-1-

14.5K 128 6
                                    

"Bu elbise nasıl?"

Elinde bana uzattığı kavun içi rengindeki elbiseye yüzümü buruşturmadan bakmaya çalıştım. Kesinlikle benim tarzım değildi ama bunu ona söylemeyecektim biliyordum. Sanırım en büyük hatayı Camilla'yı alışveriş için yanıma almakla yapmıştım. Gerçi başka arkadaşımda yoktu. Camilla ile ben neredeyse gözümüzü ilk açtığımız andan itibaren arkadaştık. Tamam, bir madalyonun  iki farklı yüzü gibiyiz ama bu bizi bir arada tutan bir bağ gibiydi. Hem de güçlü bir bağ.

"Peki, bunun hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu cart pembe bir elbiseyi havaya kaldırırken Bu sefer yüzümü buruşturmaktan geri kalmadım. Camilla gibi uzun, beyaz tenli ve sarı saçlı bir kız için bu elbise harika olabilirdi ama ben uzun olmama rağmen esmerdim ve dolgun vücut hatlarım ile sevimli olmaktan çok uzaktım. Bunu giymem tamamen bir moda felaketi olurdu.

"Yeşil bir şeyler denesek?" tek kaşımı kaldırıp ondan cevap beklerken ağır ağır elbiselerin asılı durduğu alana doğru ilerlliyordum. Bu işe bir an önce engel olmalıydım. Fakat Camilla ne yapacağımı anlamı, uzun, bronzlaşmış kolunu uzatıp bana engel olmuştu.

"Sana elbise seçtirmek mi?" Başını hızla sağa sola salladı. "Kesinlikle olmaz. Bir Long Island kızı olarak dolabını düzenlemek benim işim."

Derin bir nefes verirken omuzlarım çökmüştü. Burada hiç istemediğim bir elbise ile çıkacağıma artık emin olmuştum.

Birkaç saat sonra renkli uzun bir elbiseyle mağazadan çıkmıştık. Beklediğimin aksine alışveriş oldukça güzel geçmişti. Akşam Joe ile gideceğimiz yemekte oldukça hoş görünecektim.

Eve girdiğimizde hızlı adımlarla salona girdim. Tam Joe'ye evde olup olmadığını anlamak için seslendiğim sırada sesleri duydum.

Yatağın gıcırtıları.

Birkaç adım geriledim.  Ama bedenim buz kesmişti. Neden gidemiyordum? Alışveriş yaparken Joe açık bir şekilde işte olacağını söylediğini hatırlıyordum. Evet, kesin içeride Joe'nin manyak arkadaşlarından biri olmalıydı ama neden içim huzurlu değildi. Her ne olursa olsun odaya gitmeliydim. Bu yüzden hızlı adımlarla yatak odasına ilerleyip içerideki paylamak için hızla kapıyı açtım.

İşte o zaman  taş kesildim.

İşte oradaydı.

Joe ve ....

Kız kardeşim?

İkisi iş üstündeyken bir an durup bana baktılar. Fakat utanmak yerine sanki onları rahatsız etmişim gibi baktılar. Joe bir an ne olduğunu anlamış olacak hemen kızın üzerinden kalkıp iç çamaşırını giydi.

"Becky bak!"

İçimdeki öfke o denli yoğundu ki bedenini hareket ettiremiyordum. Aldatılmak başlı başına kötü bir olaydı ama kız kardeşim? Ellerim titrerken Joe'nin bana yaklaşıp omuzlarımdan tuttuğunu hissettim. Beni sarsarken bir şeyler söylüyordu ama kulağımda ki uğultular felaket halde kulağımı dolduruyordu. Kız kardeşim ise yüzünde  alaycı bir ifade ile bana bakıyordu. Üzerini örtme zahmetinde bile bulunmamıştı. Onun gülümsemesine bakarken sonunda benden intikam aldığını  için memnundu. Her zaman Joe'ye karşı bir zaafı vardı ve şimdi ona benden önce sahip olmuştu.

"Konuş benimle!" Joe bağırdığında sanki uğultuda bıçakla kesilmiş gibi aniden yok oldu.  Var gücümle ona tokat attığımda geri adım atmak zorunda kalmış bu şekilde kollarımda ellerinden kurtulmuştu.

"İkinizden de nefret ediyorum." diye bağırdım. Joe hala bana bakışlarını çevirmemiş, dalgın bir şekilde vurduğum yanağını okşuyordu. Cecila ise bana nispet yapar gibi yataktan kalkmış, kollarını sevdiğim adama dolamıştı.

"Öfkeni ve zavallılığını başka yerde yaşa bize engel oluyorsun."

Onun ağdalı sesi daha da midemin bulanmasına neden oldu. Joe ise hala hareket etmiyordu ama bana da bakmıyordu. Anlaşılan o da Cecila gibi düşünüyordu. Tek kelime edemeden arkamı dönüp çıktım. 5 yıllık ilişkimin sonunun böyle olacağını tahmin etmemiştim. Merdivenleri hızla inerken onların sanki ben gelmemişim gibi seviştiklerini biliyordum.

Demek bekaretemi kaybetmemi beklemek Joe için bu kadar zordu.

Kendi evime varabilmek her zamankinden biraz daha fazla zamanını aldı. Kafamda olanların görüntüsü, Cecila'nın cümleleri dönüp duruyordu. Joe'yi bu kadar beklettiğim için miydi tüm bunlar? Oysa bu gece yemekten sonra kendimi ona teslim edecektim.

Bunca zaman ne için hazırlanmışım. Ne kadar da aptal biriyim.

Eve vardığımda önce ona ait ne varsa toplamaya başladım. Zaten Cecila ile aramız iyi değildi. Evimde de ona ait bir şey bile yoktu. Ondan nefrette etmemişttim ama son yaptıkları artık bardağı taşırmıştı. Eşyaları topladıktan sonra ki dakikalarda bedenimi ele geçiren ağlama krizi ile baş etmek zorunda kaldım. Çocukluğum, gençliğimin ilk çağları o adamla geçmişti. Beni ben yapan şeylerin içinde Joe'de vardı her zaman. Ama o beni anlık bir zevk uğruna kenara fırlatmıştı. Kendimi fırtınanın ortasında yalnız kalmış gibi hissediyordum.

Camilla'yı arayabilirdim ve biliyordum ki hemen yanıma gelir ve sabaha kadar ikisini gömerek konuşur, sarhoş olana kadar içki içmemize neden olurdu. Sonra da benden daha sarhoş olduğu için bir köşe de sızardı. Bu her zaman böyle olmuştu.

Bu yüzden içimdeki öfkeyi dondurmak adına bir şeyler yapmalıydım. Joe'den intikam almalıydım ama nasıl? Mutfakta ki sandalyeden kalkıp kapının hemen yanında duran boy aynasından kendimi inceledim. Ahım şahım bir güzelliğim yoktu ama girdiğim ortamda ilgi çeken bir kızdım. Joe'yle birlikte olduğumuzdan bu yana dönüp kimseye bakmamıştıma ama çevremdeki konuşmaları duyamayacak kadarda sağır değildim.

O an ne yapacağıma karar verdim.

Yıllardır sevdiğim adama sakladığım bekaretimi tanımadığım bir adama verecektim.


Gecenin CazibesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin