22. Bölüm

5.4K 629 165
                                    

Selamunaleykum canlar.

Güzel Okumalar... ❤❤❤

"Sen gülünce gün
cumartesi olur,
bir kuş havalanır gökyüzüne.

Özdemir Asaf

"Gerçekten kıza mektupla mı ilanı aşk ettin Ertuğrul abi?"

"Hayır sanki WhatsApp'tan söylemişim gibi davranıyorsunuz Allah Allah ya?"

Sabrımın son demlerini tüketen sevgili kız kardeşlerime merhaba deyin. Dilimi eşek arısı sürüsü soksaydı da onlara olanlardan bahsetmeseydim.

"Koskocaman adamsın, çık Leyla'nın karşısına pat pat söyle. Ne olacak yani?"

Irmak'la Nehir sanki büyük bir suç işlemişim gibi beni sorguluyordu. Çalışma masamın iki yanına çökmüş, dirseklerini masaya, ellerini de çenelerine dayayarak beni terletmeye çalışıyorlardı. Sağa baksam da sola baksam da kurtuluşum yoktu. Aynı suratlar, aynı bakışlar.

"Yahu kolay mı sanıyorsunuz siz o işler? Birine sevdiğini söylemek zaten zor bir durum. Leyla'nın da benim de yaşam tarzlarımız belli. Öyle önüne çıkıp 'Seni seviyorum,' diyemem ki.  Azıcık aklı başında düşünün. Romantik kız kafasının dışına çıkın."

"Bak şimdi Abi," deyip ayağa kalktı Nehir. "Mektup kötü değil ama senin Mecnun'luğuna yakışmadı. Yoksa her kız tav olur buna,"

Gözlerimi devirerek Nehir'e baktım. Günlük sinir ve stres kotam kızlar sayesinde doluyordu.

Hem benim Mecnun'luğa adaylığım yoktu ki. Aklı başında bir Ertuğrul olmayı tercih ederdim. Mecnun'luk zor işti.

"Eskiden öyle yüzüne ilanı aşk mı vardı kızım? Herkes mektup yazıyordu. Bak, annem babamın yazdığı mektupları hep saklıyor. Demek ki var bir güzelliği," dedim kendinden emin bir şekilde.

"Ne mektubuymuş o bakalım?" diyerek tüm ihtişamı ile odaya girdi Sultan hanım, demeyi çok isterdim ancak heyecanlı ve meraklı bakışlarla odaya adımını attı. Annemde bu sıralar oluşan kendini kızların ablası sanma sendromu devam ediyordu. Ne olduysa son zamanlarda bir hallere girmiş, bizim kızlarla aynı tepkileri vermeye başlamıştı. Etrafındaki gün kadınlarından mı etkileniyordu yoksa babam 'Hanım biz de iyice yaşlandık,' gibi bir cümle kurup annemi tribe mi sokmuştu bilmiyordum. Ancak ikinci ihtimal üzerinde daha çok duruyordum çünkü babamdan bu tarz söylemler daha önce duymuştum.

Erkekler kadınları nasıl idare edeceklerini asla bilmiyorlardı. Halbuki gerçekten çok kolaydı. Bunun için tecrübe gerekmiyordu. Nasıl konuşacağını bilsen bile yeterdi.

Hemcinslerimi gömmek gibi olmasın ama nasıl konuşacağını bilme özelliğine dair herhangi bir güncelleme yoktu bizim bünyede. Böyle gelmiş, böyle gidiyorduk.

Ama tabi kendimi o çoğunluktan ayırıyorum. Ben, burasını tırnak içinde söylüyorum 'şanslı doğanlardandım.' İki kız kardeş ve bir de kız kardeş sayılacak bir anne ile büyümüştüm. 24 yıllık bu süreçte kadınları tanıyacak çok zamanım olmuştu.

Ne çok gezen ne de çok okuyan bence çok yaşayan bilirdi.

"Kızlar yine izledikleri bir diziyi zorla bana anlatıyorlar," dememle kızların aynı anda "Ertuğrul abim Leyla'ya ilanı aşk etmiş hem de mektupla," demesi bir olmuştu. Şu anda tek eksik annemin de her şeyden haberdar olmasıydı.

Önce adeta fırtına öncesi o muhteşem sessizlik gibi bir an oluştu. Annem duyduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Ve on saniye sonrasında "Ne diyorsunuz siz?" diye bağırarak yanımıza geldi ve bana sarıldı. "Benim Tuğrul'um büyümüş de bir kıza ilanı aşk mı etmiş?" diye sırtımı sıvazlamaya başladı. Ben kendimi bildim bileli annem bu tarz cümleler kuruyordu. 'Benim Tuğrul'um büyümüş de yürüyor, okula gidiyor, askere gidiyor, öğretmen oluyor,' şeklinde devam eden bir süreçti bu. Annemin benimle ne alıp veremediği vardı bilmiyordum çünkü diğer çocuklarına bu şekilde davranmıyordu. Harry Potter büyücü dünyasında nasıl seçilmiş kişiyse ben de bizim evde annem tarafından seçilmiş evlattım. Göz önünde olmak çok zordu, Harry'i anlıyordum.

Bir Leyla HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin