Sabah gözlerimi açtığımda karşımdaki beyaz duvar yine bana acır gözlerle bakıyordu. Oldum olası beyaz rengi sevmedim. Çünkü bana hep hastaneyi hatırlatıyor. Ama şimdi nefret ettiğim bu yerde yaklaşık iki haftadır kalıyorum ve vücudum artık kan vermekten yeterince yorgun düştü. Hergün başka bir test yapmanın hiçbir faydası yok , sonuçlar değişmiyor ki sadece benim canım yanıyor..
Burada yapılacak en iyi şey; uyumak. Çünkü başka hiçbir şey yapmaya izin vermiyorlar. Günlerce sırtüstü yatmaktan sırtım ve belim ağrıyor ve ayrıyetten birde bunun için ağrı kesici içiyorum. Artık vücudumda kan yerine ilaçlar dolanıyor gibi hissediyorum. Ben bunları düşünürken kapı yavaşça açıldı ve hiç sevmediğim hemşire suratında yapmacık bir gülümsemeyle içeri girdi.Benimle ilgilenmekten hoşnut olmadığını zaten biliyorum bu kadar belli etme bari. Buraya geldiğimden beri odama giren onlarca doktoru hemşireyi benimsemiş ,onları sevmiştim. Ama bu kadına karşı icimde bir nefret vardı.
Çünkü ilk geldiğimde bana söylediği o cümle hâlâ beynimin bir köşesinde durmuş bana sinsice gülümsüyor. Hangi insan hastaneye tedavi olmaya gelen bir hastaya " Boşuna çabalama bir ay sonra o yatakta senin yerine başkası ölümü bekliyor olacak " der ki ? Ben bunları duyduktan sonra hayatta sahip olduğum tek şey olan "umudumu" kaybettim. İnsan umutlarını hayallerle büyüttüğü için ister istemez hayal kurmayı da bıraktım . Hayattan bağımı koparmış bir şekilde sadece nefes alıyordum. Bir insanın hayatı ancak bu kadar berbat bir hale sokulur hemde bir cümleyle .
-"Bugünde iyi misin bari ? "
Hemşirenin iğneleyici ses tonuyla karışık alaylı tavrı beni düşüncelerimden ayırmayı başarmıştı.
-"Her zamanki gibi " diye cevap verdim.
Doğruydu her zamanki gibiydim. Duygusuz bir kişilik ve ruhsuz bir beden...
##
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Benim Kaderim
Teen FictionBeyaz beyaz olalı böyle karamsarlık görmedi. Beyaz olmak kolay , önemli olan hep beyaz kalabilmek.Bakalım Meyra bunu başarabilecek mi ? İyi okumalar..