ESKİ HİKAYELERİM İCİN PROFİLİME GİREBİLİRSİNİZ.
" Kumar borcu namus borcudur kardeeş ! " diye ses geldi Üsküdar kumarhanesinde ... 16 yaşında dişlerini sıkan bir çocuk cebindeki son parasını kumar masasına bırakmıştı. Bu semtin adı Üsküdar'dı , del...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Artık dışarı çıkması lazımdı evden çıktı adamlarıyla birlikte muhitini turlamaya başladı. Burası zor zamanında sığındığı yer olduğu için bir cami ve okul yapılmasını istedi. Para olmadan güç olamazdı. Gazinolardan ve kumarhanelerden gelen ayrıca Tarık ile yaptığı Rusya'ya mal kaçırmadan kazandığı paraları ticarete dökme zamanının geldiğini düşünüyordu.
Türkiye'nin farklı sektörlerinden üç büyük iş adamını gazinosuna çağırdı ve ağırlamak istedi. Onlarda en kısa sürede geri cevap verip gün belirlediler. Gazinoda o gece büyük bir assolist ayarlanmıştı. Rakı şişeleri hazırdı ve koca gazino kapatılmıştı sadece bu kişiler için. Her tarafı korumalarla doldurulmuştu. Ermiş assolisti dinlerken Cafer geldi " karadenizlii , geldi bu senin uşaklar alalımmı ? "
- Yav Cafer abi bekletmeniz hata çabuk çabuk alın
Adamlar içeriye girdi tokalaşma fasıllarından sonra yerlerini gösterdi. Hepsi şık giyinmişlerdi. Rakı sofrasında kafalar hafif uçunca sohbetler ve meseleler derine inmeye başladı. Gazete , televizyon ve radyo sahibi olan Cem girdi sohbete " bak Ermiş bey geçende şu aktör vardı ya neydi o kızın ismi neyse anladın sen siyah saçlı .. Baktım tanışmak istiyorum bana pas vermiyor bir çektim bunun diziyle , haberleri kendi ayağıyla geldi ahaha " Bu tarz muhabbetler dönmeye başlamıştı. Gıda , giyim , fabrikalar sahibi Engin'de oradaydı oda Avrupa gezilerinden ve orada zincirleşmeden bahsediyordu. Sıra en büyüğe gelmişti Turan Atasoy ; turizm , fabrikalar , gıda , giyim , silah üretimi , beyaz eşyalar ve Türkiye'de akla gelen her şey diğer ikisi alanlarında en iyilerdendi fakat Turan Atasoy , Türkiyenin en zengin ilk 5 ine girebilirdi.
Ermiş , Sümbülü çağırdı ve hepsinin önüne birer kağıt koydu. Okuduktan sonra gülen suratlar somurtuldu. Engin tam kalkıp gidecekken Ermiş onu yerine oturttu ve " sandalyeye oturttum bir daha kalkarsan başka yerlere oturturum seni "
