10.Bölüm

193 13 14
                                    

İlginç bir şekilde,Yağız'a bakıyordu Yasin hoca.Yağız ve arkadaşları bir an önce,hocanın başlamasını bekliyorlardı.İçeride minderlerden başka eşya yoktu.Camlar, tahtalarla itinalı bir şekilde kapatılmıştı.Hoca kapıda bekleyen oğlu Musa'ya,başıyla işaret ediyordu.En az babası kadar bilgiliydi Musa.Musa sırasıyla beş tane mum yakmıştı.Hocada dahil her birinin önüne,birer tane mum koymuştu.Artan tek mumuda yakıp,kendi oturduğu yere koymuştu.Önünde duran pas rengi kabın içinde;makas,iplik ve iğne vardı.Tüm hazırlıklar bitince,Yağız'dan olan biteni anlatmasını istemişti.Arkadaşları da dahil,bütün yaşananları anlatmışlardı.Sakalını sıvazlayıp,kararsız olduğuna dair hareketler yapıyordu.Anlatılan rüyalar hocaya düşünceye salmıştı.Çekindiği için,Yağız hiç bir şey soramıyordu.

Yasin hoca her birinden,birer tutam saç kesip bakır leğene atmıştı.İğneyle  parmaklarını kanatmış,leğene birer damla akıtmıştı.Ayrı bir kaba tekrar kanlarını damlatmış,küçük küçük kestiği kağıtlara bu kanla yazmaya başlamıştı.Yazdığı kağıtları büyük bakır leğene atmıştı.Yanında bulunan ince iplikleri üçü için ayrı ayrı okuyup,düğümlerle bitirmişti hazırlığını.Düğümlenmiş ipi her ne olursa olsun, koparmamaları konusunda uyarmıştı üçünü.

Duyulmayacak bir mırıldanışı vardı hocanın.Yasin hoca okudukça,ortada  bulunan bakır kaptan sular sıçrıyordu.Derken,Yağız sırtına bir darbe alıp yüzüstü düşmüştü.Düşmesiyle yüzü bakır kaptaki suya girmişti.Sırtında keskin bir acı hissediyordu.Ama kesinlikle, gözlerini açmamalıydı.Elindeki ip o kadar inceydi ki,kopmasından korkuyordu.Sırtından dışarıya,ince kanlar sızıyordu....

Kara Yağız...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin