8

28 6 1
                                    

Genç kız elindeki defterle neredeyse tüm vaktini geçirdiği aracın yanına gidip sırtını yaşlı ve kalın olan ağacın gövdesine yasladı. Nazikçe çevirmeye başladı zaten bir hayli yıpranmış olan defterin yapraklarını. Arkadaki sayfaya geldiğinde bir kez daha yüzünde hafif bir tebessüm oluşturmuştu. Kafasını etrafta gezdirdi. Gözleri aradığı kişiyi görememişti sanki. Her zaman yalnız kalmak için geldiği yerde belkide ilk kez yalnız kalmıştı. Ama nedense gözleri onu sürekli sinir eden kişiyi arıyordu. Belkide kendisinin varlığını tek fark eden kişiyide kaybetmişti. Kafasını arkasındaki ağaca yaslayıp gözlerini kapadı. İstediği olmuştu sonunda yalnız kalmıştı işte. Derin bir iç çekti ve oturduğu yerden kalkıp üzerini silkeledi. Bahçede yavaşça ilerlemeye başladı. O sıra da gördüğü şeye kafasını eğip daha dikkatlice baktı. Gördüğü şeyle hafifçe gülümsedi. Sanırım ilk kez onu gördüğüne bu kadar seviniyordu. Ağacın arkasında sırtını ağaca yaslamış olan Çocuğun yanına gitmek için adımlamaya başlamıştı ki bir an duraksadı. Dün... hep gülümseyen çocuk belkide onun yüzünden gülümsemiyordu. Onu kırmış olamazdı öyle değil mi? Cidden dün söylediği şeyler.. kendinden iğrenirmişcesine baktı genç kız. Bir gün bu kadar kalpsiz olabileceği aklına gelir miydi ki acaba? Ağacın arkasında oturan çocuğa bir kez daha baktı. Zaten yaklaşmış olduğu ağaca doğru bir adım daha attı. Tam ağacın arkasına geçip durdu. Her gün gördüğü kocaman üçgen gülümsemeyi göremeyeceği için kurmuştu belki de.

- ben... teşekkür ederim.

Ağacın arkasından kısık sözle söylediği cümleye cevap alamamıştı.

- üzgünüm....

Kızın sesi daha da incelmişti. Kısa süren bir sessizlikten sonra başını kaldırmadan gitmek için arkasını döndü. Okulun deli neşesi sanırım ilk kez onun yüzünden böyleydi. O gün genç kızın söylediği şeyler belkide duymak istiyeceği en son şeylerdi.

- Dün... ben gerçekten senin düşündüğün gibi miyim?

Genç kız işittiği sözle duraksadı. Dün söylediği sözler cidden ağır sözlerdi. Kendini bir canavar gibi hissetmişti adeta. Hayatındaki herkesi teker teker kaybediyordu. Bunca zamandır yanı başında kendini neşelendirmeye çalışan çocuğu göremicek kadar kördü. Onu sadece kendisini sinir ederek eğlenen bir çocuk olarak görmüştü. Fark edememişti..... sonuç olarak kendisini umursayan tek kişiyide kaybetmişti. Hatta kendine benzetmişti. Genç kızın gözleri hafifçe doldu. Yavaşça başını hayır anlamında iki yana salladı.

- Değilsin..

Ancak kendisinin duyabileceği kadar sessiz söylediği şeyleri mırıldandı. Onu bir daha kırmaktan çekinmişti sanki. Birazcık daha onun yanında kalırsa onu incitmekten korkmuştu belkide. Bunları söyledikten sonra hızlıca çıktığı sınıfın camından izliyordu onu. Tepkisizdi. Kendinden iğrenirmişcesine  baktı. Tıpkı babasının yaptığı şeyleri yapmıştı. Bir zamanlar asla babası gibi olmamak için kendine verdiği bir sözü daha tutamamıştı.gözleri dolar gibi oluduğunda başını yan tarafa çevirerek kendini engelledi. Bomboş sınıfta göz gezdirdi. Hepsi gibi çantasını sırtına taktı ve sınıftan çıkıp adımlarını eve doğru yöneltti. Sonunda diğer günlerden farklı bir gün yaşamıştı. İstediği de bu değil miydi zaten? Keşke... keşke sevinebilseydi.....




*^^*^^*^^*^^*^^*^^*^^*



Bu bölüm biraz kısa olduğu için diğer bölümü hızlıca atıcam


Promise | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin