10. Bölüm

50 3 0
                                    

Yolun kenarına arabamı park edip hediye satan güzel  bir mekana girdim.Güleryüzümle masanın önünde  oturan yaşlı  bir amcaya doğru yaklaştım . Geldiğimi fark edince kafasını kaldırıp bana baktı.

"Kolay gelsin amcacım."

"Hoş geldin yavrum."sıcak gülümsemesi içimi ısıtırken "Hoş buldum ." diyerek  mesafeyi koruyacak şekilde durdum.

"Ne bakmıştın güzel kızım."diye sordu yerinden kalkmaya çalışırken.

"Siz hiç zahmet etmeyin ben şuradaki kutulara bakıcaktım."kalkmasına  engel olduğumda yerine geri oturdu.

"Bu yaştan sonra zor oluyor burayı işletmek ama hem ekmek parası hemde seviyorum bu işi."

Yüzümden gülümsememi eksik etmeyerek "Güzel bir iş gerçekten güzel hediyeler var."dedim.

"Sen bak kızım oradan istediğine. "

Başımla onaylayıp kutuların olduğu yere dogru yöneldim.

Çizdiğim  resimleri koyacağım büyüklükte bir kutuyu elime aldığımda  üzerinde  yazan yazı çok hoşuma gitti.

Bazen hayatı seviyorum.Çünkü raslantı ,kader ,  tesadüf ...Yada ismine  ne dersek ...Onların sayesinde ikimizin yolunu kesiştirdiği için...

Bu güzel yazıyı  defalarca  okuduğumu fark eden amcanın sesiyle ona baktım.

"Güzel bir yazı değil mi?"

Başımla onayladığımda  karşısındaki sandalyeye  oturmam için işaret etti.Yavaşça kutu elimde  yanına gidip sandalyeye oturup amcaya baktım.

"Eşimi 2 yıl önce kanserden kaybettim."Gözleri  uzaklara dalınca bunu bozmak istemediğim  için susmayı tercih ettim.

"Şurası var ya hani..."diyerek kalbine işaret parmağıyla   iki kez vurdu."O gün durdu da bakma böyle nefes aldığıma fiziksel olarak yaşıyorum sayılır ama sen birde benim yerimden bak ."

Derin bir nefes alıp ben onu izlerken sözlerine  devam ettiğinde gözlerinin dolduğunu  gördüm. Masada duran peçetelikten bir peçete alıp ona uzattım.Peçeteyi aldıktan sonra yanaklarına doğru süzülen  damlaları sildi.

"Bir gün evden çıkmış  işime doğru giderken yolda onu gördüm.Kenarda durmuş birini bekliyor gibi bir hali vardı . Yüzü  biraz endişeli gibi gözükse de bunu gizlemeye çalışıyordu.Yanından geçerken  kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı.O günde işe erken  çağrılmıştım yoksa o saatte pek yola çıkmam.Neyse geçiyorum yanından bir anda bana doğru dönünce  göz göze geldik ilk kez ve boncuk gibi gözleri beni o zaman etkilemişti ilk olarak.Yanından geçtiğim sırada yüzünde  bir tebessüm fark ettim.Sanki yıllardır tanıdığın bir arkadaşına yolda selam veriyormuşsun gibi ...O gün yanından geçtikten  sonra aklımdan bir an olsun çıkmadı .Her sabah onu görürüm  umuduyla evden erkenden çıkıyordum.Durduğu yere bakıyor  belki biraz geç kalmıştır  diye de biraz karşı apartmanın önünde bekliyordum.Durduğu apartmanda oturuyor olabilir diye camlara bakıyordum sürekli. Bir kaç kez bu yüzden mahallede sorun yaşayınca daha da o mahalleden geçemedim.Yine bir gün işten çıktım durakta bekliyorum.Bir baktım üzerindeki siyah paltosuyla bana doğru yürüyordu.Yağmur yadığı için o gün sırılsıklam olmuş , saçları  bile o kadar güzel duruyordu ki yine heyecandan yerinden çıkacak  gibi atan kalbime rağmen onu izlemeye devam ediyordum.Durakta yağmurdan korunmak için   bekleyen bir çok kişinin arasında yanıma gelip yanımda durdu.Bir şekilde  aylardır aradığım kızın  , aklımdan bir türlü  çıkmayan  bu kızın  adını öğrenmeli, onunla sohbet etmeliydim.Normalde cesaretli bir insan değilimdir ki bir kadınla konuşmak  mı asla...Bana tabi deli cesareti  geldi bir anda elimi uzatıp 'Sami.' dedim.Önce anlamayarak baksa da sonradan aklına gelmiş olacaktı ki gülümseyerek  'Elif.' dedi.Elimi sıktıktan  sonra durakta baya sohbet ettik.Bir çok otobüs geldi geçti. Bir çok insan geldi ve gitti ama biz hala sohbet ediyorduk . Hava daha da kararmaya başlayınca onu eve bırakmayı teklif ettim.Kabul edince de  bize yakın olan evini öğrenmiş  oldum.O günden sonra sürekli konuşuyor ve buluşuyorduk.Artık bu işin adını   koymalıyız  diye düşündükten sonra da  bundan tam 45 yıl önce yani evlendik."

