5.Bölüm - Gerçekler

759 23 4
                                    

 

"Peki ben senin icin değerli  olacak mıyım?"

Kalp atışlarım hızlanmış gözlerinin içindeki kendime bakıyordum.

"Ya sende gidersen" dedim nefesi nefesime değerken.

"Ben hep burdayım" diyerek dudaklarıma uzandı 24 yıldır koruduğum dudaklarım bir kez daha kurtuldu.Kendimi geri çektim henüz hazır değildim bir erkeği öpmeye.

"Üzgünüm Atakan" diyerek bir şey demesine izin vermeden koştum çantamı alarak sadece koştum hızla şirketten çıktım vurduğum kişilere aldırmadan.

Ağladığımı nefes almak için durduğumda ellerimi yanağıma koyarken anladım tuzlu sıvı yine akıyordu işte.

Neden Atakan'a bir şans vermiyordum bilmiyorum. 2 gündür yüzünü bile zor hatırladığım -tabi mavi gözlerini unutmak mümkün olmadı ama- birine nasıl şans verebilirdim ki.

Peki amcam neden beni ona emanet etmişti. Demek ki amcam ona güveniyordu ben niye yapamıyordum?

Düşünceleri aklımdan çıkarmak için karşımdaki maviye baktım huzur bulduğum maviye dalga ve martı sesleri içime işlerken sahile geldiğimi anladım hemen yanımdaki banka oturdum yüzmeyi dahi bilmesemde bakmanın huzur verdiği yerde tekrar düşündüm ve tekrar sordum kendime "Aşık mı oluyorum?"

Ondan hoşlanıyormuydum belki evet peki neden bunları düşünürken Hakan aklımdaydı lanet yüzünü yıllardır görmediğim birini bu kadar içimde hissetmem garip değil miydi? Belkide ömrüm boyunca görmeyeceğim birini tenimde hissetmem..

Doğru dürüst hatırlamadığım birinin yerine mi koymak korkutuyordu beni belkide tekrardan aşık olmaktı korkum.

'Korku' en büyük düşmanımken adını anmaya başlamış ve dostluğa ilk adımımızı atmıştık bile..

Rahatladığımı hissettiğimde ayağa kalktım ve başımın dönmesiyle tökezledim. Kolumu tutan bir el sayesinde düşmekten kurtulmuştum.Hemen banka tekrardan oturdum. Kafamı çevirmemle bu kişinin Mert olduğunu anladım.

Koruyucum yine beni korumuştu işte.

Ona doğru baktığımda istemsizce gülümsedim.

"Mert" dedim çıkmamaya yakın bir sesle. Genelde ağlayınca sesim kısılırdı.

"Sus bakalım inek" dedi yüzündeki gülümseme daha yayılırken.

"Senin ne işin var?" dedim.

"İyiki sus dedik ha bekle burdan bir yere ayrılma biraz konuşalım" ve bir şey dememe izin vermeden ayağa kalktı.

İlerdeki pamuk şekerciye doğru yürüdü. İki pamuk şekerle iki dakika sonra yanımdaydı.

"Pamuk şeker" dedim gülümseyerek.

*******Geçmiş*******

"Yine mi ağlıyorsun ya inekler genelde kurban bayramından önce ağlar yoksa sen kurbanada çok var adaklık mı aldılar seni?"

Dudaklarını büzerken bana masumca bakıyordu.

Ağladığım yüzümü silerek

"Kes sesini aptal güldürme beni evet adaklık almışlar ondan ağlıyorum"

"İnek olduğunu biliyordum"

"Pislik" diyerek omzuna bir yumruk attım.

"Sert inekleride senin sayende tanımış oldum Eylül ya"

SANCILI HAYALLER|DÜZENLENİYOR|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin