadağın olup kabarmıştı. Omuzları çökmüştü, başı dik ama yüzü bembeyazdı. "Babamın yanından ayrılmamam lazım." 

Pepper onun dediğiyle kalbinden vurulmuşa dönerken dolan gözlerini saklamak adına başka bir tarafa baktı, Happy bir kenarda çoktan tekrardan ağlamaya başlamıştı. Natasha onun yüzünün kasıldığını görünce genç kadına yaklaştı. "Pepper su içmeye ne dersin? Ben Peter'ın yanında kalırım."

"Çok iyi olur." Pepper onayladığı gibi hızlı bir şekilde arka taraftaki kapıya ilerledi, Natasha ise Peter'ın koluna girip omzunu okşamıştı, ne olur ne olmaz diye çocuğu yalnız bırakmıyorlardı. Her an büyük bir hata yapıp intihar edecekmiş gibi konuşuyordu çoğu zaman, üstüne gitmemeye çalışsalar da korkuyorlardı genç adamın yapabileceklerinden.

"Oturmaya ne dersin?"

Peter, Tasha'nın sorusunu yanıtsız bıraktı. Ağlamaktan acıyan gözlerini insanların üzerinde dolaştırdı. Tony seviliyordu, bunu kimse inkar edemezdi. 2-3 Günden beri insanlar taziye mesajları iletip Tony'nin evinin girişine mumlarla güzel dualarını bırakıyorlardı. Bu görüntü karşısında Peter yıkılıyordu, Tony'nin sonsuza kadar gitmesi fikri her daim canını yakıyordu. İlk ailesini kaybetmişti sonra ise 2. ailesini... Lanetli olduğu düşüncesi kabuslarına giriyordu. 

"Peter, baban böyle olmanı istemezdi."

"Babam ölmekte istemezdi." Kanlanmış gözlerini yorgun kadına çevirdi. "Sevdiği adam tarafından acımasızca öldürülmeyi hayal etmemişti." 

Natasha sesi titreyen çocuğa dayanamayıp sarıldığında ellerini düzgünce taranmış kahve saçlara götürdü. Yüreğindeki yük yüzünden güçsüz düşen çocuğu elinden geldiğince rahatlatmaya çalışıyordu. İpeksi tellerin arasında parmağını dolaştırırken dudaklarını genç adamın kulağına götürdü. "Baban iyi bir şekilde ölmedi ama söz veriyorum ki katilini bulacağım Peter ve senin önünde diz çöktürüp öyle alacağım canını."

Peter yüzünü Tasha'nın boynuna gömüp kendini onu destekleyici okşayışlarına bıraktığında kendini tutmaktan vazgeçti. "Onu ben öldürmek istiyorum."

"Hayır Peter, sen elini kana bulamayacaksın. Babanın hayal ettiği gibi başarılı bir adam olacaksın ama acımasız olmayacaksın. " 

Peter cevap veremedi, sabahtan beri tuttuğu göz yaşları yanaklarından teker teker süzülmeye başlamıştı. Zonklayan kalbinin üzerine elini koyduğunda gözlerini tekrar kapadı, sessiz hıçkırıkları yüzünden nefes almakta zorlanıyordu. Günlerdir içinde tuttuğu acısı göz yaşlarıyla beraber dışarı çıkıyordu ve Peter yine de iyi hissetmiyordu.

Artık onun için gizliden endişelenen babası olmayacaktı veya kimse kapını açıyordum bahanesiyle ona sarılmayacaktı.

"Son kez uyarıyorum evlat..." ile başlayan cümleleri, uyarıları asla bir daha duyamayacaktı. 

Babasının yokluğu aklına geldikçe kalbine batan iğne nefes almasını engelliyordu, gözlerini her zaman ki gibi sımsıkı kapatmış kendi karanlığında babasını hayal ediyordu. Canı acıya acıya onu düşünüyordu. 

Natasha omzunda hıçkıra hıçkıra ağlayan çocuğun sırtını okşayıp başını kahve saçlara yasladı. "Peter, bu kadar yeter. Hadi üzerini giyinip arabaya ilerle, hemen ardından geleceğim." 

"Ama-"

"Hadi Peter." Dedi Gwen sevgilisinin elinden tutarak, Peter gözlerini silip kadından ayrıldığında yanında beliren Gwen'in elini sımsıkı tutup Happy'nin olduğu alana ilerledi. İlerlerken bir an arkasına döndü, ortada çiçeklerin arasında duran babasının fotoğrafına kısa bir bakış atıp genç kızın kendisine yön vermesine izin verdi.

***

Akşama doğru, Peter odasında Gwen'e sımsıkı sarılmışken hemen bir kat aşağıda ortak salonda düşmüş kahramanlar toplantı yapıyordu. Tony'nin her daim oturduğu koltuk boştu, önündeki minik masaya onun en sevdiği viskiyi koymuşlardı. 

"O şerefsizin izini buldun mu?" 

"Henüz bulamadım." dedi Bucky cılız bir sesle, gözlerini Tony'nin koltuğuna çevirip konuşmaya devam etti. "İçinde ki suçluluk duygusuyla çok saklanabileceğini sanmıyorum."

"Ortaya çabuk çıksa iyi olur. Onun canını okuyacağım, daha çabuk öldürmem için yalvaracak ama acımayacağım. Her saniye daha fazla yakacağım canını." dedi Natasha yumruk yaptığı elini sıkarak, dokun suratından hiçbir ifade okunmuyordu ama eline uyguladığı güç neler hissettiğini açık açık belli ediyordu.

"Hepsi benim yüzümden, Tony'i dinlemeseydim bunlar olmazdı." Bruce ağlamaklı bir sesle yakınıp başını ellerinin arasına aldı. Tüm bu yaşananlar korkunç bir rüya gibiydi, buna inanmak istiyordu.

Tony her zamanki gibi birilerine laf soka soka yukarıdan aşağıya inecekti, Clint ile çocuk dalaşı yapıp mutfağa gittiğinde yine birilerine sırf mutfağı temiz bırakmadığı için sövecekti ardından hiçbir şey olmamış gibi viskisini alıp şu an boş duran koltuğa oturacaktı.

"Senin yüzünden değil, sen yapmasaydın Tony tek başına yapacaktı. Onu iyi tanıyorsun Bruce, kendi bildiğinden şaşmazdı." Rhodey doktorun omzunu okşayıp sarsak adımlarla Thor'un yanına ilerledi. "Pepper yine sakinleştirici aldı, yanında Happy var. Diğerleri nerede?" Gözleri ekibin geri kalanını arıyordu.

Clint viski bardağından bir yudum aldı. "Vision ve Wanda uyumaya çıktı, diğerlerinin hangi cehennemde olduğunu bilmiyorum, çok siktiri boktan bir durumdayız." 

"Toparlayacağız." 

Natasha ayağa kalkıp topuklarını zemine vura vura büyük cam balkonun önüne kadar geldi. "Steve'i bulup intikamımızı alacağız."

**********

**********

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Falsch /Stony/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin