Güneş in rüyasında ki yer
Kırk yılda bir gibisin ; Murat dalkılıç. İntikamının müziği..
😎😎😎💙💙💙
Kulaklarıma dolan ağlama sesiyle gözlerimi açtığımda hava daha yeni aydınlanıyordu, ama ağlayan bir bebekti! Ve o kadar içli o kadar çok ağlıyordu ki! Oturup bende ağlayabilirdim. Sesin nerden geldiğini ve bebeği susturmam gerekti! Kimse duymuyor sanki. Ablama seslendim, duymadı galiba, abim, annem hatta babama bile seslendim kimse cevap vermedi! Ama bebeğin sesi daha çok artmaya ve benim sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Yataktan bir hışımla kalktım etrafa bakındım, evin her tarafını aradım ne bizimkiler vardı ne bebek ve ben hala kulaklarımda bebeğin sesini duyuyordum. Şimdi çıldıracağım ya neredesin bebek ya diye haykırdım, biri şu bebeği sustursun. Çıplak ayaklarımla merdivenlerden indim bebeğin sesi ben yürüdükçe sanki yaklaşıyordu, hemen sokak kapısından çıktım yürüdüm yürüdüm ve hala bebek ağlıyor hatta daha da şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Artik dayanılmaz olmaya başlamıştı ne ses kesiliyor nede bebeği bulabiliyorum, tam delirmek üzereyim. Koşmaya başladım neredeyim nasıl buraya geldim hiç bir fikrim yok. Dağlık bir alan koşuyorum artık. Sabrımın son damlasında dağın zirvesindeyim ve bebeğin sesi artık şiddetini düşürmüş sessiz iç çekişlere bırakmıştı. Bu dağ başında bu bebeğin ne işi var? Hem ben buraya nasıl geldim? Aklım firar etmek üzereydi. Bebeğe yaklaştım tam kucağıma alacaktım birden tanıdık bir sesle irkildim...
_ Güneşim hayalim iyiki geldin!
_ senin ne işin var burda? Bebek neden ağlıyor baksana be adam çocuğa madem buradasın?
_ Zaten beraber bakacağız merak etme! Hayalim.
_ Kerem saçmalama!
_ Bir gün benim olacaksın! Hayalim.
Ben geri adım attıkça Kerem üzerime geldi. Ayaklarıma taşlar, otlar, dikenler batmıştı acısını hissediyordum ama anlamadığım Kerem üzerime üzerime geliyor olması...
_ Kerem neler oluyor? Hem üzerime gelme?
_ Korkma hayalim!
Artık dağın kenarına gelmiştim durdum, durdu. Bebek tekrar ağlamaya başladı!
_Anne benden vazgeçme dedi bebek!!! Ben duyduklarıma inanamadım. Dengemi kaybettim ve tepeden yuvarlanmaya başladım, kendimi durduramıyorum ve en son kafamı bir taşa çarptım. Nefesim kesildi sanki boğuluyorum, karanlığa teslim olmadan son kez çırpındım ama hareket edemiyor ve nefesim daha çok kesiliyordu var gücümle gözlerimi açtığımda...
Bana ahtapot gibi sarılmış bir adet abim vardı!! Oh be rüyaymış. Ne rüyaydı ama hayr olsun inşallah.
_ Güzelim iyimisin? Dedi abim.
_ Abi izin verirsen nefes almak istiyorum?
_ Ah evet özür dilerim! Sen gece boyunca sayıkladın ve abi diye bağırınca bende yanına geldim! Kabus görüyordun uyandırmaya çalıştım ama güzelim hiç duymadın. Bende sarılmak iyi gelir diye yanına yattım ama öyle titriyordun ki! Kızım bir an çok kötü oldum. Uyumuşum zaten bende. Hadi kalk bakalım iyi düşün iyi olsun rüyan, kahvaltı bu gün senden! Dedi ve odasına gitti.
Aslan abim ya kıyamazda, birader demediği zaman ne tatlısın sen ya. İçimden bildiğim bütün duaları okudum. Su içinde kalmışım ve kısa bir duş aldım giyindim, başıma sardığım havluyla mutfağın yolunu tuttum. Sadrazam gibi mutfakta kahvaltı hazırladım. Sırada bizimkileri uyandırması vardı. İlk önce annem ve babamın odasının kapısını vurdum! Babam gel dedi. Hemen koşarak yatağa uçtum annemle, babamın arasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ
Chick-LitYazmak istiyorsan yazmalısın.... Belki tanıdık gelecek, belki aynı ben diyeceksiniz. Bu hikayede figüran olmaya gerek yok. Herşey benim hayal dünyam. Öyle değilmidir, her okuduğumuz, duyduğumuz hikayeleri biraz kendimize benzetiriz. Mutlu olmak içi...