CRYSTALLİZE - LİNDSEY STİRLİNG (DUBSTEP VİOLİN ORİGİNAL SONG)
Hakan Saral hastane koridorlarından geçerken cebindeki telefonu çıkarttı ve asansörün önünde durdu. Siyah kot bir pantolon , üzerine koyu yeşil ekoseli gömleğini giymişti.
"Sana söylediğim işi hallettin mi?" dedi.
Telefonun karşı tarafından bir dakika boyunca ses gelmedi.
"Henüz halledemedim ,ama bir şey öğrendim. Şeyda ve o yanındaki adam, Ömer mi ne ismi. Bu gün Moskova uçağına bindiler."
"Ne ! Gitmesine izin mi verdin. Aptal! Hemen bana bir bilet ayarla ,en kısa zamanda onlara yetişmeliyim. "
Fazlasıyla sinirlenmişti. İşler planladığının aksine ilerliyordu.Telefon görüşmesinin ardından, gelen asansöre binerek 2. kattaki odasına çıktı.
***
Başsavcı Belgin Tuanay, basın toplantısı için kürsüdeki yerini aldı. Otuzlu yaşların ortasında, zayıf, sarışın bir kadındı. Birçok faili meçhul cinayet davasını kararlılıkla çözmüş, işinin ehli bir savcıydı. Gazeteciler merakla mikrofonlarını uzatmış ,sorularını ardı ardına sormaya başlamışlardı." Öncelikle bu basın toplantısının sebebi, hepinizin de bildiği gibi SANSA çetesinin bu gün saat 08:15 civarında, Atatürk Havalimanı'nda ,ateşli saldırı da bulunmasıyla ilgili. SANSA davasının yetkili savcısı olarak bu gün olanlarla ilgili,öncesinden bir bilgi sahibi olmadığımızı hüzünle belirtmeliyim. Güvenlik görevlisine ateş eden çete üyesi ise en kısa sürede cinayete teşebbüsten tutuklandı. "
"Neden bunca zamandır bir ilerleme kaydetmediniz? " diye bağırdı muhabirlerden biri.
"Buradaki en büyük etken, her hareketimizi basın aracılığıyla yaymanızdır. Ne kadar gizli bir operasyon olduğunu belirtsek de ısrarla çıkarılan haberler, bir sonraki hamlemizi ne yazık ki ele veriyor."
" Öyle ise bu sefer basından kopuk, gizliliği arttırılmış bir operasyon mu olacağını söylüyorsunuz?"
"Yalnızca işbirliği yaparak ,işleri bizim için biraz olsun kolaylaştırmanızı rica ediyorum."
Birkaç sorunun ardından başsavcı toplantıyı sonlandırdı ve gerekli evrakları hazırlamak için ofisine gitti...
***
Ömer dizlerinin üzerindeki laptopu yatağa bırakarak banyoya girdi. Bir süredir kesmediğinden sakalları iyice uzamıştı ve boynunun kaşınmasına sebep oluyordu. Lavabonun kenarındaki çekmecelerden birini açarak, paketli tıraş takımını çıkardı. Sakalını kısalttı ve rahatsız etmemesi için inceltti. Yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı. Şeyda'nın gitmesinin ardından kaç saat geçtiğini düşündü. Epey olmuştu."Aptal kız ! Nereyi biliyor da bunca zamandır ortalarda yok." dedi ve yüzünü kuruladıktan sonra banyodan çıktı.
Üzerine siyah deri ceketini geçirdi ve telefonunu alarak odadan ayrıldı. Asansörün gelmesini beklerken Şeyda aramış mı diye telefonunu kontrol etti. Ancak hiç çağrı yoktu. Asansör geldiğinde içeride uzun boylu, salaş giyimli, genç bir kız Ömer'e bakıyordu. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledi ve Ömer'in omzuna çarparak durdu. Bir süre daha baktıktan sonra koridor boyunca yürümeye devam etti. Asansöre girdiğinde biraz önce ne olduğunu anlayamamıştı.Lobiye inmek için sıfıra bastı.
Lobiye geldiğinde resepsiyon görevlisine, görmüş olabilir düşüncesiyle Şeyda'yı tarif etti. Ancak ne çıkarken ne de girerken görmemişti. Fotoselli cam kapıdan geçtiği sırada cüzdanını odada unuttuğunu fark ederek tekrar yukarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Adam
Ficción GeneralŞeyda genç bir hemşiredir ve evine giren, kim olduğunu bile bilmediği bir adamla hiç hesapta olmayan maceralara girer. Bu adamın kim olduğunu ve kaderin ,onları neden bir araya getirdiğini öğrenebilecek mi? ¤ Bir hacker'in zihninde olmak ve ay ış...