Başkent Cinayetleri

Yüzük

Maktulün ailesine ölüm haberi vermek kadar zor bir şey yoktur. Hele de bu kişi ölenin en yakınıysa...

Akşam saatleriydi. Ceset, Eskişehir yolu üzerinde bulunan Yıldız köprüsünün hemen altında bulunmuştu. Kadın 25-30 yaşlarında, 1.60 boylarında ve sarı küt saçlıydı. Üzerinde beyaz bir gömlek ve altında siyah bir etek vardı. Sırt üstü pozisyonda, elleri iki yana açık bir şekilde duruyordu. Ben cesedi incelerken Komiser Yılmaz yanıma geldi ve şu ana kadar buldukları bilgileri benimle paylaşmaya başladı.

_Başkomiserim, bayanın adı Ceren Akman. 27 yaşında ve evliymiş.

_Evli mi? Ama parmağında yüzük yok.

Soru Mert'ten gelmişti. Yılmaz hemen cevapladı.

_Haklısın Mert kadının parmağındaki yüzüğü biz de bulamadık.

_O zaman hırsızlık olabilir?

_Sanmam, çünkü kadının cüzdanı ve çantasına dokunulmamış, üstelik cüzdanda bir miktar para ve kredi kartları da var.

İki genç, konuşmaya devam ederken ben de sohbete dahil oldum.

_Tahmini cinayet saati nedir?

_Başkomiserim cesedin vücut sıcaklığına bakılırsa çok yeni sayılır. 1 yada 2 saat önce öldürülmüş.

_Cesedi kim bulmuş?

_İleride bir taksi durağı var Başkomiserim. Cesedi o durakta çalışan bir taksici görmüş. Söylediğine göre 200 metre geride bir müşteri indirmiş daha sonra durağına giderken yol kenarındaki cesedi fark etmiş.

_Tamam, biz de bir konuşalım. Peki, ölüm nedeni ne?

_Başkomiserim şu an için kan kaybı olduğunu düşünüyorum. Kadının sırtında bir kesik var, onun dışında öldürücü bir darbe ya da ize rastlamadım. Tabi her şey otopsi raporundan sonra ortaya çıkacak.

_Sence bıçak mı kullanılmış?

_Şu an için net bir şey söylemem ama muhtemelen bıçak olabilir Başkomiserim.

_Kocasına haber verdiniz mi?

_Evet Başkomiserim ama eşinin öldüğünü söylemedik sadece ufak bir kaza geçirdi diyebildik.

Kafamı kaldırdım ve karşımda duran Ay'a baktım. Hiçbir şeyden habersiz evde eşini bekleyen bir koca, şimdi eşinin öldüğünü bile bilmiyordu. Emniyet müdürlüğüne gelmeden önce cesedi bulan taksiciyle konuştuk ve ona olayı nasıl meydana geldiğin görüp görmediğini sorduk. Taksici tıpkı Komiser Yılmaz'a anlattığı gibi ifadesini yineledi.

Birkaç saat sonra emniyete geldiğimizde acılı koca eşini teşhis etmiş ve bizimle görüşmek üzere odama gelmişti. Mert, Yılmaz'dan bilgi almak için onun yanına gitmişken, kadının eşi de karşımda duruyordu. Alper Akman öğretmendi. 33 yaşında 1.70 boylarında ve zayıf sayılabilecek bir fiziğe sahipti. Gözlerinin altındaki şişlik, adamın ne kadar perişan bir durumda olduğunu belli ediyordu.

_Buyurun şöyle oturabilirsiniz Alper Bey. Başınız sağ olsun.

_Sağ olun Başkomiserim. Teşekkür ederim.

_Eşinizle en son ne zaman görüşmüştünüz?

_Bugün saat dört gibi konuşmuştuk. Onun bir iş yemeği vardı ve akşam eve geç gelebileceğini söylemişti. Benim de zaten o saatlerde özel dersim vardı.

_Eşiniz ne iş yapıyor?

_Özel bir şirkette sekreter olarak çalışıyor.

_Şirketin sahibini tanıyor musunuz?