2.Bölüm

2.5K 51 5
                                    


"Anlamadım?" dedim, zor çıkan sesimle.

"İkinci bir şansın olmayacak, ya benimle evlenirsin ya da ölürsün." Dedi. Evlenmek diyordu bana, onunla nasıl evlenmemi bekliyordu. Evlenmezsem ölecektim.

"Bu mu yani?" diye sorarken, "Teklif bu" dedi.

"Evet, duyamıyorum." Dedi, fısıldayarak.

"Evet, tamam. Allahın belası tamam." Dedim.

"Güzel, şimdi beni iyi dinle. Bizde anlaşmalar kanla yazılır, ucunda ölüm var. Dönekleri affetmem. Anladın mı?" diye sorunca cevap vermemiştim. Cevap vermeyince kolumdan tutup kendine yaklaştırdı ve

"Anladın mı?" diye kısık sesle sordu.

"Yapma ne olur, kollarımı sıkma artık canım çok acıyor." Dedim ağlayan sesimle.

"Acı iyi gelir, hafızayı taze tutar. Tıp fakültesinde öğretmediler değil mi size bunu? Yakında öğrenirsin, yürü!" dedi ve kolumu bırakıp yürümeye başladı. Ben hala olduğum yerde beklerken etrafıma bakınıp, yavaş adımlarla Ferhat'ı takip ettim. İkimizde sessizce yürüyorduk. İleriye baktığımda çiftlik görünmüştü. Birkaç dakika sonra çiftlikten içeri girdiğimizde ahıra doğru ilerleyince, kolumdan tutup düz yürümem için sinyal verdi. Abidin ile dilsiz bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Beni görmeyi beklemediklerine adım kadar eminim. Ferhat,

"Dayım çıktı mı?" diye sordu. Dilsiz,

"Hayırdır abi?" dedi. Abidin,

"Çıktı teyzemin oğlu" dediğinde Ferhat,

"Toparlanın gidiyoruz." Dedi. Merak edip,

"Nereye gidiyoruz?" dedim.

"Çok soru soruyorsun, usturayı da alın" dedi ve yürümeye başladık. Araba ve motorun olduğu yere gelince Ferhat kolumu bırakıp motoruna ilerledi ve

"Bin!" dedi.

"Ben binmem ona" dedim. Bakışlarımı ona çevirip boş bakışlar gönderdim.

"Korktun tabi" dedi alayla.

"Hayır, tam tersi" dedim, gözlerimi yere indirerek.

"Derdin ne?" diye sorunca tekrar bakışlarımı ona diktim.

"Güvenmediğim insanların motoruna binmem ben." Dedim. Uzun süre gözlerime bakıp motorun anahtarını dilsize fırlatıp arabasına ilerledi. Kapısını açıp binince ben de ilerleyip bindim. Kurtulamamıştım ama sonunda buradan kurtulmuştum, bu bile yeterli şuan için. Ona baktığımda yola odaklıydı, kapı koluna elimi götürdüm açacağım sırada,

"cık cık cık, aklından bile geçirme" dediğinde elimi çektim ve önüne döndü.

"Bak bütün emniyet teşkilatı, abim sokak sokak kapı kapı beni arıyordur." Dediğimde bana dönüp,

"İstersen kralın kızı ol, seni benim yanımda kimse bulamaz. Tabi ben istemedikçe" dedi.

"En azından müsaade et bir mesaj atayım, iyiyim deyim. Abim benim babam gibidir, her şeyi haber veririz birbirimize ne olur üzülsün istemiyorum" dedim sitemle.

"Torpido da" deyince hemen uzanıp açıp telefonumu elime aldım. Kilidi açtığımda sim kart yok yazıyordu.

"Bunun kartı yok" diye dönüp ona söyledim.

SİYAH BEYAZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin