midye | texting

0.8

cok pis dram yazasim geldi amk niye boleyim

**

"Evet arkadaşlar proje ödevlerinizi dağıtayım." Muammer Hoca bana ve Sezgi'ye kağıtlarımızı uzattı. Muammer Hoca matematik hocasıydı ama ara sıra karşı cinsi etkilemek için tarih, edebiyat, kimya ve biyoloji hocasıymış gibi de davranıyordu. Yirmi kişilik sınıftan sadece Sezgi ve ben proje ödevi almıştık. Yalnızca bir madde yazıyordu.

*Pelin Hoca'yı bana aşık edene 100.

"Hocam şimdi dere otunu alıyorsunuz..." Sezgi kendi ritüellerinden tarif vermeye başlayınca Muammer Hoca onu pür dikkat dinledi. Muammer Hoca'yla onu yalnız bırakmaya karar verdim. Arkamda oturan Ogün'e baktım. "Kantine gidelim mi?" dediğimde yattığı sıradan kalktı.

Ogün babamın da tanıdığı çok yakın bir arkadaşımdı, Sezgi kadar olmasa da yakın sayılırdık. Bana karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydım, ara ara flörtlerimiz oluyordu ama sevgili konusunda nasibimi kesinlikle almıştım.

Aşağı kata indiğimizde karşımıza direkt Göktan'la Poyraz çıkmıştı. Çok tatsız bir karşılaşmaydı gerçekten. "Bir gün şu çocuğun da ağzını yüzünü dağıtacağım." Ogün'ün sallamasyon konuşmalarına sadece omuz silktim. Erkeklerin böyle saçma sapan tripleri bana çok varotik geliyordu, konu üzerinde konuşmadım bile. "Ben bize yiyecek bir şeyler alayım." deyip yanımdan ayrıldığında başımı salladım sadece. Birkaç göz bana çevrilmişti, onlara geri selam verdim.

"Çaktırmadan beni arıyor gözlerin." Aniden kulağıma fısıldarcasına söylediği şeyle irkildim, refleks olarak kolumu karnına geçirdiğimde Poyraz inledi. "Neyseki kalbim daha çok acıyor." dediğinde göz devirdim. Ne ona inanıyordum, ne de saçma sapan sözlerine. Dersimi almıştım, inanması zor ama sadece 27 saatte.

"Sana bana yaklaşma demedim mi?" diye sordum düz bir ses tonuyla. Alaylı bir bakış attım. Kahretsin ki çok yakışıklıydı. Gözlerini kıstı, bana bir adım yaklaştı. Ondan hâlâ böyle etkileniyor olduğum için kendimden nefret ediyordum. İçimden tamamen atmam gereken biriydi o. Üzülmek istemiyordum. Üzecektim onu. "Seviyorsun beni hâlâ." dedi kendinden emin, bir o kadar da yumuşak bir ses tonuyla. Güldüm sadece.

"Sevmiyorum, senin gibi birini sevmem." dediğimde omuz silkti.

"Beni üzmeye çalışıyorsun ama beceremiyorsun Ahu'm." dediğinde gülümsedim. Gerçekten kendisi kaşınıyordu.

"Biliyor musun Poyraz?" dedim ve onun gibi biraz daha yaklaştım ona. Yüzlerimizin arasında santimler varken gerginlikten nefes bile almadığını fark ettim. Asıl etkilenen kişi kendisiydi, fark etmiyordu. "Sana benden uzak dur demiştim ama vazgeçtim. Madem bana oyun oynuyorsun, aynı şekilde karşılık vereceğim. Sen bu okuldan gideceksin ve seni atan ben olmayacağım. Kendi isteğinle defolup gideceksin." Omuzlarından ittirdiğimde elimi tuttu. Hızlıca geri çektim.

"Dene bakalım Ahu."

**

poyrazisik; yaptın gerçekten

poyrazisik; bu kadar kolay çöpe atılır mı benim hislerim ya

poyrazisik; hiç mi sevmedin beni amk ya

poyrazisik; herkesin içinde öptün sen ogünü

poyrazisik; herkes tanıyor seni, beni, herkes için zavallı konumuna düştüm

poyrazisik; senin sevgin bana acıdan başka hiçbir şey vermedi ahu

poyrazisik; sırf ne diyeceğimi duymak için engeli de kaldırmışsın

poyrazisik; ne çabuk çöpe atabiliyorsun beni inanamıyorum sana

ahu.dudu; sana seni üzebilirim demiştim

poyrazisik; öldürürüm demedin ahu

ahu.dudu; elimde olsa yaparım demiştim

ahu.dudu; elimdeymiş

ahu.dudu; bana bir şeyler hissettireceğini düşünüyorsun ya

ahu.dudu; sen daha çok beklersin

poyrazisik; gitmiyorum okuldan

ahu.dudu sizi engelledi.

poyrazisik; ahu senden nefret ediyorum

poyrazisik; kindarsın her şeyden önce

poyrazisik; mutsuzsun, kibirlisin, kimseye değer vermiyorsun

poyrazisik; bi de güzelsin çok tatlısın

poyrazisik; ve senden nefret ettiğim kadar

poyrazisik; allah kahretsin ki aşığım sana

poyrazisik; pes etmiyorum

**

ben bu kitabı romantik yazıcam amk çok hoşuma gitti size uygun mu araya mizahta karışır