#4/Kulübe

8 2 0
                                    

Yürüyordum, yürürüyordum... Yol bitmiyordu. Mahallemde bilmediğim yeni yerler keşfettim. Oha bizim mahallede Çiğ Köfteci mi varmış?! Hemen ablama mesaj atmalıyım. Aman şimdi çantada ara ki bulasın telefonu.

Derken önümdeki kişinin aniden durduğunu farkettim ama fark etmekte gecikmişim. Ağzım açık, çantamla birlikte sırtına tosladığımda, telefonum birden çantamdan fırladı. Aniden çantamı kapatıp telefonumu yerden aldım ve ;
"Neden aniden durup size çarpmama sebep olduğunuzu sorabilir miyim?" dedim. Kabalığın bu kadarı yani.

Yavaşça önünü döndüğünde galiba şok geçirdim. (Galiba ne ya yüzde yüz).
Yine aynı çocuk.

"Neden beni takip ettiğini sorabilir miyim?" dediğinde boynundaki solmuş gül desenli dövmeyi yeni fark etmiştim. O kadar ilgimi çekmişti ki, gözümü neredeyse hiç kırpmadan uzun bir süre dövmeyi inceledim. Bunu fark etmiş olacak ki, elini dövmesine götürdü. Bu sayede ben de kendime gelebildim.

"Çok sevdin galiba. Neden kendine de yaptırmıyorsun? Acır diye mi korkuyorsun ya da paradan mı dertlisin?" dedi gülümseyerek.

"Hiçbiri. Annem kızıyor." Hüzünlü şekilde bunu söylerken birden kahkaha atmaya başladı. Eh tabii o nerden bilsin böyle şeyleri.

"Tanışmaya fırsatımız olamamıştı ya. Ben Buğra."

Buğra, Büşü'mün bahsettiği.

Göz devirerek; "Ben de Ece." Dedim.

"Güzel isim. Ama hala sorumun cevabını alamadım?" dediği sırada telefonum çaldı. Sisi yazıyor. Sanırım önemli, çünkü Özge normal şartlarda beni asla aramaz, hep mesaj atardı.

"Üzgünüm, açmam gerekiyor. Önemli." dedim. Normalde hiç böyle izinler almam ama ne bileyim zorunlu hissettim. O da başıyla onay verince telefonu açtım.

"Alo, Özge. İyi misin, n'oldu?"

"Alo, Ece. Ben iyiyim. Neredesin sen?"

Sesi ağlamaklı geliyordu; biliyorum hiç iyi değil.

"İyi değilsin sen. Bizim evin alt sokağındayım. Noldu, istersen hemen geleyim yanına?"

"Çok iyi olur ama kimseye çaktırma, bizim kulübedeyim."

"Kulübe mi?? Ne işin var kızım senin orada? Yanımda kim var?"

"Kimse yok, sen lafı uzatma sadece gel."

"Ama-.."

Hay kahretsin ya. Yüzüme kapattı.

Kulübe, (diğer adıyla Büyülü Ev) eskiden bizim 7'li tayfanın buluşma yeriydi (CÖBEBEF) ve 7 kişiden biri bile eksilse oraya gidilmezdi. Ardından Ceylin ve Furkan o evde ilişkilerini sona erdirmişti ve aynı ay aynı çevrede Enes ölmüştü. Biz de grubu dağıtmıştık.

O gün bugündür oraya bizden kimsenin gittiği görülmemişti. Adı Büyülü Ev olmuştu ve özellikle Furkan'ı o evin yakınından bile geçirtmiyorduk. Ama şimdi...Özge. Nasıl yani?

"Acilen gitmem gerek. Üzgünüm." dedim ve hızlıca koşmaya başladım. Ne dediği umrumda bile değildi. Önemli olan Özge'ydi. Özge, her şeyden önemliydi. Canımdan bile.

35 KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin