O hafta içi Demir'i bir daha okulda hiç göremedim. Gelmemişti. Yanım hep boştu. Esma ve Burak önümdeki sırada oturmaya başlamışlardı ve öğlenleri Helin'in de katılmasıyla hep dört kişi yemeğimizi yiyor, sohbet ediyorduk. O akşamki olaydan sonra halam ve enişteme olayı açıklamak gerçekten zor olmuştu, onları tam olarak kendime inandıramasam da yine de konu kapanmıştı ve iyi olansa telefonum, Demir'in verdiği paketlerden birinin içinden çıkmıştı. Ekran ışığını görüp yerden almış olmalıydı.
O geceyi nasıl atlattığımı düşünmeye tahammül bile edemiyordum. Demir'in yokluğunda çetenin liderliğini Cenk isimli biri üstleniyordu. Az çok tüm okulu artık tanımıştım. Çetenin tepesinde Demir bulunuyordu. Çevresindeki tipler hep ona bağlıydı, ve ondan korkuyorlardı. Onun yokluğunda daha rahattılar. Demir'in en yakın arkadaşının adı Doğukan'dı, o da basketbolcuydu. Sanırım Helin ondan hoşlanıyordu ama açıkça sormak istemedim. Eğer istiyorsa bana kendisi anlatırdı diye düşündüm. Hala arkadaşlıklarımızın yeni olduğunu kendime hatırlatmaya çalışıyordum.
Grubun erkek tayfasında diğer önde gelenler ise Cenk ve Savaş'tı işte. Demir yokken başa hep Cenk geçiyor olması garipti. Helin bana bunları öyle bir anlatmıştı ki lise dedikodusu mu dinliyordum, Game Of Thrones mu ayırt edememiştim. Çetedeki kızların başında ise Cansu geliyordu. Okulun en popüleri ve nasıl desem... en fırsatçısı oydu. Son zamanlarda gözü Demir'den başkasını görmüyordu. Onu gerçekten seviyor muydu bilmiyordum ama eğer Demir'e sahip olursa çetede inanılmaz bir konuma yükselirdi, bu netti. Belki onu bu yüzden istiyordu. Ama kabul edelim; her kız Demir'i istiyordu.
Cansu'nun en yakın arkadaşı, o gün tuvalette tartışırken yanındaki kızıl saçlı kızdı. Adı Masal'dı. Cansu'dan daha iyi birine benziyordu ama beraberlerken gerçekten bulaşılmaması gereken tiplerdi. Aslında bu okulda kendi sağlığını düşünen bir insan bile varsa o çeteye bulaşmaması gerektiğini iyi bilirdi. Bu okula gelen herkesin bir geçmişi vardı. En beter geçmişlere sahip olanlarsa bu çeteyi oluşturuyordu. Erkekler genelde ağır kavgalara (bıçaklı, silahlı gibi) karışanlardan oluşuyordu. Kızlar ise yanlış kişilere laf atmaktan, çenelerini tutamamaktan ve birtakım zararlı alışkanlıklardan dolayı buradalardı. Cansu'nun eski okulunda bir öğretmeniyle ilişkisi olduğu ve bu yüzden atıldığı dedikodusu dönüyordu. Asıl merak ettiğimse Demir'in geçmişiydi. Sorun şuydu; okuldaki hiç kimse onun neden bu okula geldiğini bilmiyordu. Çocuk başlı başına bir gizemdi ve ben bu gizemi çözecektim.
Ondan hoşlanıyor muydum? Evet. Sadece bir haftadır tanıyordum ama bana baktığı zaman çok şey anlatmak isteyen o mavi dünyaları unutamıyordum.
Cumartesi günü sabahtan kafeye geldim. "Yeni okulunun ilk haftası... Dökül bakalım," dedi Arda vakit kaybetmeden.
Benim anaokulundan beri hem sınıf arkadaşım hem de komşumdu ve beraber büyümüştük. Ailelerimiz arkadaşlardı. Kafe babasına aitti ve haftanın her günü babasına burada yardımcı oluyordu. Ailemi kaybettikten sonra Semih Amca'yla, yani Arda'nın babasıyla konuşup kendime burada bir iş ayarlamıştım. Sadece cumartesi ve pazar günleri sabahtan gelip akşam yediye kadar garsonluk yapıyordum. Zaman zaman sıkıcı olsa da yanımda Arda olunca eğlenmemek mümkün değildi. Sadece ailemi kaybettiğim ilk zamanlarda değil, hayatımın her anında bana destek olmuştu Arda.
Siyah kemik çerçeveli gözlükleri ona ne kadar inek havası verse de aslında eğlenmeyi bilen ve seven, insanı güldürebilen biriydi. Pek çok kız için karizmatik olabilirdi ama benim için kardeşten farkı yoktu. Onu seviyordum. Fikirleri ve yorumları benim için önemliydi. Burak'ı anlattığımda ona hemen kanı ısındı.
"Bir ara tanıştır beni kardeşimle, ne diyordu kızlara?"
"Fırsatçı."
"Hah, evet. Fırsatçı. Aşırı iyi kelime abi, kafayı yiyeceğim," dedi. Güldük.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Lise
Ficção AdolescenteArkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek is...