Okula gitmek için erken kalksam da otobüs bulamadığım için okula geç girdim. Derse de geç kaldığım için adımlarımı yavaşlattım ve okuldan içeri girdim. Binadan içeri girerken yanıma doğru bir çocuk geliyordu. Yani bana değildir diye düşünürken yanımda yürümeye başladı. Döndüğüm her koridordan dönüyordu, her bir adımıma ayak uyduruyordu. Tam köşeden dönecekken durduğum için bana çarptı. Kaşlarımı kaldırıp yüzüne baktım ‘ ne var? ‘ dercesine. O da anlamış olacakki boğazını temizledi.
Yüzüne alaycı bir gülümseme taktığında anladım ne demek istediğini. Ama sesimi çıkarmadan konuşmasını bekledim. ‘Naber çirkin şey?’ dedi. Hiç bir mimik hareketi yapmadan, yüzüne ,sanki boş bir duvar gibi baktım. Bir adım geriye gidip yüzümü alaycılıkla süzdü. ‘ Gerçekten çirkinsin. Sen bu suratla nasıl dışarı çıkabiliyorsun?’ dedi . Hala hiçbir şey demedim. Suratına hala aynı şekilde bakıyordum. Anlayabiliyordum ne yapmak istediğini . daha önce de deneyenler oldu ama kendimi buna en iyi şekilde hazırladım. Ben PDR öğrencisiyim. Ne olduğunu biliyorsunuzdur. Bölümümle ilgili çok kitap okudum ve çevremdeki her insanı en küçük jestlerine mimiklerine kadar inceledim. İnsanların bakışlarıyla , duruşlarıyla ne demek istediklerini az çok çıkarabiliyordum. Çevremdeki insanların benim hakkımda ne dediklerini de biliyorum ama bunları umursamıyorum. Neden umursayayım ki? Ben kendime baksam da bakmasam da bir kusur bulacaklar bende. Ben de kendimi olduğum gibi ortaya koyuyordum. Derin bir nefes alıp ‘ Ağızlığın nerde senin? ‘ dedim. Şaşkın bir o kadar da anlamsız gözlerle gözlerime bakıyordu. Bir yandan da onu incelemeye çalışıyorum. Sıcak kahve gözleri onlara uyumlu yumuşak gibi görünen saçları vardı. Yüzü kirli sakallarının ardında kalmış beyaz ve pürüssüzdü. Hoş bir çocuktu. Cidden hoştu. Boyu yaklaşık 1.80 ile 1.85 arasındaydı. Ne cılız ne de şişman dı. Kalıplıydı ama bu ona iticilikten daha çok çekici bir hava katıyordu. Giyim tarzı güzeldi zevkli biri olduğu belliydi. Tekrar yüzüne odaklanıp ‘ Sahibinin seni böyle dışarı çıkarması çok yanlış bir davranış.’ Dedim saçlarını sanli bir köpeği okşarmış gibi karıştırdım ve yanından geçip dersimin olacağı sınıfın önüne doğru yürümeye başladım. Arkama bakmamıştım ama donup kaldığını hissediyorum.bu arada saçları gerçekten yumuşaktı. Yumuşak ve mükemmel kahveler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDİA
أدب المراهقينNe kadar doğrunun arkasından koşarsanız koşun kader sizi istediği yere götürür.