YENİ DÜNYAM ( Tamamlandı)

10.Bölüm: Damla?

-Avril-

Evet hastaneden çıkalı 2 hafta olmuştu. o anları bir daha hatırlamak istemiyordum. Gerçekten korkunçtu. Güzel bir haber 2 haftadır Zack bizle kalıyor. Max Zack'i pek sevmedi. Ama alıştı. Bazen ona hırladığı oluyor. Bu genellikle yakınlaştığımız zamanlarda oluyor. Bir de Max çok hızlı büyüyor. Verdiğim öamalardandır diyip geçiştirdim ama bu çok hızlı bir büyüme. Her iki günde bir Amy bize gelir. Beni özlediğini ve merak ettiğini söylüyordu. Onu çok seviyordum ve omdan asla sıkılmam. Ama iki günde bir bazen üç günde bir kapıma dayanması canımı sıkıyor. Ve her gelişinde bir kek veye kurabiye hiç bir şey yoksa bana çay yapıyordu. Zackle ilişkimiz normal ve çok güzel bana çok iyi davrandı ve her istediğimi yaptı. Gerçekten götüm tavan yapmıştı . Ama ne yazık ki iyileştim. Artık dediklerimi yapmıyor üstelik "git kendin yap" diyordu. Tabi sıkıldı benden. Ben bunları düşünürken Zack'in sesini duydum.

"Avril gömleğim nerde?"

"Ben ne biliyim be annen miyim?" diye bağırdım. Birden bana sarıldı ve kulağıma nefesini verip konuştu.

"Annem değilsin ama gelecekteki karım olabilirsin." tutun beni bayılabilirim.

"Öyle diyorsun ?" diyip ona döndüm. Mutfaktaydık ve ben kahvaltı hazırlıyordum. Belimi tuttu.

"Öyle diyorum."diyip dudağımdan öpmeye başladı. Tabi ki karşılık veriyordum. O beni öperken bende ellerimi saçlarının arasına götürdüm. Dudakları sıcak ve yumuşaktı. Bunun hiç bitmesini istemiyordum. Bana her dokunuşu beni heyecanlandırırken beni böyle öpmesi nasıl oluyorda öldürmüyordu şaşırıyorum. Onun boyu benden daha uzun olduğu için rğilmesi gerekiyordu ve benimde patmak ucuna yükselmem. Onun yerine kucağına atladup onu daha iyi öpebiliyordum. Beni kalçamdan tutup boş tezgaha oturtturdu. Artık nefessiz kalmıştım. Ama bırakamıyordum. İlk bırakan o olmuştu. Derin nefesle alıp veriyorduk. Zack alnını alnıma değdirip burnumun ucunu öptü.

"Seni çok seviyorum ve sana zarar gelmesine asla izin vermem."

"Bende seni çok seviyorum ama nereden çıktı bu koruma içgüdüsü."dedim gülerek.

"Sadece bil istedim."diyip gözlerimin içine baktı. Gözleri o kadar güzeldi ki bazen onu kıskanıyordum. Hala tezgahın üstündeydim ve üşümeye başlamıştım.

"Zack?"

"Efendim güzelim?"

"Götüm dondu bir çıksan olmaz mı?" dedim ve sesimin sert çıkmasına şaşırmıştım. Romantizmin içine şıçmıştım. O da bunu beklemiyordu ve o masmavi gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Hemen durumu düzeltmem gerekiyordu. Tezgahtan inip elimi yanağına koydum ve dudağına masum bir öpücük kondurdum. Elim yanağını okşarken masumum bakışı attım.

"Ben bağırmak istememiştim. Birden oldu yoksa bütün gün öyle kalabilirdik. Ama ben çok üşümüştüm. Sonra dedim ....." lafımı bölen dudakları olmuştu. Ve ona teşekkğr ederim beni bu durumdan kurtarmıştı. Geri çekildiğinde eli yanağımı okşadı.

"Çok konuşuyorsun be güzelim." dedi. Yerim ben seni seksi şey. Tebessüm edip beline sarıldım. Oda bana sarılıp başımı öptü.

" Çok güzel kokuyorsun."

"Beni şımartmayı keser misin?"

"Şımarmanı ,utanmanı,kızmanı, gülmeni ... senin her şeyini her huyunu seviyorum. İyiki benimsin ve benim olucaksın. Sadece benim ." diyip alnımu öptü.

"Aşkım, biliyorsun hep böyle kamak istiyorum. Sıcacık kollarında ama kahvaltı yapmamız lazım."

"Tamam" diyip kafasını salladı ve kollarını belimden çekti. Hoşçakal sıcaklık, hoşçakal mutluluk, hoşçakal huzur... Hiç istemeyerek de olsa domateslerin yanına gidip menemene koyacak şekilde kestim. O sırada Zack yukarı çıkmıştı. Max ise bahçedeydi. Belli saatlerde bahçeye giderdi ve ne yaptığı hakkında hiç bir fikrim yok. Menemen pişerken iki tabak ve kahvaltılıkları çıkardım. Çay demlenmişti. Bardaklara çayı koyup menemeni tabaklara bölüştürdüm. Masaya otururken bağırdım.