Whatsapp:Diğer Yarım(12),DOSTLUK(567),Sena(4),0532.......(1) Bir dakika bilinmeyen numara ve 1 mesaj?
"Daha o güzel ellerini sıkıp tanışamadık ama ben Atıl.Şimdi "Kim bu deli? diye düşüneceksin ama ben seni hergün düşünürken senin beni 1-2 gün "Kim bu?" diye düşünmüş olman çok da kötü olmasa gerek,öyle değil mi?"
Sabah sabah Whatsapp'a gelen mesajın son kısımları gayette doğruydu,kim bu deli?Aksi gibi profil resminde resmide yok aslında var ama yüzü gözükmüyor,marjinal bir fotoğraf çekilmiş arkadaş.Elinde bira şişesi,dalgalı bir denize karşı,gri kapişonlu hırkasının şapkasını kapamış ve tabii ki arkası da dönüktü...Bu fotoğraftan birşey çıkarmam imkansız,ama merak etmiyorda değilim kim olduğunu...Atıl?Daha önce bu ismi hiç duymadım,en azından çevremde böyle bir kişinin olması ve benim onun hakkında hiçbir bilgimin olmaması çok tuhaf.İlker'e mesajı göstermeye yeltensem beni kesin döver,yada telefonu direk fırlatır.Elimde başka bir çarenin olmaması da cabası ama herşeye rağmen gidip İlker'e göstermeliydim daha sonra başka bi yerde öğreneceğine benden öğrenmesi en iyisi.Bugün mecburen okula gitmem gerekiyor,ahh bu arada biz sınav arasına çoktan girdik bile yaklaşık 1,5 haftadır evdeyim yoğun bir stres ve ders çalışma programım var.Kızlar grubu olarak evlerdeyiz ortak karar bu ama erkeklerin bulunduğu grup ise her zaman ki gibi okulda,yatakhanede kalmayı tercih ettiler.
Kalkıp hazırlanmamı tamamladım artık okula gidebilirdim bu bahane ile de çocukları görmüş olurum,belki onlar beni İlker'in gazabından korurlar...Bana göre normalde kısa ama insanların yoğunluğundan dolayı uzun geçen bir otobüs yolculuğundan sonra okula vardım.Öğrenci kartımı gösterip içeri girdim,nerde olduklarını az çok bildiğim için adımlarımı hiç vakit kaybetmeden bizim bankların oraya çevirdim.Doğru tahmin hepsi orda hatta kızlar da gelmişler sabah ki mesaj yüzünden İlker'in mesajları haricinde gruba gelen mesajları okuyamadım tabii...Adımlarım İlker'in sırtı dönük ve ayakta durmuş halini görünce daha da hızlandı.Şu an yapacağım şey fırtınadan önce yapacağım son eğlenceli şey olacak buna eminim...Bizimkilerin yanına yaklaştığım anda İlker'in biraz gerisinden hepsine sessiz olmalarını işaret ettim,böylece amacıma ulaşabilecektim.Bir anda hızla koşup İlker'in sırtına çarpıp etrafımda döndükten sonra geri çekildim,İlker ise şaşırmış bir şekilde sadece öne doğru biraz sendeledi ama sonra beni görmesi ile bütün şaşkınlığı gitti.Hafif bir kaş çatma ile beni omuzlarımdan tutup yalancı bir sarsma ile;
-"Napıyorsun Ada?Ya düşseydim dur,ya düşseydik?"
-"Düşmedik sonuçta neticeye bak sen."
Bana sinirle baktıktan sonra meşhur yan gülüşlerinden birini yaptı ve gerisi zaten onun kollarının altına girmemle son buldu.
Her zaman olduğu gibi grupla mükemmel vakit geçiriyorduk ama artık benim İlker'e söylemem gereken şeyi söylemem lazımdı.Anlık gelen cesaret sayesinde yanımda oturmuş elimi tutup dizine koymuş olan İlker'e döndüm ve bombayı patlattım;
-"İlker?Atıl diye birini tanıyor musun?İlker dedim ama size de soruyorum gençler,bir bilginiz var mı?"
Çocuklar birbirlerine "Atıl mı?,O kim ya?" gibi sorular sorarken gözlerim İlker'e kaydı ve bingoo tahmin ettiğim şey gerçekleşmişti.Boynunda sinirli anlarında çıkan o keskin damar,beni delip geçen kıskanç ve bir o kadar sorgulayıcı aynı zamanda da sinirli bakışları yine gözlerimdeydi...Bu gibi durumlarda ilk önce onun konuşmasını bekliyorum ki daha fazla saçmalamama gerek kalmasın.Kilit soruyu saniyeler sonra sinirli bakan gözlerle ve tane tane sorulan kelimelerle sormuştu;
-"Atıl kim Ada?"
Cevabım netti ama İlker bu konularda benden daha netti;
-"Bilmiyorum sabah kalktığımda Whatsapp'dan bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmiş,fotoğrafına baktım ama arkası dönük olduğu için tanıyamadım.Belki siz biliyorsunuz diye size bi sorayım dedim."
