Multimedia: Cenk
✎
"Ben... Ben..."
Demir'e bir bahane uydurmaya çalışıyordum ama aklıma bir türlü iyi bir şey gelmiyordu.
Çok kızgın bakıyordu. "... tuvaleti arıyordum?" diye saçmaladım.
"Ve bunun için koridorun en sonundaki kapıyı denemeye karar verdin?"
Yememişti sanki.
"Elindekini hemen bana ver ve çık buradan!" Nota defterini çekip aldı ve çekmecedeki yerine koydu. Odadan çıktım. Çok kızmıştı ve açıkçası yüzüne bakacak cesaretim kalmamıştı. Haklıydı. Üstüme vazifeymiş gibi odasına girip karıştırmaya başlamıştım. Aslında kötü bir niyetim yoktu. Sadece onu tanımaya çalışıyordum. Ne yapmaktan hoşlanırdı? Nasıl müzikler dinlerdi? En sevdiği film neydi? Odasından bir ipucu yakalayabilirim diye düşünmüştüm çünkü öbür türlü ona sorular sorsam, asla bana kendi hakkında bilgiler vermeyeceğini biliyordum.
Aşağı indiğimizde beni omuzlarımdan tutup koltuğa oturttu. Düşünüyordu.
"Demir, özür dilerim. Seni tanımaya çalışıyordum, benimle neredeyse hiç konuşmuyorsun ki!" diyerek kendimi savunmaya çalışırken kapı çaldı. Büyük ihtimalle gelen pizzaydı ama daha yeni sipariş etmiştik. Başkasını mı bekliyordu?
"Güneş, bir kez olsun dediğimi yap, olur mu?" dedi sesini o her zamanki normal haline getirerek. Kapıyı açtı. İçeriye güneş gözlüklü bir çocuk girdi. Bir dakika... Bu, müzik sınıfındaki Cenk'ti. Aynı zamanda Demir'in çetesindendi.
"Dediğini hallettim. Dördü de bir daha karşına-" derken Cenk güneş gözlüğünü çıkardı ve beni fark etti. "Yeni kızla mısın?" diye sordu.
Az önce Cenk "dördü de bir daha karşına çıkmayacak" mı demeye çalışmıştı? Alışveriş merkezine gittiğimiz günün gecesinde yaşadıklarımızla bir alakası olabilir miydi? "Yeni oyuncağınsa eğer, birazcık eğlenelim ha, ne dersin?" dedi ve sırıtarak yanıma oturdu.
İğrençti.
İyice dibime girdikten sonra "Uzaklaş Cenk. Seninle işim yok benim. Buraya ödev yapmaya geldim," dedim.
"Benimle ödev yap? Olmaz mı?"
"Git başımdan," dedim ayağa kalkarken.
Oturmamı söylediği halde yine ayağa kalktığımı gören Demir, elini alnına götürerek benimle birlikte başına iş aldığına karar kılmıştı.
Yeter."
Demir'in ağzından çıkan tek bir kelimeyle Cenk benden uzaklaşmış ve kapıya yönelmişti. Cenk kuvvetli ve karizmatik bir tip olabilirdi, evet, hatta pek çok kızın hayallerini süslüyor da olabilirdi ama böylesine sırnaşık olduktan sonra tüm havası yerle birdi benim için.
Demir her zamanki ciddi ve otoriter sesiyle "Cenk, gidebilirsin," dedi.
"Yeni kızı kendine mi saklıyorsun yoksa?" diye sordu kapıyı açarkenç
Demir, "Kendime falan saklamıyorum. Ben kimseye değer vermem. Daha ne kadar kanıt istiyorsun?" diyerek ona benim bilmediğim birkaç şeyi hatırlatmış gibi konuştu. Demir'in söyledikleri beni kırıyordu. Ben ona değer veriyordum. Vermemeliydim ama her gün sık sık aklıma geliyordu ve onu düşünüyordum. Bana söylediği her kelimenin her bir harfi kalbimi her defasında paramparça ediyor olsa da, ya da Arda'nın teorisini haklılık payları her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor olsa da sanıyorum ki ona karşı olan anlamsız zaafım güçlüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Lise
Fiksi RemajaArkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek is...