Saat 11.00 civarı, üniversite
Cemre'nin ağzından;
Serkan yüzüme anlamsızca bakıyordu. Bir yandan da gülüyordu. Koluna vurdum.
''Gülme ya!'
Serkan: Tamam, tamam. Ama sen de söyle ne söyleceksen artık. Derse geç kalıyorum çünkü.
''Tamam... Dün gece Eylül yurda ağlayarak geldi.''
Gülümseyen suratı söndü. Tam konuşacakken lafımı kesti.
Serkan: Eylül mevzusu ise hiç konuşma. Her şeyi bitirdim ve bunun geri dönüşü yok. Ben başkasını seviyorum. Bunu sen de biliyorsun değil mi Cemre?
''Hayır bilmiyorum! Ben hiçbir şey bilmiyorum Serkan! Eylül seni seviyor, sen onu bu şekilde bırakamazsın. Benim kardeşimi üzemezsin anlıyor musun? Eylül ile barış Serkan. O çok üzülüyor.''
Göz yaşlarımı sildim. Serkan elimi tuttu.
Serkan: Cemre sakin ol. Eylül beni seviyor olabilir ama ben onu sevmiyorum. Neden boşu boşuna onu oyalayayım ki?
''Ama o öyle daha mutsuz. En azından senin yanındayken mutlu.''
Serkan: Ama sen... Sen mutsuzsun Cemre.
Gözlerinin içine baktım. Benden olmayan bir sorunun cevabını bekliyor gibiydi.
''Mutlu olması gereken kişi Eylül!''
Masadan hızlıca kalktım. Serkan arkamdan seslense de koşa koşa kendimi dışarıya attım. Midemin bulandığını, başımın döndüğünü hissediyordum. Sanki boğazımı sıkıyorlarmış gibi, nefes alamıyordum. Okulun bahçesinde bir grup öğrenci toplanmıştı. Aralarına katıldım. Bir erkek, bir kıza sarılmıştı. Oğlanın elinde kalpli balonlar, yerde gül yaprakları vardı. Birden yanaklarımın tekrardan ıslandığını fark ettim. Yanımdaki çocuk görmüş olacak ki, peçete uzattı.
''Teşekkür ederim.''
X: Ne demek... İyi misin?
''İyiyim...''
O an gözlerim karardı. Son hatırladığım şey vücudumu serbest bırakmış olmamdı.
Emir'in ağzından; (Cemre'nin yanında ki çocuk)
İyiyim der demez mavi gözlerini kapatıp usulca kendini bıraktı. Kollarımın arasına düştü. Bir anda tüm kalabalığın odak noktası biz olmuştuk. Elimle usulca yüzüne vuruyor, adını bile bilmediğim, kucağıma bayılan kızı uyandırmaya çalışıyordum. Bir anda kalabalıktan bir kız kolonya uzattı. Elime döküp koklattım. Bir süre sonra usulca gözlerini açtı.
X=Cemre
X: Ne oldu bana?
''Bayıldın.''
Doğrulmaya çalıştı. Engel oldum.
''Revire gidelim istersen. Hemen kalkma.''
X: Yok gerek yok. İyiyim ben.
Ayağa kalktı.
X: Sağ ol.
''Önemli değil. Ama revire görün istersen.''
X: Gerçekten iyiyim. Teşekkür ederim.''
''Sen bilirsin...''
Yanımdan uzaklaşırken açık olan çantasından cüzdanını düşürdü. Arkasından giderek durdurdum.
''Cüzdanını düşürdün!''
Arkasını döndü. Şaşkınlıkla bana baktı ardından güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNE TUTSAK 💔
FanfictionÇocukluk aşkı olan Cemre ve Serkan... Her şeyden habersiz saf Eylül... ve Yalnız genç Ali... 'Onun gözlerinde senin okyanusunu görüyorum.'