-"Fotoğrafına...mı baktın?"
Kaç cümle kurdum ben?3 mü?Takıldığı şey cidden fotoğraf mı?;
-"Evet belki yüzünü tanırım diye.Ne var bunda?Sen tanımadığın numaradan mesaj gelince resmine bakmıyor musun "Bu kim?" diye?Bende aynısını yaptım işte..."
-"Mesajı göster."
Cidden sinirlenmişti,mesajın içeriğini tahmin etmiş olabilir mi?Yok sanmıyorum ama keşke tahmin etse de ilk gördüğünde karşılaşacağım tepkiyi vermese...İlk önce telefonun kilidini sonra günümü mahvetmeye yakın olan Whatsapp uygulamasına girdim ve o lanet mesajı açtım.İlker elimden alıp okumaya başladı ama bakışları bakış değildi...Mesajı okuduktan sonra kendı telefonunu çıkardı ve numarayı "ATIL!" diye kaydetti benim beklediğim atma,kırma olaylarına girmemişti hiç,hayret.Arayıp sinirini çıkaracağını adım gibi biliyorum ama bunu beklemiyordum ve şimdi sıra bendeydi,bir gözünün seyirdiği bakışları anında bana döndü;
-"Senden hoşlanıyor.Senden hoşlanıyor!!Kim lan bu?Seni nerden tanıyor?Numaranı bulup da mesaj atma cesaretini nerden kazanmış?"
Öyle sinirle bağırıyordu ki cevap vermeye korkuyordum.KAPTANLIĞIMIN bir tek İlker'e sökmüyor olması ne hoş öyle değil mi?Grubun bu konuyu yani İlker'in karşısında KAPTAN kimliğimi kaybettiğimi bilmesi işime gelmemişti doğrusu.Çünkü şu an onlarda en az benim kadar korkuyla bakıyorlardı...Sonuç olarak korkunun ecele faydası yok;
-"Yemin ederim tanımıyorum,hayatımda duymadım Atıl diye birini..."
Sözlerimi sinirle soluyarak kesti;
-"Şu itin adını bir daha ağzına alma!"
Sesim kısıldı galiba;
-"Tamam almam."
-"Haberin olsun bak seni şimdiden uyarıyorum,ben bu çocuğu bulurum bir güzelde benzetirim.Sonra bana gelip de "Ne gerek var böyle saçma şeylere?" yok efendim "Neden dövüyorsun?" diye ağıt yakma.Ne demek lan seni hergün düşünürken?"
-"Salak işte İlker boşver uğraşma hem ben unuttum bile."
Telefonum hala elinde durduğu için elinden telefonumu alıp;
-"Bak mesajı da sildim gitti zaten,tadımızın kaçmasına gerek yok.Arayıp ne diyeceksen dersin gerisine gerek yok."
Bütün masum ve yumuşaması için olan sevgi dolu bakışlarımı gönderdim ama nafile;
-"Öyle bir telefon konuşması olacak zaten merak etme ama adres vermek için kafan rahat olsun.Hem ne demek ben unuttum ya,bir çocuk sana nerdeyse ilan-ı aşk ediyor sen attığı mesajı silerek rafa mı kaldırmaya çalışıyorsun?Yok öyle yemezler...O çocuk kimmiş,neye güvenerek sana bunları yazıyor öğrenmeden ve sinirimi almadan olmaz."
Diyecek birşeyim yok,aslında bir sürü var ama bu halleri beni korkutmayı başardığı için sadece susmakla yetiniyordum.Bakışlarımı gruba çevirdiğimde ise kimisi İlker'in yüzüne baktıktan sonra kafasını başka yöne çeviriyor,kimisi de bana çaresiz bakışlarını yolluyordu çünkü kimsenin ağzını açacak cesareti yoktu o anlarda.Aradan geçen süre boyunca bu bakışmalar devam ederken İlker'de bir hareketlilik oldu ve elini gergince saçından geçirdi.Kısa olan saçlar elinin arasından kayıp giderken bana tekrar mesajı hatırlattı o sinir dolu sesiyle;
-"1-2 günde sen düşün ne ya?Sen niye düşüneceksin ki o herifi?Senin düşünmeni,düşündürmeni sağlayacak bir herif mi sanki o?Ama yok ben ona öyle birgün yaşatacağım ki o beni 1-2 sene aklından çıkaramayıp,sürekli düşünecek."
Bu cümlelerden sonra gerisi hepimizin bıraktığı uzun ve kuru bir sessizlikti.İlerleyen günlerde herşey netleşip,sessizlik büyük bir sesle bozulacaktı...
MULTİMEDAYDA DA ATIL'IN PROFİL RESMİ VAR! İYİ OKUMALAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN
Teen FictionLise hayatımız da en keyifli an ve deneyimlerimizi yaşatan,yeni arkadaşlıklar ve hiç bitmeyen dostlar,acısı zamanla kapanan aşklar bırakıp gider..