Benim bile bu sözlerin ardından gözlerim  dolmuştu.Duygusuz bir insan bile olsa  bu konuşmadan  sonra gözleri  dolardı eminim ki.

Sami amca sesli bir şekilde yutkunduktan sonra yine uzaklara dalarak konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

"Bir gün eve geldim baktım ağlıyor.'Ne oldu?' diyerek endişeyle yanına koştum.O aralar bu dükkanın sahibiyim ve isten dönüyorum. Hastaneye gittiğini  ve kanser olduğunu öğrenmiş.'Neden üzülüyorsun ki kanseri yenen bir çok insan var .' diye teselli ediyorum ama içim öyle  bir yanıyor ki benimde .Çaktırmamaya çalışıyorum ona.'Doktor bu yaş için  tedavi kesin sonuç vermez'dedikten sonra ağlamaya  devam etti.Tüm gece de sürdü  bu durum .Bende ondan gizli mutfakta , banyoda ağlıyorum.Tüm bunlara rağmen o 9 sene dayandı bu illete.Bir gün yatak döşek yatıyor ve beni yanına çağırdı. Ellerini tutup yanı başına oturdum.Bana ne dedi biliyor musun?"diyerek  gözlerimin içine baktı.

"Bazen hayatı seviyorum.Çünkü raslantı ,kader ,  tesadüf ...Yada ismine  ne dersek ...Onların sayesinde ikimizin yolunu kesiştirdiği için..."

Bu sözü  söyledikten  sonra gözlerimden yaşlar  istemsizce akmaya devam etti.

"Bana söylediği en son sözde bu oldu ve o günden sonra vefat etti.Bende onun bu anısını yaşatmak için bir çok yere  bunu yazdırdım.Bak şu tabloya ..."diyerek işaret ettiği yere baktığımda bir resim olduğunu  gördüm.Yatakta yatan bir kadın ve elini tutan bir adam.Altında bu yazı...

"Aldığın kutuda şu çiçeklerin  vazosunun üzerinde.Daha bir çok  yerde yazıyor.Bunu soran bir çok insan oldu ama ben kimseye bundan söz edemiyordum.Birbirini deli gibi seven  iki insan beni çok iyi anlardı ki kimsede bu sevgiyi göremedim. Belki birileri yansıtamadı bu duyguyu  bana ama sen bu dükkana gelen bir çok insandan farklısın.O yazıyı defalarca okurken ki bakışların  bana gerçek sevgiyi gösterdi. O duyguyu senden aldım ve gerçek aşkı bildiğini  düşünüyorum.Kime aşıksan çok şanslı bir çocuk. Umarım boyle güzel seven bir kızı asla üzmez."dedikten sonra yanaklarından yaşları tekrar silip gülumsedi.

"Başını şişirdim güzel kızım. "

"Olur mu öyle şey ...Ben çok üzgünüm.Başınız sağ olsun..Hem ben sizi çok sevdim Sami amca."

Bende yanaklarımdan süzülen yaşlari silip burnumu çektim.

Elimdeki kutunun üzerindeki  yazı  büyük bir anlam taşıyordu..

"Ben gitsem iyi olucak."dedikten sonra cüzdanımı  çıkartıyordum ki amca engel oldu.

"Sakın...Bu benim sana hediyem olsun."

Amcaya olmaz bakışlarımı atarken ısrar edince bir sey diyemedim. Teşekkürleri sunup sohbet etmek için yanına uğramak adına söz verdikten sonra kutuyla oradan ayrıldım.

Bu hikayeyi duyduktan sonra Alp bu özel  hediyeyi daha çok  sevecekti..

Sokak DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin