Bölüm 1: "Bayat Bir Ruh"

338 73 103
                                    

Multimedya: Bebe Rexha I Got You
Dipnot: Tanıtım videosu yayınlandı!!

Tanıtımda bana yardımcı olan yakın arkadaşım Neslihan Erbap' a teşekkür ediyorum.
👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻


Yağan yağmurun her bir damla tanesinde gizlidir hüznüm. Bulutlar da içindeki tüm sıkıntıları böyle atmaz mı yoksa?

Her bir damla yeryüzü ile buluştuğunda titrek bir nefes alıp doldururum ciğerlerimi. Gecenin alacakaranlığı kaplar genelde bütün bedenimi. Bu emanet vücudumda içimde bütünleşmiş olan zifiri karanlık, bütün bedenimi kaplamamış, âdeta sarmalamıştı, fakat nokta kadar beyaz ışık;

İçimdeki o zifiri karanlıkta ki zincirli kilit vurulmuş, açılması imkansıza yakın zor olan kapıda duraksamıştı. Fiziksel olarak bile kendimle
karamsarlaşmış olan ben,benlikten çıkmıştım ve kendime acıyacak hale gelmiştim.

''Almina" dedi bana tanıdık gelen, kim olduğunu tahmin ettiğim ses. "Burada ne işin var senin, üstelik bu saatte?"
"Yürümek istedim." "Senin ne işin var?" diye bende ona aynı soruyu yönelttim.
"Mesaiye kaldım bu gün. Malum okuyoruz paraya ihtiyacımız var".
"Anlıyorum" diye yanıtladım. Okuldan tanıştığım  melis'e. Tam bacaklarıma yürü komutunu veriyorken meslis'in sesini işittim.

"Hey Almina baksana kötü gözüküyorsun bir sorun mu var?" Cevabının tahmin edile bildiği sorulardır bunlar. Evet desemde bir önemi olmayacağını bildiğimden dolayı, " Ah yok sadece yağmurun getirdiği soğuktan dolayı fazlasıyla üşümüş olmalıyım ."

"Pekala.Sonra görüşürüz." Elveda nidalarından sonra soğuktan kıpkırmızı olmuş cildimle geride bırakmış olduğum yoluma devam ettim. Eve geldiğimde anahtarı fırlatıp, üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa attım. Aşırı sinir ve stresten olmalı ki kafamın sağ tarafına gene o lanet olan aynı basınçtan olmaya başlamıştı.

Sonra ardından peş peşe gelen baş dönmeleri,mide bulantısı,titreme,göz bulanıklığı da bu basıncın yoldaşlarıydı. Kahrolası kafamın içinde ciddi bir kaos oluyordu. Yaklaşık bir yada iki aydır buna benzer şikayetlerim oluyordu.

Düşüncelerim birbirini gene kovalamaya başlamışken çok fazla yorgun olduğumu farkettim. Ama yorgunluk daha çok fiziksel değil de ruhani bir çöküştü. Bunu biliyordum,iliklerime kadar hissediyordum. Uyku bana oradan bir kucak açmışken bende teklifini reddetmeyip,  dışardan gelen gök gürültüleriyle beraber,  ona sarılıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim.


Sabah gözüme vuran güneşin ışığıyla gözlerimi hafif araladım. Ama hala yataktan kalkamamıştım. Oturur bir pozisyonda gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakıyordum. Kendime gelince de doğruldum ve yataktan kalktım. Annem ile  babam  evde değillerdi çünkü annem  kan kanseriydi tedavi amaçlı iyi bir doktorun yanına yani başka şehire gittiler. Bende okulum olduğu için burada yalnızdım. 

Büyük bir isteksizle beyaz okul gömleğim ile siyah dar okul eteğimi giydim üstüne de yarım,uzun dizimin üstüne kadar olan  siyah çoraplarımı giydim. Saçlarımı da üşendiğim için sadece tarayıp, salık bırakmayı tercih ettim. Mutfakta da ayak üstü birşeyler yedikten sonra okula doğru yol aldım.

Okula giriş yaptığım da kimseyi umursamadan sınıfa doğru hızlı adımlarla ilerledim. Sınıfa ulaştığımda direkt sırama oturup , kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştım. Ne kadar uyuyordum bilmiyorum fakat kafamda aniden bir dürtücü baskı olduğunda, kafamı biraz kaldırıp baktığım da hocanın tepemde olduğunu gördüm. 

KARAMELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin