Bölüm 8

13 2 0
                                    

Ejderin Kanı 'nın Önceki Bölümünde

"Anne beni çağırmışsın "

" Anlatacağım oğlum sakin ol. Geç otur şöyle. "

" Gözcüler..."

"Oğlum Lissandra asırlar önce ettiği yemini gerçekleştirmeye geliyor "

"Güzel hikaye anne"

"Sen! Garen Crownguard. Az önce anlattığım hikaye gerçekti."

"Anne cidden benim bir suçum yok ben bir şey yapmadım"

"Rüyanda ne gördün Garen? "

Garen Crownguard

Annem çok heyecanlı konuşuyordu. Bu da beni ister istemez tedirgin ediyordu. Düşüncelerimden kurtulup annemin sorduğu soruya cevap verdim.   "Anne rüyamda benim yaşlarımda bir çocuk ağlıyordu ve evden kaçmıştı onu bizim sarayımıza gelirken gördüm ve.. ve bu sabah o, yatağımın üstündeydi."

Annemin yüzü tekrar yumuşadı az önce korku ve heyecan kaplayan yüzü bir anda değişti ve eski haline döndü. O tatlı gülümsemesini tekrardan kondurmuştu yüzüne. "Onun adı Darius öyle değil mi?" Ben hala şoktaydım annemin az önce anlattığı hikayeden mi yoksa Dariusun adını tahmin etmesinden dolayı mı şoktaydım onu da anlamadım. Kekeleyerek "E-evet anne o-onun adı Darius ama bunu sen nereden bildin?" Annem bana tekrar tebessüm ederek sorumu yanıtlamak için ağzını araladığında, bulunduğumuz salonun kapıları muhafızlar tarafından açıldı ve içeriye Darius ile birlikte girdiler. "Çünkü oğlum geleceği görme yetisi bizim kanımızda var ve bu sana da geçmiş olmalı ki dün gece rüyanda Darius'u gördün. " Annem bunları söylerken Darius'un içeri girişini izliyordum. 'Geleceği görme yetisi' bu sözcükler beynimde yankılanmaya başlamıştı. Gözlerim bir anda anneme döndü ve tekrar Darius'a bu sefer anneme dönüp "Sen de onun geldiğini gördün ve onu saraya alıp benim odama çıkarttın?" İşte tüm yapboz parçalarını yerine oturmuştu. " Evet oğlum Darius 4 savaşçıdan birisi ve onun yanlış kişiler taradından ele geçirilmesine izin veremezdim. Onu buraya gelmesi için kulağına sürekli fısıldadım ve o burayı yani Demacia'yı buldu." Hala şaşkındım bu sabah şok üstüne şok yaşıyordum. Annem az önce 4 savaşçıdan birisi mi demişti ? " 4 Savaşçı da neyin nesi ?" bu sefer Darius sormuştu bu soruyu. "Büyük Savaşın Büyük Savaşçıları. Garen,Darius,Luxanna,Katarina Artık birbirinizi bulma vakti geldi. Siz birbirinizi Batıda bulmuşken Luxanna ve Katarina birbirlerini Doğuda buldu. Yarın sabah şafak sökmeden Hepiniz Kuzeye yol alacaksınız ve 4nüz bir araya gelerek büyük savaşı başlatacaksınız." Ne savaşı ne büyüğü ben daha kraliyet avı için dışarı çıkarılmıyorum bir de bu saçma sapan şeylerle mi baş edeceğim. Benim bir özelliğim bile yok. Rüyam da kısmi geleceği görmem dışında. "İyi de anne benim hiç bir gücüm hiç bir özelliğim yokki daha kılıç kullanmasını bile bilmiyorken bahsettiğin o büyücüleri nasıl yenebilirim? " Annemin yüz ifadesi yine değişmişti telaşı mı yoksa sinsi sinsi mi bakıyordu anlayamadım "Yalnız başına yenmeyeceksin Garen. Kılıca gelecek