Uzunnn bir 3 ay tatilinden sonra bizimkilere kavuşacaktım(Tabii ki bizim gruptan bahsediyorum).Annem ve babamdan gerekli talimatları aldıktan sonra vedalaşıp valizimi de alıp hızla okulun kapısından içeri girdim.Okulun kapısından içeri girdim ve bankalara doğru yürümeye başladım yürürken etrafa bakıyordum ama bizimkiler hala gelmemişlerdi belli...Tam banka oturacaktım ki tanıdığım ve oldukça aşina olduğum bir çığlıkla arkama döndüm ve tabii ki tahmin ettiğim gibi Azra.O daha nefes almadan yanıma koşup sıkıca sarıldı ve konuşmaya başladı;
-"Kaptan görüşmeyeli amma güzelleşmissin.Hee yaradı tabii Antalya'nın havası..Eeee yakışıklı çocuklar var mıydı?"
İçimden bir nefes al,bir dur,soluklan dediğimi anlamış gibi Serhat hemen onu yanlarına aldı ve gelip bana sarıldı.Diğerleriyle de aynı mevzuat dönünce birden İlker'in olmadığı aklıma geldi;
-"Gençler galiba yoklamayı eksik aldınız...İlker'in de burda olması gerekmiyor mu?"
Sanki onlara söylememişim gibi birbirlerine bakıp durdular en son Burcu yani bizim nickname'i"Atak" daha fazla dayanamayıp lafa girdi;
-"Kaptan anlatacağım ama sakın bağırmak ve küfür etmek yok ayrıca sakin olacaksın.Anlaştık mı?"
-"Siz şimdiden beni geriyorsunuz sonra sakin olmamı bekliyorsunuz uzatmadan anlatında bilelim."dedim
-Biz buraya gelmeden önce sana süpriz yapalım senden önce gelelim felan diye plan yaptık hatta hepimizi organize eden de Murat'tı.Herkesi arayıp erken gelmemizi söyledi sıra İlker'e geldiğinde telefonunun kapalı olduğunu anlattı arada yine arayıp kontrol ediyorduk ama yine aynı durumdu.Bizde çareyi evine gitmekte bulduk evine gittik kapıyı nerdeyse yerinden söktük ama açan olmadı tam orada biz kafamızda kurarken Murat'ın telefonu çalmaya başladı ekran da İlker'i görünce karşındakinin "Alo?"demesini beklemeden lafa girdi sonra bir anda soluğu kesildi ve olduğu yere oturdu birden ağlamaya başladı.."
Derince bir nefes aldı ama ben sinirden dayanamıyordum;
-"Eee?Sonra!!"dedim aniden.
-Sonrası Murat bize olayın şokuyla anlatmayınca bizde İlker'in annesini aradık.Aslında İlker'i arayacaktık ama bir an annesini aramak mantıklı geldi..."
Ben hala meraklı gözlerle beklerken Burcu'nun nefes alışı bir an zorlaştı ve akan gözyaşı ile devam etti;
-"Bu bizim Bay Yetenek bize hediye almak için Nişantaşı'na çıkmış ne bokuma gidiyorsa salak! Dönüşte eve tam girecekken polislerden kaçan bir arabanın hızla çarpmasıyla kaldırıma düşmüş ve vücudu ağır hasar almış."
Ağlama Burcu sadece hıçkırarak ağlama.
-"Şu an hastahane de ve kimseyi yanına almıyorlar boynunda bazı yerler kırılmış vee..."
-"Vee neeeeee!!!"
-Ve boynundan altı hareket etmiyormuş."
O öyle ağlarken bende olduğum yerden hızlı ve sinirli adımlarla uzaklaşıp sadece yürüdüm ama sadece...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN
Teen FictionLise hayatımız da en keyifli an ve deneyimlerimizi yaşatan,yeni arkadaşlıklar ve hiç bitmeyen dostlar,acısı zamanla kapanan aşklar bırakıp gider..