Multimedya:
Sezen Aksu: Ben Öyle Birini Sevdim Ki...Zayn ft Rihanna: Angel
Merhaba sevgili okuyucularım. Keyifler nasıl? Kitabım uzun bir aradan sonra tekrar eskisi gibi aktif hale geldi. Yeni bölümü eminim beğeneceksiniz.
İyi okumalar...
Karanlığın binbir tonu...
Her bir tonuna gizlenmiş acı ve hüzün...
Hüznün içindeki kahrediş ve gözyaşları...
Hepsi toplanmış, vicdanıma karşı savaşıyorlardı. Belki tek yaşama sebebim vicdanımı yok etmek istiyorlardı.
Ben de içindeki kargaşayı önlemek için intihara teşebbüs ettim.
Soğuk tenimin altından, tüm iskeletimi sarmalarken, iliklerime işlediğini hissedebiliyordum.
Ama umurumda değildi.Ağlıyordum, ağlarken gülüyordum.
Soğuk tuhaf bir şekilde zevk veriyordu.
Gözlerim üzerinin örtülmesini bekliyordu ama göz kapaklarım ihanet edercesine direniyorlardı.
Gözlerimi yavaşça kapatarak karın beni içine çekmesine izin verdim...
...
Bir kaç saat geçmişti. Kendimi kaybetmek üzereydim. Dudaklarım tir tir titriyordu ve ellerim mosmor olmuştu. Yanımdan geçen birkaç kişi yardım için yanıma gelmişti ama kimseyi yanıma yaklaştırmamıştım.
Kimsenin bana acıyan gözlerle bakmasını istemiyordum ama gücüm insanların içindeki duyguları köreltmeye yetmiyordu. Belki de bu yüzden insalardan hep uzak durmuş, zihnimin koylarında kendi zehirli gezegenimi yaratmıştım.
Evrene bu kadar çabuk bağlanmamın sebebi de buydu. O da herkesten ve her şeyden uzaktı. Kendi zehirli gezegenini yaratmıştı. Orada duygularının, ruhunun kralıydı.
Onun gezeneninde şelalerenden akan zehir benim gezegenimin tek şifasıydı.
Benim gezegenimin dipsiz kuyularında muhafaza ettiğim zehir onun gezegeninin tek panzehiriydi.
Ona olan muhtaçlığımı onu ilk gördüğümde hissetmiştim.
Bu muhtaçlık ikimizi de yakacaktı. Kavuracaktı...
Bunu kendime yapmayı bile göze alırken ona kıyamamak...
Tamamen kendini kaybetmiş ruhum, soğuğu içine emiyordu. Üzerinde durduğum kar ateş olup tenimi yakarken net algılamadığım bir ses işittim. Ellerimi kendine bastırıp, bedenimi ısıtmak istesem de yapmadım. Yapmayacaktım.
Hayatta kalmak daha fazlasına mağruz kalmaktı. Hayat kat ve kat fazlasıydı.
Ruhumu şeytana satmış, tüm duygularımı bir köprüden girdabın içine bırakmıştım. Kendine dair ufacık bir şey bile bırakmak istemiyorken, sadece Evren'e olan hislerimi köreltememiştim.
Denemiştim...
Ama bu buzun ateş üstünde yürümesi kadar acı vericiydi.
Bir düş beni içine hapsetmeye başladı.
Dalgalı saçlarım tatlı rüzgarla savrulurken kendimi kapkara bir ormanın içinde buldum. Beyaz kara karşılık siyahımsı ağaçlarla çevrili tenha bir yerdeydim.Üzerimde bembeyaz uzun bir elbise vardı. Kar taneleri saçlarının üzerine ölü birer papatya gibi serpişiyordu.
Üşümüyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AVUÇ UMUT
JugendliteraturNefesimi bir zehir misali dışarıya üfledim. Nefesime mahkum kalan herkes bende zehirlendi. Sonra bende zehirlenenler, benim tek panzehirim oldu. Gözleri ölümü müjdeleyen bir melek kadar çaresiz ve ümitsizdi. Nefesi bir cesedin içinden çıkan umut gi...