20. Bölüm

7K 651 127
                                    

Selamunaleykum canlar.

Güzel Okumalar... ❤❤❤

***

Bazen Mecnun olup çölleri aşmak, Ferhat olup dağları delmek ve Ertuğrul olup Leyla'ya aşkını ilan etmek kolaydır ancak işin içine üç Zeybek kadını girerse işler sarpa sarar, Mecnun çölde susuzluktan ölür, Ferhat kurda kuşa yem olur, ben ise en kötüsünü yaşarım. Hayatımın en anlamlı anı diye düşünürken annem ve iki kız kardeşimle karşılaşırım. Hemde yanımda Leyla varken. Sebebini bilmediğim şekilde beni evlendirmeyi akıllarına sokmuş bu üçlü beni Leyla ile gördükleri anda birkaç saniyelik şokun ardından birbirlerine fısır fısır bir şeyler diyerek gülmeye başladılar. Ve ben o an annemle kızların birbirlerine ne kadar benzediğini anladım. Tamam, çocuklar annelerine benzer ancak bir anne neden iki ergenlikten çıkamamış kızlarına benzemeye çalışır?

"Tuğrul, oğlum ne yapıyorsun burada?"

Bari burada yapma anne. Bari burada gerçek ismimi kullan.

Leyla'ya bakmasam bile annemin bana Tuğrul diye seslenmesi sebebiyle bana döndüğünü fark etmiştim. Evet Leyla, benim iki farklı hayatım var. Gündüzleri Ertuğrul olup çocuklarla ilgilenirken gece annesinin kuzusu Tuğrul olabiliyorum.

Adeta romantik kısmından mahrum bırakılmış bir komedi filmine sıkışıp kalmıştım. Halbuki Allah bana "Yürü ya Ertuğrul," demişti ve ben ne güzel yürüyecektim. Romantik olması için çalışmalara başlayacakken film trajikomik olmakta ısrar ediyordu.

"Eve doğru geliyordum anne, malum okul çıkışı falan."

Annemin gözleri beğeniyle Leyla'nın üzerindeydi. Kızlar ise annemi izliyordu. Başka zaman olsa annemin sevdiğim kızı beğenmiş olması beni mutlu edebilirdi. Ancak şu an yanlış zaman ve yanlış yerdeydik. Leyla'nın olmadığı bir zaman ya da Leyla benim hakkımda her şeyi öğrendikten sonra istediğin kadar bu kızı bağrına basabilirsin Sultan'ım Sultan. Ama şimdi değil.

Bu olanlar sırasında Leyla ne mi yapıyordu? Evet, zarif bir kızdı ancak ben buraya nasıl düştüm bakışları atıyordu. Yani o gülümsemenin altında kesinlikle bu vardı. Kız sonuna kadar haklı arkadaşlar. Bu dünyaya bir Zeybek yetecekken tam dört tane Zeybek'le baş başa kalmıştı. Tamam, benden ona zarar gelmez ancak annem ve kızlara hiç güvenmiyorum.

Allah'ım şu durumdan kurtar bizi, yarın tüm sınıfa jelibon alacağım sözüm olsun. Kaç zamandır başımın etini yiyorlardı ancak çocukların sağlığına dikkat eden bir eğitmen olduğum için inatla kabul etmiyordum.

"Bizde seni görmeye geliyorduk okula abi." diyen Irmağa döndüm. Ters ters bakarak onu sindirmeye çalışıyordum ancak bu mümkün değildi. Emindim, bu fikir ikizlerden çıkmıştı.

"Evet, dedik bir oğlumuzu görelim çalıştığı yerde. Hanım kızımızda sizin okulda mı Tuğrul?"

Hani whatsapp'ta elini yüzüne götüren bir emoji var ya. İşte şuan tam o moddayım. Sevdiği kızın yanında rezil olan erkekler olarak bir buluşmamız, dertleşmemiz lazımdı. Ve ben bu ekibin başı olmalıyım çünkü eminim kimse annesi tarafından bu kadar rezil edilmemiştir.

Leyla annemle konuşmaya başlayınca ellerimi cebime götürüp beklemeye başladım. Şu başına ne gelecekse hazır olan beklemelerdendi.

"Evet teyzeciğim, bende bu anaokulunda öğretmenim. İsmim Leyla," deyip gülümsedi. Zarif olduğu kadar nazik bir kızdı kendisi. Boşuna gönlümüzü vermedik deyip arabeske bağlama ihtiyacı hissettim tam şu an. Battı Erti yan gider.

Bir Leyla HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin