5.Bölüm

139 7 0
                                    

Bir sandalyede kollarım bağlanmış öylece oturuyordum.Yanaklarımdaki ıslaklık ve akan burnumu çekmekle meşgulken bir yandan da benimle aynı konumda olan Yağız'a bakıyordum.

Ağzının kenarından akan kanlar ve gözünün üstündeki morluklarla zar zor "Hira."diyebildi.

"Konuşma bu halde .En kısa zamanda kurtulucağız bu durumdan."

Ne kadar kendimi teselli ediyor olsam da bu adamlardan iyice korkmaya başlamıştım aslında .Bütün adamlar dışarı çıkmış içeride sadece biri kalmıştı.Oda telefonda konuştuğundan bizi fark etmiyordu bile.

Ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım. Böyle giderse gerçekten Yağız'ı döverek öldürebilirlerdi ve şu durumdaki hali bile o kadar kötüydü ki nefes almakta bile zorluk çekiyordu.

Ellerimi oynatarak ipi gevşetmeye çalışmama rağmen bir sonuca ulaşamadım .Defalarca zorlamama rağmen ipin bileklerimi kesiyor oluşunun verdiği acıdan başka bir işe yaradığı yoktu.

Bir şekilde bu durumdan kurtulup Alp'i aramayı denemeliydim .Şimdiye kadar çantamda duran telefonumdan bir ses gelmediğine göre beni ne Alp ne de başka biri aramamıştı ki bu bir yandan da telefonumu almamış olmaları açısından iyiydi.

Bu keskinliğin acısına dayanarak biraz daha oynatmaya çalıştım ellerimi.Ne olurdu sanki ellerimi bağlayan adam ipi biraz gevşek bağlamış olsaydı.

Olacağına inanarak biraz daha zorladım. Bizimle duran adamın arkası bize dönük telefonda konuştuğu için bizim ne yaptığımızı göremiyordu .Eğer buradan kurtulma ihtimalim varsa en yüksek şansım işte bu andaydı .Başka biri daha içeri gelirse kurtulma imkanım daha aza düşerdi. Yada her an telefonuyla konuşması bitebilir ve bizi kontrol etmeye yanımıza gelebilirdi.

Bir umut biraz daha zorlayıp acıyan elimi umursamadan ellerimi kurtarmayı başardım.Sessiz olmaya özen göstererek ipi ellerimden çözüp acıyan bileklerimi umursamamaya çalışarak yerimden kalktım . Içimden dua ederken bir yandan da sandalyeyi elime alıp ayak uçlarımda adama doğru yürüdüm.Yağız'ın durumu pek iyi olmadığı için benim ne yaptığımı görmüyordu .Adama yaklaşır yaklaşmaz da sandalyeyi kafasına indirdim.

"Aaaahhhh"diyerek elindeki telefonu düşen adam eliyle başını tutarken yavaşça bana doğru döndü. Biraz yapılı olduğu için etki göstermediğini düşündüğümden içimi bir korku aldı. Eğer bayılmazsa yine o elleri bağlı halime dönecektim ki bu benim bir yandan da sonumun gelmesi demekti. Ne yapacağımı bilmeyerek adamın gözlerine baktım. Başını tutan adam bir anda yere yığıldı o an .Onu o halde bırakıp koşarak aceleyle çantada kalan telefonumu bulup Alp'in numarasını tuşladım.

"Aç hadi aç artık."diyerek omuzumla kulağım arasına telefonu şıkıştırıp Yağız'ın yanına doğru yürüdüm.

Onunda ipleri çözerken bir yandanda Alp'i tekrar tekrar arıyordum. Son kez aradığımda da açmayınca içeri biri gelmesin diye de içimden dua ediyordum aynı zamanda .

Derin'in numarasını tuşladığımda ikinci çalışında telefon açıldı.

"Neredesin Hira ?"diye sordu merakla.Oldukça kısık bir sesle konuşmaya özen gösterdim ."Başım dertte Yağız'ın mekanındayım acilen abimi ara birde polisleri konumu atıyorum."

Hızlı davranıp Derin'in cevap vermesini beklemeden aramayı sonlandırdım ve Yağız'ın bana attığı konumu Derin'e attım.

Yerde yatan adamı da bir an önce bağlamam gerekiyordu .Yağız'dan çözdüğüm ipi alarak yerde yatan adamın ellerini bağladım.Belinde duran silahını da elime alarak Yağız'ın yanına gittim.

Sokak DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin