Acı haber vücuduna,zehir gibi yayılmıştı sanki.Taş gibi oturmuştu yüreğine,annesinin ölüm haberi.Boğazına oturan yumru,ağlamasına engel oluyordu.Konuşmak ve her şeyi öğrenmek istiyordu."Benim yüzümden oldu.Dün gece ona hiç uğramadan,doğruca odama gittim.Ne olur anlatın bana, nasıl olmuş bu?"..
Hikmet yanına oturup,anlatmaya başladıkça Yağız'ın yüzünde ki ifade korkuya dönüşüyordu.Dehşetle olanları dinliyor,inanmakta zorlanıyordu.Yeryüzündeki hiç bir insan,böylesi bir ölümü hakedemezdi...Dinledikçe,onulmaz yaralar açılıyordu içinde.Bu normal olmayan ölümün arkasında,mutlak bir hayırsızlık vardı.Annesi nasıl bir kötülüğe bulaşmıştı ki,ölümü vahşet içeriyordu.Aslında üçü birden oldukça ürpermişlerdi..
Yapılan bir yangın ihbarında,ortaya çıkmıştı herşey.İtfaiye ve polis olay yerine gittiğinde,küle dönmüş bir takım şeyler bulmuştu.Yanan eşyalar arasında,bir kadın ayakkabası da bulmuşlardı.İzler takip edildikçe,bir bir yola saçılmış insan uzuvlarına rastlamışlardı.Öyleki manzaranın dehşetiyle,hepsi tekrardan kaçıp ilk olay yerinde almışlardı soluğu..En son gördükleri ise,filmden fırlamış bir korku sahnesi gibiydi..Dili dışarıya sarkan,gözleri oyulmuş,saçlarının bir kısmıda yanmış vaziyetteydi.Buldukları kimlik sayesinde, kim olduğunu anlamışlardı....