Linkin Park- ın the end
Okumaya başlamadan önce buraya yaşlarınızı yazın bakalım yaş ortalamamız neymiş?
Şeyda yattığı yataktan başını hızla kaldırdı. Duyduğu seslerden ürkmüş, ne yapacağını şaşırarak etrafa bakmaya başladı. O sırada sesin Ömer'den geldiği fark etti. Küçük adımlarla yanına yaklaştı. Alnından damlayan terleri silmek istedi ancak Ömer'in iniltilerinin arttığını fark ederek onu uyandırmaya karar verdi. Birkaç defa sertçe sarstı.
"Ömer, uyan! Kabus görüyorsun hadi kalk."
Ömer yumruklarını sıkmış, kaskatı kesilmiş bir halde yalnızca inliyordu. Şeyda yüzünü avuçları arasına alarak seslenmeye devam etti. Bir müddet sonra Ömer yataktan fırlarcasına kalkmıştı.
"Ömer, iyi misin? Kabus gördün sanırım." dedi Şeyda. Gözlerindeki endişeyi Ömer de farketmişti.
" Hayır, sorun yok iyiyim. Sen git yat."
"Ne gördün, anlatmak ister misin? Çok korkmuşa benziyordun."
" Yok bişey dedim ya, yatağına geç." diyerek omuzunda duran eli sertçe itti.
Yüzünü eliyle kapatarak bir süre öyle kaldı. Şeyda çömeldiği yerden kalkarak yatağına doğru ilerlemişti bile.
"Ne endişeleniyorsam, ne hali varsa görsün." diye söyleniyordu bir yandan da.
Ömer başını kaldırarak saate baktı. 05:30'du. Uçağın kalkmasına daha 2 buçuk saat vardı. Gördüğü kabusun ardından tekrar uyuyamayacağını anlayınca yerinden doğrularak banyoya ilerledi.
Yüzüne soğuk suyu çarptığında biraz daha iyi hissediyordu. Aynaya bakarak gördüğü kabusu düşünmeye başladı. Neden sürekli aynı şeyleri görüyordu? Bunun hiçbir faydası yoktu. Geçmişi ne o ne de bir başkası asla değiştiremezdi. Annesinin polisler tarafından götürülmesi, küçücük bir çocukken yaşadığı travma ve dünyada telafisi olmayan onca şey...Ömer'in banyoya girmesinin ardından Şeyda kapıya bakakaldı.
" Acaba onu bu kadar korkutan kabus nasıl bir şeydi? Hayvan gibi iteceğine anlatsa ne olurdu sanki. " diyerek sitem etti.
Uykusunun kaçtığını anlayarak ayağa kalktı. Henüz zamanı olmasına rağmen etraftaki eşyalarını valize doldurmaya başladı. Üzerindekileri değiştirmek için birkaç kıyafeti de dışarı çıkardı. Ömer banyodan çıkmadan önce giyinse iyi olacaktı. Ancak öncesinde telefonuna bakmaya karar verdi. Yatağının kenarlarını yokladıktan sonra bulamayınca küçük bir endişeyle etrafı aramaya başladı.
"Allah Allah nereye koydum ki?"
Bir süre aradıktan sonra cam masanın kenarına düştüğünü farketti. Telefonu eline aldığında şarjının tamamen bitmiş ve kapanmış olduğunu gördü. Kısa bir sürede ne kadar dolabilirse kârdır düşüncesiyle prize taktı. Bu sırada hızla giyinmeye başlamıştı. Kot pantolon ve desensiz beyaz bir bluz giydi. Saçlarını at kuyruğu yaparak görüş alanını genişletti. Az sonra Ömer de banyodan çıkmış kıyafetlerini almak için bavula eğilmişti. Şeyda aniden bavulu iterek uzaklaştırdı.
" Bavula dokunma ne istiyorsan söyle ben vereyim." Dedi.Ömer bazen bu ani tavırlarına akıl sır erdiremiyordu.
" Bavulunu sahiplenmeyeceğim merak etme. Kıyafetlerimi almaya çalışıyorum."" Tamam işte bekle ben veririm, sen yeter ki bavuldan uzak dur."
Ömer sinirli bakışlarla Şeyda'yı izliyordu." Bavulda benden sakladığın birşey mi var yoksa?"
Dedi ve bavulu almak için hızla öne atıldı. Ancak Şeyda ondan çevik davranarak bavulu kapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Adam
Fiction généraleŞeyda genç bir hemşiredir ve evine giren, kim olduğunu bile bilmediği bir adamla hiç hesapta olmayan maceralara girer. Bu adamın kim olduğunu ve kaderin ,onları neden bir araya getirdiğini öğrenebilecek mi? ¤ Bir hacker'in zihninde olmak ve ay ış...