olursak bunun cevabını çok yakında alacaksınız. Sen ve Darius. Bunlar dışında çok büyük fedakarlıklarınız olacak. Sevdiklerinizi kaybetmek uğruna, hayatınızı kaybetmek uğruna, Kötü güçlerin kaybolması uğruna... Size söyleyebileceklerim bu kadar yarına kadar bolca dinlenin yarın sabah güneş henüz yeryüzüne dokunmadan yola çıkacaksınız ve belkide dinlenecek zamanınız bile olmayacak bu yüzden dinlenebildiğiniz kadar dinlenin." Fedakarlık mı? Dinlenmek mi? bu konular hakkında biraz daha düşünürsem sanırsam aklımı sıyıracaktım.  O yüzden bir an önce düşünmeyi bırakıp odama çıkmak istiyordum. Kafamı Darius'a çevirip "Odama çıkalım mı?" O cevap veremeden annem atladı "Dari'yi kısa süreliğine ödünç almamda  sakınca yoktur umarım Garen ? çünkü ufak bir konuşma yapmamız gerekiyor." Annem hafif oteriter ses tonunu kullanmıştı ve kaşlarıda birazcık çatıktı. Hiç bir şey diyemedim sadece kafamı evet anlamında sallayarak karşılık verdim. Ben odama çıkan merdivelere  doğru yürürken  annem de Darius'u bahçeye çıkartıyordu. Odama çıktığımda olanları bir kere daha düşündüm, annemin anlattığı hikayeyi, Darius'u  ve Luxanna. Luxanna benim ablamdı hiç görmediğim bir ablam vardı nasıl görünüyor nasıl konuşuyor hiç bir fikrim yoktu ona dair. Daha fazla düşünemeyecektim .  Ben düşüncelere dalıp gitmişken odamın kapısı çaldı. Düşüncelerimden bir an önce sıyrılıp kapıdakine seslendim "Girebilirsin! "  Darius gelmişti. Ufak bir temessüm attıktan sonra yanıma geldi ve "Ablanı düşünüyorsun ?" dedi. Neden herkes kahin olmaya karar verdi anlamadım ki ben şimdi. Kafayı gerçekten sıyıracaktım. "Sen de mi ?"  Bu sefer kahkaha atmıştı. "Hayır. Sadece tahmin ettim annen ile konuştuğumuzda bana bahsetti ve bir de.. " cümlesini tamamlayamamıştı. "Be-ben ablanı buraya gelirken gördüm." dediğindeyse  gözlerim büyümüştü. O da bunu fark etti ki "Ben Demaciaya gelirken Luxanna ile karşılaştım daha doğrusu o benim karşıma çıktı. Geleceğimi biliyor gibi bir hali vardı. Bana Demaciaya giden en kısa yolu gösterdikten sonra kendi yoluna devam etmişti."  Demek annemin güçleri ablamda da vardı. "Yarın dinç olmamız gerekiyor,  bugün senin için pekte iyi bir gün olmadığını hissedebiliyorum Garen istersen biraz dinlen. " demişti o bunları söylerken gözüm ağırlaşmıştı. Bana ne oluyordu birden kendimi yorgun hissetmeye başlamıştım. Ağzımdan sadece "peki tamam" sözcükleri dökülmüştü.  Alnımda bir öpücük hissetmiştim  daha sonrasını hatırlamıyorum "İyi uykular Prens " ...




                               Selammm ßen geldiim :) biliyorum çok uzun uzun ve uzun bir ara  oldu. Kitaba dair tüm şevkimi kaybetmiştim ama kısa süre önce bir kişi sayesinde tekrar kazandım :D  ve devamını getirmeye çalışacağım bu sefer gerçekten söz :D   Medyadaki ileriki bölümlere spoiler olsun :)   ^Garen ve Ablası Luxanna^

Ejderin Kanı - Lissandra'nın ÖcüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin