Denizler çalkalanıyor, şiddetli fırtına bulutları birleşiyor. Unutulmuş simge tekrar gün yüzüne çıkıyor.
Ufkun ötesinde, saklı ateşler kabarıyor ve koyunlarında yılanlar çörekleniyor.
Yüceltilen devriliyor, devrilen yüceltiliyor.
Düzen kavruluyor, tahtın ve bahtın yolunu açıyor....
DOĞRU! Gergindim, çok çok fazla gergindim ve bu görevi başından beri istemedim. Bakın, görevi öğrendiğimde başından beri kaçmak istedim ama evrenden yok olsam bile yine de yakamdan tutup yakalayacaklarını biliyordum. Ayrıca hâlâ da gerginim; fakat delirmiş olduğumu söyleyebilir misiniz? İlk kez yeryüzündeyim denebilir, içinde bulunduğu bu durum hislerimi keskinleştirdi; yok etmedi, körleştirmedi onları.
Hepsinden önce keskin bir duyma hissi başladı. Gökteki ve yerdeki her şeyi duyuyorum. Cehennemdeki birçok şeyi duyuyorum, gerçi bu şaşırtıcı bir şey değil. Nasıl olur da deli olurum? Dinleyin! Ve izleyin nasıl da sağlıklı nasıl da soğukkanlılıkla anlatacağımı tüm hikâyeyi.
Fakat bir uyarım olacak ki: Mutlu sonla biten öykülere meraklı biriyseniz, başka bir kitap okumanız daha iyi olur. Bu kitapta mutlu sonun kesin olmadığı gibi, mutlu başlangıç gördüğünüz gibi yok ve arada mutlu şeyler olduğu doğru ama mutlu sonlar kesinken neden kesin olmayan sonlar okunur ki!
Her şeye rağmen, bütün uyarılarıma rağmen, yine de eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Birkaç sayfa okuduktan sonra, burada olmak istemeyeceksiniz. Bu yüzden unutun gitsin. Gidin buradan. Hala tek parçayken hemen kaçın. Okumaya başladığınızda bunun bir parçası olabilirsiniz ve emin olun bunu aklı başında kimse istemez. Onların fark etmediğiniz yakarışlarını, yardım seslerini duymaya başlayabilirsiniz. Sizin peşinize de düşebilirler. Ve en kötüsü de... bu okuduğunuz son şey olabilir.
Öncelikle yeşimin kurutulmuş ejderha spermi olduğuna ve binlerce yıl önce eski yaşamımda tek kollu ama yakışıklı bir Sibirya şamanı olduğuma oldukça eminim.
Dalga geçiyorum, Yunan tanrılarından Apollon ile bir bağım yok. Fakat dünya bankalarının gizli cüce cinleri tarafından yönetildiğini, buruşuk lemura benzeyen güzeller ve sığırları parçalayan kötüler tarafından evrenin ele geçirilmek üzere olduğunu savunabilirim. Ve bir gün kadın milletinin Zeus'un kıçı dahil herkesin kıçını tekmeleyeceğine inanıyorum. Hatta bu yüzden kendi kıçımı sigortalattım.
Öncelikle yaratmış olduğumuz bu dünyanın altınından sıyrılmama izin verin. Çekinceler ve pişmanlıklar da var, ama onlarda gitsin. Öyküyü yeniden anlatmak istiyorum.
Size bu medeniyetten uzak kargaşalarla dolu yaşamlar, dürtülerin dizginlenmeyişinden vahşi ihanetlerin dışa vurulduğu, tanrısal ama kusurlu hazların kuralsız yaşandığı bir dünyanın belki de kalacak son fantastik kalıntılarından sesleniyorum.
Görüp göreceğiniz yegane şey ihtirasların karanlık balta ormanlarıdır ve tümüyle dürtüleriyle davranan tanrısal ama hayvanlarla hazlara doludur; açığa vurduklarıyla tahrik eder, gizledikleriyle kışkırtırlar, ihanetleri derindir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUYAN DAĞ
ФэнтезиSarkaç, ışık ve karanlık arasında sallanıyor. Işık, bölgelerinde sanki kalın karanlık bukleler gibi kıvrılırcasına hareketli. Gizemin kapısı, tanrıların zayıflığının dokunuşuyla açılır ve karanlığın alemlerine girilir. Bir yanlış adım, bir araya ge...