Kontrol

44 4 2
                                    

Melike'nin ağzından

Gruplara ayrıldıktan sonra Ecehan ile birlikte sağdan gitmeye başladık. Yol dümdüzdü. Hiçbir dönüş ya da arayol yoktu. Sadece dümdüz ilerliyordu.

Offf ne zaman dönüş olcak ki çok sıkıcı böyle.(ecehan)

Aynen artık bitsin yani!(ben)

Tam 30 dakika oflaya oflaya dümdüz ilerledik. Sonunda bir yol ayrımı çıktı. Biz sol tarafı seçtik. İlerlerken arkamızdan yuvarlanma sesi geldi. Dönüp baktık.

Ecehan koş!(ben)

Arkamızdan kocaman bir kaya geliyordu. Işınlanabilirdik ama Ecehan'la aramızda mesafe vardı ve surursak kaya bizi ezerdi.

Melike buraya gel burda arayol var ve dar kaya buraya gelemez!(ecehan)

Ecehan benim önümdeydi be bir anda yanındaki arayola girdi. Bende girdim. Biz daha soluklanamadan karşımıza beş tane yüzleri kan içinde ve derisi fena halde soyulmuş, elleri ve ayakları olmayan, bacakları kolları ve gövdesi ise sadece kastan oluşan iğrenç şeylerden çıktı.

Midem aşırı derecede bulandığı için kustum. Ecehan şaşkınlıkla bakıyordu.

Ecehan napıcaz?(ben)

Şuan sadece amaçları çözmeye uğraşıyorum. Baksana saldırdıkları falan yok. Acaba sadece bizi korkutmak için mi konmuş?(ecehan)

Bilemiyorum da benim midem çok kötü!(ben)

Tamam ışınlanma cihazını çıkar hadi gidelim baksana hareket etmiyolar. Engellemezler heralde.(ecehan)

Tamam.(ben)

Işınlanma cihazını çıkardım. Ecehan'a yaklaştım. Ama yaratıklardan çok tiz ve aşırı yüksek sesli bir bağırış geldi. Kendi sesimi bile duyamaz oldum. Sesler rüzgar misali bize çarpıyordu ve saçlarımız havada uçuşuyordu. Ecehan'a bağırdım ama kendi sesimi bile duymamıştım.

Zar zor Ecehan'ın yanına gittim. Çığlık sesleri daha da artmıştı. Çıldırmak üzereydim. Ecehan'ı zorla tutup ışınlanma cihazının düğmesine bastım.

Harun ve Emirhan'ın yanına ışınlanmıştık. Bize baktılar. Her şeyi anlattık. Onlarda bize daha bize hiçbirşey olmadı dediler.

Beraber labirentte dolaşmaya başladık.

Çıkışı olduğundan şüpheliyim.(harun)

Aynen öyle aynı yerleri dolaşıp duruyo gibiyiz zaten.(emirhan)

Eylül ve Masal naptılar acaba?(ben)

Yine ikili yol ayrımı. Grupları değiştirelim bence.(ecehan)

Tamam ben Melike ile gidiyim. Sende Emirhan'la git. Olur mu Ecehan?(harun)

Benim için sıkıntı yok.(ecehan)

Tamam hadi ayrılalım o zaman.(emirhan)

Biz Harun'la düz ilerlerken onlarda sol tarafa gittiler.

Hala yürüyorduk ama bir çıkış ya da çıkışla ilgili ipucu bile bulamamıştık. Yürümeye devam ederken yanımıza bir anda Masal ve Eylül ışınlandı. Çok bitkin görünüyorlardı. Korkmuşlardı sanki. Boş boş onlara baktık. Onlarsa soluklandılar. Her şeyi bir çırpıda anlattılar.

Nasıl yani Emre burda mı?(harun)

Evet. Burda.(eylül)

Yani burda bile rahat bırakmıyo ya!(ben)

KalemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin